PYD Eşbaşkanı Abdullah, TEV-DEM yöneticileri Ehmed ve Dr. Mansur, kirli konseptin arka planını Özgür Gündem’den M. Ali Çelebi’ye anlattı: Ayrı ayrı amacı olsa da KDP, Türkiye, İran ve IŞİD Kürtleri çember içine almak istiyor. Rojava bu işgal konseptine karşı topyekün direniyor.
Ukrayna’daki darbe, Kırım’da Rusya’nın yaptırdığı bağımsızlık referandumu ve Rusya’ya ilhak süreci sonrası, enerjide büyük oranda Rusya’ya bağlı olan ülkeler ile ABD’nin alternatif enerji hatları arayışlarını hızlandırmaları gözleri Mezopotamya’daki enerji kaynaklarına, Akdeniz’de bulunan gaz potansiyeline çevirdi. Bu çerçevede ABD ve AB ülkeleri Suriye muhalefetini yeniden yapılandırma rotası tutturdu, daha fazla silah gönderilmesi planları devreye kondu. Diğer yandan İran’ın Suriye’deki etkinliği arttı. Baas ordusu Lübnan sınırında, El Kaide ve Selefi grupları Hatay’ın güneyindne itibaren Akdeniz kıyı şeridinde etkinliğini artırdı. IŞİD, Kobanê’de kıyım yapmaya soyundu. Bu ortamda Rojava ilk genel seçimlerini yapmak için yoğun çalışma içerisindeydi. KDP cephesinden de beklenmedik adımlar atıldı. Sınırda hendekler kazıldı. Aslında bu sancılı konjonktürde Hewlêr’de yeni bir hükümet olması gerekiyordu. Çünkü Federe Kürdistan’da seçimler 21 Eylül 2013’te yapılmıştı. KDP yüzde 37.4 oy almış, başaşağı gittiği görülmüştü. KDP 38 sandalye, Goran 24, YNK 18, Yekgurtiye İslami 10, Komala İslami 6 sandalye, kontenjana bağlı olarak Türkmenler 5 ve Hristiyanlar 5, Ermeniler 1 sandalye almıştı, ancak 7 aydır yeni hükümet yok. Böyle olunca koalisyondaki YNK dahil diğer partiler karşı çıkmasına KDP, Rojava’ya karşı IŞİD’in elini güçlendiriyor. PYD Eşbaşkanı Asya Abdullah’a geleşmelere dair soruları yanıtladı.
Kobanê IŞİD gibi güçlerce kuşatılmışken KDP yönetimi neden sınıra hendek kazdı ve Sêmalka-Peşxabur arasındaki Dicle Nehri üstündeki sınır köprüsünü kaldırdı?
Rojava’nın üzerinde bir konsept var. Özellikle 8 Mart’tan itibaren Kobanê Kantonu’na yönelik çok geniş bir saldırı başladı. Yine Serêkaniyê ve Cizirê Kantonu’nun farklı yerlerinde saldırılar oldu. Biz bunu genel bir konseptin ürünü olarak değerlendiriyoruz. Özellikle de bu çeteci grupların Rojava’yı işgal etme gibi bir amacı var. Fakat şimdiye kadar yaptıkları saldırılarda -Kobanê’ye dönük- sonuç alamadılar. Diğer taraftan Rojava’nın içerisinden geçtiği böyle devrimsel bir süreçte Rojava halkı bütünüyle direniyor. Toprağını, kurumlarını, özgürlüğünü ve yaşama biçimini koruyor. Bu verilen bedeller sayesinde bir yönetim oluşturuldu. Bu yönetimlerin ilanı Rojava halkı için stratejik bir adımdı. Bu aynı zamanda Suriye halkı için de önemliydi. Çözümün modeli sunuldu. Bunları savunmak için bir mücadele yürütülüyor. Suriye’de kriz derinleşiyor. Cenevre-2 bir karar veremedi. Böylesi bir dönemde Rojava’da stratejik adımlar atıldı. Bu da üç kantonun ilanıydı. Bu bütün sorunların çözümünün modeliydi esasında. Bu yönetimler de çalışıyorlar, daha da güçlenecekler. İşte böylesi bir dönemde KDP hem siyasi hem de bu son hendek kazımıyla açık bir mesaj verdi. KDP Rojava ve demokratik özerklik karşısında tavrını ortaya koydu. Rojava’nın kazanımlarına yönelik bir tavır. Bu da bir Kürdistan tarihinde bir ilk oldu. Ki Kürdistani bir güç Kürtlerin arasına sınır koyuyor. Kürdistan’ın parçaları arasına sınır koyabiliyor. Bu da çok yanlış bir siyaset. KDP’nin içerisinde yer aldığı konsept çok yanlış. Biz bu politikanın ve konseptin Kürt halkı, Kürt partileri ve kurumları tarafından kabul edilmeyeceğini belirtiyoruz. Kabul edilemez.
‘Ulusal olmayan bir siyaset’
Kürtler ulusal kongre istiyor, bunun gerçekleştirilmesi için çabalar var, ancak böyle bir tablo ortaya çıktı…
Devrim ve Kürt halkının özgürlüğü karşıtı bir konsept var. Rojava’nın üzerindeki tüm saldırılar bu kadar yoğunlaşmış iken, çeteler İslam adı altında Rojava’yı da kapsayacak bir devlet kurmayı amaçlarken, KDP Rojava’yı niye kabul etmiyor? Bu halkın emeği, fedakarlığı ve direnişiyle kurulmuş bir yönetim. Sorunların çözümü ve Kürtlerin kazanımlarının korunması için demokratik bir model. Sadece Kürtler için değil tüm Suriye halkları için demokratik bir model. Hem Kürtlerin haklarını savunan hem de Suriye’deki halkların birlikte yaşam zeminini sunan bir model var. Bunun düşmalığı yapılıyorsa o zaman tüm Rojava karşıtlığı yapılıyor demektir. Bu da ulusal olmayan bir siyasettir. Kürdistan her iki parçası arasında çekilen hat çok açık bir mesaj içeriyor. Bugüne kadar KDP’nin Rojava’da yürüttüğü siyaset birliğin sağlanması yönünde olmadı zaten. Biz KDP’ye şunu soruyoruz: Madem Rojava’da birlik istiyorsunuz, o zaman bu sınırların anlamı ne? Bugüne uygulanan ambargonun anlamı ne? Kurulan yönetimleri tanımıyorsan o zaman bugüne kadar Kürtlerin birliği yönünde söylediklerinin hepsi söylemden öte bir şey değil. Demek ki bunu altında bir plan varmış.
Kobanê Savaşı sırasında IŞİD’e destek için Türkiye’den insan ve silah akımı oldu mu?
Kobanê direnişi Kürt halkının tarihinde yer alıyor. Rojava’ya ağır saldırılar oldu. Bütün Kobanê halkı seferberlik içerisinde. Hatta Rojava halkı da. Bu çeteci grupları destekleyenlerin de siyasetleri böylelikle boşa düştü. Türkiye yaptığı açıklamalarda çeteci grupları desteklemediğini belirtiyor. Fakat bizler kuzeyde bazı planların ve hazırlıkların Rojava’ya karşı yapıldığını biliyoruz. Bunu herkes konuşuyor. Komşu ülkelerin iyi bilmesi gerekiyor ki; eğer Suriye halklarının yararını düşünüyorsanız ve dökülen kanın durmasını istiyorsanız artık bu çetelerin desteklenmemesi gerekir. Çünkü bu çeteciler girdikleri her yerde talandan, zulümden, öldürmekten, göçertmekten ve yıkmaktan başka bir şey yapmıyorlar.
Bu çalkantı içinde Rojava seçimlerinin kaderi ne olacak?
Bu konuda kanton meclisleri tarafından henüz verilmiş bir bilgi yok. Önümüzdeki günlerde değerlendirileceğini düşünüyoruz. Seçim komisyonlarının tartışmaları bitince kamuoyuna açıklayacaklar elbette.
BM’de Cenevre-3 hazırlıkları var…
Demokratik özerklik modelimizi Suriye halklarına model olarak sunma çalışmalarımız devam edecektir. Bizler toplantıların yapılması taraftarıyız. Suriye’deki bütün tarafların katılacağı toplantılar… Bu esas üzerinde de mevcut durmun artık önünün alınması gerekir. Suriye’nin geleceği demokratik çözümü için bazı kararlar alınması gerekir. Bizim projemiz de bu olacaktır. Bu toplantılarda da herkesimin temsil edilmesi gerekir. Kürtler de katılmalı ve temsil edilmeli. Çabamız bu yönde olacak.
Hazne’den çıkanlar, İran ve KDP
TEV-DEM (Tevgera Civaka Demokratik-Demokratik Toplum Hareketi) Yürütmesinden İlham Ehmed’in sorulara yanıtı şöyle:
Kobanê Savaşı’nın arkasında herhangi ülke var mı? Savaş bitmeye yakın mı?
Bazen YPG eylem yapıyor. Çeteler de kendi yerinde duruyorlar. Kobanê’ye girmek istediler, ancak o kırıldı. Rejimle bağlantılı olarak saldırı gerçekleşiyor. Onların gözünün önünde Suriye’den geri çekiliyorlar, Kürdistan bölgelerine geliyorlar. Rejimin gözü önünde oluyor, onlar hiç karışmıyor. Bu son süreçte Cizirê tarafında DAİŞ’in Türk komutanı ölmüştü. Hazne Köyü’nde hem güneyliler vardı hem de Türkler vardı. Güneyden gelen DAİŞ’liler İran’dan, KDP’den destek alıyor. Son çatışmalarda Hazne Köyü’nde bir grup öldü. Bir grubun hepsi güneylilerdi.
KDP’nin hendek kazmasının arkasındaki motivasyon nedir?
Federe Kürdistan’da hükümet yok, hükümet kurulmadı. Şimdi bütün siyaseti yürüten tek KDP’dir. Diğer partiler içinde değiller, ama onlar da biraz sessiz. Olanlara karşı büyük tepki olmuyor. KDP her şeyi kendine göre yürütüyor. Kanton sistemi dünya çapında iyi bir teyit aldı. Birçok ülkede tartışıyorlar. ‘Kürtler kendilerini nasıl koruyacaklarını biliyorlar, kendi sistemlerini kurdular’ diyorlar. Pozitif bir gelişim olarak değerlendiriliyor. Bu KDP’nin hoşuna gitmedi. Çünkü onlar da kendi hakimiyetini burda kurmak istiyordu. Bu da olmadı. O yüzden şimdi kızgın. Büyük bir nefretle hendek kazıyorlar. Bütün sınırı ve Kürtleri çember içine almak istiyorlar. Cezalandırıyorlar. Seçimleri sabote etme de içinde var. Çok ısrarla hendek kazıyorlar. Devam ediyorlar. KDP, Türkiye’yi destekliyor. Plan KDP’nin planıdır. Türkiye’ye kendisini ispatlamak için bu projeyi geliştirmiş. Arkasında ayrı planlar var sanırım. Ama deşifre olmamış. Rojava’ya ambargo koydurlar. Sonra askeri saldırı geliştirme ihtimali var. Bu planın kesinlikle bir sonuca varmaması lazım. Kürtler çok kızgın ve tepkili. Rojavalı Kürtlerin Türkiye’ye karşı şimdiye kadar ne zararı olmuş ki bu haince saldır yapıyorlar. KDP de öyle. Kürtler kendilerini, sistemlerini koruyor. Bu planı boşa çıkarmak için, bütün ihtimallere karşı kendini hazırlıyor.
Bombalı saldırılar organize edilebilir
TEV-DEM (Tevgera Civaka Demokratik) Yönetiminden Dr. Nasır Hac Mansur’a Kobanê’deki savaşın geldiği aşamayı sordum:
DAİŞ’e (IŞİD) Rakka ve Deyr Zor arasındaki güçleri destek oluyor. Halep, İdlip’ten çekilen güçler Rakka’ya gitmiş. Türkiye’den destek var. Resmi kapılardan geçiş olmuyor, Akçakale’de geçiş oluyor. Til Abyad’dan Serêkaniyê’ye doğru olan boşluktan yararlanıyorlar. Yaralıları gündüz bile geçiriyorlar. Türkiye’den grupların geçtiğini köylüler görmüş.
Dar bir cephede çok yoğun saldırdılar. Çok sert çatışmalar çıktı. Darbeler yedi, saldırılar büyük kayıplarla kırıldı. Çember var. Çatışmalar çıkıyor. Ama DAİŞ eski hızını kaybetmiş. Eski ‘savaşırız, yerlebir ederiz, hemen el koyarız’ diyen saldırı havası kırıldı.
Kobanê’de DAİŞ’e karşı karşı YPG, YPJ, El-Ekrad Cephesi, Rakka Devrimci Tugayları savaşıyor. Halk 8 yaşından 80’e kadar kadınlarla beraber herkes YPG, YPJ’ye destek verdi. Sanki bu Kobanê saldırısından vazgeçecekler.
Hendek meselesi neden çıktı? Hewlêr’de 4 partinin birleşmesi de hendek ve DAİŞ saldırılarıyla paralel oldu.
Hendek meselesi sadece sınır meselesi değil. ‘Kaçakçılık oluyor, bu sınırımızdır, sınırımızı koruyacağız’ gerekçeleri var. İncir çekirdeğini dolduracak kadar gerekçeleri yok. Köprüyü kaldırdılar KDP’nin bayraklarını koydular. ‘Bu KDP’nin kararıdır’ diyorlar yani. YNK de Goran da karşı çıkıyor. Tüm gelişmeleri engellemek amacıyla kazdılar. Seçimleri, demokratik özerklik yönetimlerini zorlamak, yönetimleri başarısız kılmak, güvenliği zorlamak için… Sanki bu plan Türkiye ile beraber oluyor. Herkesin ayrı ayrı amacı olsa da bir noktada bütünleşiyorlar. KDP, Türkiye ve DAİŞ bu direnişi kırmak istiyorlar. Bu noktada hemfikirdirler.
Bütünlüğe kimse ilke olarak karşı değil. Ama o hendeklerle beraber olunca sanki bir mesaj göndermek istediler. Bu KDP’nin mesajıdır. Düşmanlık mesajıdır. Özerk demokratik yönetimi hiçbir biçimde kabul etmiyorlar. Sanki sorunlar çıkaracaklar. DAİŞ’in yaptıkları şeylere onlar da başvurabilirler. Öyle grupları var. Patlamalar yapabilirler. Biz sonuna kadar savaşacağız.
M. Ali Çelebi-Özgür Gündem