Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Sezin Uçar: Adil ve demokratik bir barışın yolu faşizmin yıkılmasından geçiyor

    1 Eylül 2025

    Hatay’da Dünya Barış Günü açıklaması: “Suriye’ye insani yardım koridoru açılsın, savaş dursun”

    1 Eylül 2025

    Levant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu?

    1 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      90’larda diziler eleştiriyordu, bugün haberler susuyor

      30 Ağustos 2025

      Körlükler ve akılsızlıklar ülkesinde kadın olmak

      30 Ağustos 2025

      İklim politikalarında engelli hakları perspektifi: Adaletin ölçütü

      29 Ağustos 2025

      Bağımsız yaşam: Merhametin değil, adaletin eseri

      24 Ağustos 2025

      Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

      22 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Levant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu?

      1 Eylül 2025

      Irkçılığa dair

      31 Ağustos 2025

      Geç faşizme karşı bir anlamlandırma yöntemi önerisi: Konjonktürel analiz

      31 Ağustos 2025

      1970’lerin krizi: Sosyalist blok çözülürken Çin nasıl yükseldi?

      31 Ağustos 2025

      Trump’ın ‘güney’ cephesi: ABD donanması Venezuela kıyılarında

      30 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Sezin Uçar: Adil ve demokratik bir barışın yolu faşizmin yıkılmasından geçiyor

      1 Eylül 2025

      Cemil Aksu: Ekolojik mücadele demokratikleşme mücadelesinin bir boyutudur

      31 Ağustos 2025

      Ecehan Balta: “Kalıcı barış, ekolojik adalet olmadan mümkün değildir”

      31 Ağustos 2025

      Shleymun Elber Rhawi: “Süryani halkı barışa, özgürlüğe ve demokratik bir topluma en çok ihtiyaç duyan halklardan biridir.”

      31 Ağustos 2025

      Mahir Gürz: Süreç demokratik bir zemin ve muhtevadan uzak

      30 Ağustos 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Kurak iklim çorak ülke!

    Kurak iklim çorak ülke!

    ÖZER AKDEMİR Evrensel için yazdı: Bir yanda ülkemizde kalan son demokratik kırıntıları da yok ederek tek adam rejiminin çorak iklimini baskı ile ilelebet hakim kılmaya çalışan bir siyasi iktidar, diğer yandan tüm dünyada egemen olan kapitalist sistemin yol açtığı küresel ısınma kaynaklı kuraklık ve çoraklaşma!.. Kuraklığın da çoraklaşmanın da eşit, adil ve sömürünün olmadığı barışçıl bir ülke ve dünyada yaşamanın da tek yolu direnmekten geçiyor!.
    Özer Akdemir31 Mart 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    İktidarın faşist bir rejim inşası için siyasallaştırdığı yargı sopası ile sivil darbe girişimine karşı son 15 gündür uzun zamanların en büyük kitlesel eylemleri yapılıyor. Yüz binlerce, milyonlarca yurttaş hukuk, adalet, özgürlük, demokrasi talepleri ve yoksulluğa karşı meydanları dolduruyor.

    Ülke bir yanda tarihinin en büyük gösterileri ile çalkalanırken öte yandan yağmacı sermaye kesimi tıkır tıkır işlerine devam ediyor. Yargı, iktidardaki sermaye partilerinin direktifleri ile hareket ediyor. Açılan birçok çevre davası da şirketlerden yana sonuçlanıyor.

    En son, 2003 yılında Kanadalı TÜPRAG şirketinin Kışladağ Altın Madenine verilen ÇED olumlu kararı ile ilgili AİHM’nin “adil yargılama hakkı ihlali” kararını takmayıp “ÇED raporu hukuka uygun” diyen Uşak İdare Mahkemesini örnek olarak verebiliriz.

    Suyumuzun başını altıncılar tuttu!

    Öte yandan İzmir’in içme suyu havzasında 14 yıldır altın işletmeciliği yapan yine TÜPRAG Altın Şirketine ait Efemçukuru Altın Madeni kapasite artışına devam ediyor. Hem de yüz binlerce İzmirlinin içme suyunu sağlaması planlanan Çamlı Barajına su taşıyacak derelerin bulunduğu alanlarda.

    Çamlı Barajına altın madeni bu bölgede çalışabilsin diye 14 yıldır ÇED izni vermeyen siyasi iktidar geçtiğimiz aylarda bu blokajını kaldırmış, barajla ilgili ÇED süreci başlatılmıştı. Hem altın madeni hem içme suyu barajı, üstelik aynı bölgede nasıl olacak? Aslında bu sadece İzmirlilerin değil, Kaz Dağı’nda içme suyu havzasında işletilen, işletilmek istenen altın madenleri nedeniyle Çanakkalelilerin de merak ettiği bir soru.

    BM çoraklık raporu

    Ancak, bugün bu sayfada daha önce defalarca anlattığımız bu meseleyi değil, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2024 yılı sonunda yayımlanan kuraklık raporu ile ilgili bilgileri paylaşacağım. “Kuruyan toprakların küresel tehdidi. bölgesel ve küresel çoraklaşma eğilimi ve gelecek projeksiyonları” başlıklı rapor ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor. Çünkü, önümüzdeki günlerde daha çok gündeme gelebilecek olan (Ülkenin bu baş döndürücü hızlarla değişen yakıcı siyasi gündeminden fırsat bulabilirse tabii) kuraklık, susuzluk olgusu, bu ülkede yaşayan tüm canlılar için yaşamsal önemde bir konu.

    Bu konuda erken davranıp önlem almak yerine çiftçilerin suyunu yarıya indirmeyi bir çözüm olarak gören Aydın Valiliğinin geçtiğimiz haftalardaki “Bu sene sulama suyunun sadece yüzde 50’si verilecek” açıklaması ile ilgili tartışmaları hem bu köşede hem Çepeçevre Yaşam programında gündeme getirmiştik. Benzer uygulamaları önümüzdeki günlerde başka başka iller içinde de görmemiz çok büyük bir olasılık aslında. Bu yaklaşım susuzluğa, kuraklığa önlem olmaktan öte, sonuçlarının doğrudan halka bir mağduriyet olarak yansıtılması anlamına geliyor. Önlem alınacaksa eğer suları kirleten, aşırı su tüketen madenler ve enerji projeleri ile ilgili bir önlem alınması gerekir. Gerçek önlem ve kuraklık eylem planına buradan başlanmalı çünkü.

    Kuraklık ne demek, çoraklık nasıl oluşur?

    BM’nin çoraklık raporuna dönersek; belli bir dönemde yağışlardaki azalma olarak tanımlanan kuraklık, uzun dönem devam etmesi durumunda bitki örtüsünün ve toprak verimliliğinin azalması sonrası çoraklaşmaya dönüşüyor. BM’nin “çölleşmeyle mücadele sözleşmesi” raporuna göre, dünya topraklarının yaklaşık yüzde 77.6’sı, 2020’ye kadar geçen otuz yılda önceki 30 yıllık döneme kıyasla daha kurak koşullarla karşılaştı. Kurak alanlar yaklaşık 4.3 milyon kilometrekare genişledi. Küresel toprakların yaklaşık yüzde 7.6’sı çoraklaşma eşiklerini aştı. Böylece az çorak alandan daha çorak alan sınıfına dahil oldu bu topraklar. Eğer sera gazı emisyonları azaltılamazsa yüzyılın sonuna kadar dünyadaki yağışlı alanların yüzde 3’ünün daha kurak alanlara dönüşeceğine dikkat çekiliyor raporda. Rapor, iklim değişikliği ile artan sıcaklıkların, azalan yağışların dünyanın çorak bölgelerinin artmasına neden olacağını ortaya koyuyor. Raporda bu durumun etkileri ile ilgili görüşler de var.

    Rapordan bazı veriler

    Buna göre; yüzyılın sonuna kadar artacak çoraklaşma nedeniyle dünyadaki tüm toprakların beşte birinde ani ekosistem değişiklikleri yaşanabilir. Bu, dünyadaki pek çok bitki ve hayvan türünün yok olması anlamına geliyor.

    Rapordan bazı veriler şöyle:

    • Çoraklaşma, dünyadaki ekilebilir alanların yüzde 40’ını etkileyen, tarımsal sistemlerin bozulmasının ardındaki en büyük etken olarak kabul edilmektedir.
    • 1990-2015 yılları arasında Afrika ülkeleri için gayrisafi yurt içi hasılada (GSYİH) kaydedilen yüzde 12’lik düşüşün sorumlusu olarak artan çoraklaşma gösteriliyor.
    • Sera gazı emisyonları az da olsa artmaya devam ederse, gezegendeki tüm karaların (Grönland ve Antarktika hariç) üçte ikisinden fazlasının yüzyılın sonuna kadar daha az su depolayacağı tahmin ediliyor
    • Çoraklaşma, arazi erozyonu, tuzlanma, organik karbon kaybı ve bitki örtüsünün bozulmasıyla birlikte dünyadaki arazi bozulmasının en önemli beş nedeninden biri olarak kabul ediliyor.
    • Ortadoğu’da artan çoraklaşma, bölgede daha sık görülen ve daha büyük kum ve toz fırtınalarıyla ilişkilendiriliyor
    • Artan çoraklaşmanın, iklimin değiştiği gelecekte daha büyük ve daha yoğun kontrol edilemeyen yangınlarda rol oynaması bekleniyor,
    • Artan çoraklaşmanın yoksulluk, su kıtlığı, toprağın bozulması ve yetersiz gıda üretimi üzerindeki etkileri, dünya çapında, özellikle de çocuklar ve kadınlar arasında, artan hastalık ve ölüm oranlarıyla ilişkilendiriliyor,
    • Artan kuraklık ve çoraklaşma dünya çapında, özellikle de Güney Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ile Güney Asya’nın aşırı kurak ve çoraklaşan bölgelerinden insan göçünün artmasında önemli bir rol oynuyor.”
    Türkiye’ye etkileri

    Peki bu çoraklaşma Türkiye’yi nasıl etkileyecek? Ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz bölgesi çoraklaşma tehlikesi bakımından dünyanın en riskli alanları arasında gösteriliyor. Bir bölgesel kuraklık ülkesi olarak değerlendirilen Türkiye’deki meraların zaten yüzde 64’ünde yeterli bitki örtüsü yok. Önümüzdeki süreçte yaşanacak kuraklık ve çoraklaşma ile gıda güvenliğimiz çok ciddi bir tehdit altına girecek.

    Bir yanda ülkemizde kalan son demokratik kırıntıları da yok ederek tek adam rejiminin çorak iklimini baskı ile ilelebet hakim kılmaya çalışan bir siyasi iktidar, diğer yandan tüm dünyada egemen olan kapitalist sistemin yol açtığı küresel ısınma kaynaklı kuraklık ve çoraklaşma!..

    Hem ülkemizde hem dünyada insanca bir yaşamın devamı için işimiz çok zor. Kuraklığın da çoraklaşmanın da eşit, adil ve sömürünün olmadığı barışçıl bir ülke ve dünyada yaşamanın da tek yolu direnmekten geçiyor!..

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Levant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu?

    1 Eylül 2025

    Irkçılığa dair

    31 Ağustos 2025

    Geç faşizme karşı bir anlamlandırma yöntemi önerisi: Konjonktürel analiz

    31 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    90’larda diziler eleştiriyordu, bugün haberler susuyor

    Mine Söğüt

    Körlükler ve akılsızlıklar ülkesinde kadın olmak

    Elif Gamze Bozo

    İklim politikalarında engelli hakları perspektifi: Adaletin ölçütü

    Elif Gamze Bozo

    Bağımsız yaşam: Merhametin değil, adaletin eseri

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Fehim Taştekin

    Levant’taki İsrail düşü Türkiye için kâbus mu?

    Ohannes Kılıçdağı

    Irkçılığa dair

    Şebnem Oğuz

    Geç faşizme karşı bir anlamlandırma yöntemi önerisi: Konjonktürel analiz

    Ümit Akçay

    1970’lerin krizi: Sosyalist blok çözülürken Çin nasıl yükseldi?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    DEM Parti’li Altın: Mevsimlik tarım işçisi kadınların güvencesizliği sona ermeli

    22 Ağustos 2025

    BM: Küresel ısınma 2,4 milyar işçiyi tehdit ediyor, hızlı önlem şart

    22 Ağustos 2025

    TÜMTİS: Platform Turizm 500 çalışanın maaşını ödemedi

    22 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.