Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, Kocaeli ve Dilovası’ndaki hava kirliliğiyle ilgili yeni bir araştırma yaptı: Değerler, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlerin çok üzerinde, Dilovası’nda kanser riski 7 kat fazla
Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, sanayi yoğunluğunun baskısı altındaki Kocaeli ve Dilovası’ndaki hava kirliliğiyle ilgili yeni bir araştırma yaptı. Değerler, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kriterlerin çok üzerinde.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, Kocaeli’nde kurduğu hava kalitesi izleme istasyonlarından Dilovası ve Kocaeli’nin 1.1.2008-31.12.2014 tarihleri arasında yedi yıl boyunca yapılmış olan saatlik ölçüm sonuçlarını inceleyen Hamzaoğlu, kirlilik düzeyini hesapladı.
Hamzaoğlu’nun hesaplarına göre, Dilovası’nda havada bulunan toz miktarı, Dünya Sağlık Örgütü sınır değerine göre olması gerekenden 2009 yılında 3.7, 2010’da 3.9, 2011’de 3.6, 2013’de 4.6 ve 2014 yılında da yaklaşık 4.0 kat daha yüksek.
Aynı verilere dayanarak, İzmit’te havada bulunan toz miktarı Dünya Sağlık Örgütü sınır değerine göre olması gerekenden 2009 yılında 3.2, 2010’da 3.3, 2011’de 2.6, 2013’de 3.1 ve 2014 yılında da 2.9 kat daha yüksek.
Dilovası kanser riski altında
Hamzaoğlu ayrıca, İzmit ve Dilovası’nda hava kirliliğine bağlı akciğer kanseri oranlarını da hesapladı. Dilovası’nda yaşayanlarda hava kirliliği olmayan bir kentte yaşayanlara göre akciğer kanseri gelişme riski, 2009 yılında 6.5, 2010’da 7.1, 2011’de 6.4, 2013’de 8.7 ve 2014 yılında 7.3 kat daha fazla. Aynı şekilde, İzmit’te yaşayanlarda hava kirliliği olmayan bir kentte yaşayanlara göre, akciğer kanseri gelişme riskini, 2009 yılında 5.5, 2010’da 5.7 2011’de 3.9, 2013’de 5.1 ve 2014 yılında da 4.6 kat daha fazla olduğu tespit edildi.
Hamzaoğlu, yapılması gerekenlere ilişkin olarak da öncelikle Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, hava kirliliğine neden olanlar ile bunları denetlemesi gereken görevli bakanlık ve il yöneticileri hakkında soruşturma başlatması gerektiğini ifade etti. Ayrıca Dilovası ve İzmit’te yaşayan akciğer kanserli hastalar ile akciğer kanseri nedeniyle ölmüş olanların yakınlarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile il yönetimine tazminat davası açması gerektiğini de savundu.
Hamzaoğlu, konuyla ilgili yazdığı makalesinde Kocaeli genelinde yıllardır yaşananların hava kirliliğinin öncelikli müdahale edilmesi gereken bir halk sağlığı sorunu olduğunu ortaya koyduğunu ifade ederek çözüm için de şu ifadeleri kullandı:
“Hammaddelerin ve enerji kaynaklarının doğaya ve insana daha az zararlı olanlarla değiştirilmesi, teknolojinin modernize edilip, emisyon (atık) hacmi düşük üretim süreçlerinin devreye sokulması ve bunlara karşın ortaya çıkan emisyonların (atıkların) zararsız hale getirilmesi gerekir. Bugün için yapılabileceklerin hayata geçirilmesi için var olan hukuksal düzenlemelerin uygulanması, yetersiz olanların doğa ve toplum yararına yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Bunun için de hem yasamaya hem de kamu otoritesi olarak Hükümet , Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’ne büyük sorumluluklar düşüyor. Eğer niyetleri olursa bilsinler ki yapabilecekleri çok şey var…”
‘Halkı korku ve paniğe sevk ettin!’
Uzun yıllardır bölgede araştırma yapan Prof. Hamzaoğlu, bölgede sanayi yoğunluğunun insan sağlığını nasıl etkilediğini araştırıyor. Dilovası ve Kandıra’da annelerin ilk sütünde ve bebeklerin ilk kakalarında ağır metaller bulduğunu kamuoyuna açıklamıştı. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Dilovası Belediye başkanları profesörü etik davranmamakla itham ederek ‘halkı korku ve paniğe sevk ettiği’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu.
Hamzaoğlu’na yapılan baskı ve tacizi kınamak ve desteklerini ilan etmek üzere Onurumuzu Savunuyoruz Hareketi kurulmuş, pek çok sendika, demokratik kitle örgütü temsilcisi, bilim insanı ve öğrenci Hamzaoğlu’nun yanında yer almıştı.