HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün yanıtlaması istemiyle Manisa ve Ceyhan cezaevlerindeki tutsaklara yönelik işkence iddialarına dair bir soru önergesi verdi. Kemalbay, Gül’e iddialara ilişkin herhangi bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığını sordu.
SiyasiHaber
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Serpil Kemalbay, TBMM Başkanlığı’na verdiği soru önergesinde, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül’ün, Manisa ve Ceyhan cezaevlerindeki işkence haberlerine dair soruları cevaplandırmasını istedi.
Kemalbay, AKP iktidarının OHAL’in ilanından bugüne baskı ve hukuk dışılığa KHK’lar ile yasallık ve meşruluk kazandırmaya çalıştığını belirttiği önergede, “Cezaevlerindeki işkenceye yönelik Manisa T Tipi Cezaevi ve Adana M Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri konusunda yapılan açıklamalar Michel Foucault’un “iktidarın işkence görmüş bedenlerde gücünü yenilediği” kanaatini doğrular niteliktedir” ifadelerini kullandı.
Manisa T Tipi Cezaevinin C-16 ve A-24 koğuşlarında kalan siyasi tutuklu ve hükümlülerin kendilerine gönderdikleri mektuplar ve ailelerin başvuruları doğrultusunda tutuklu ve hükümlülerin cezaevi yönetiminin talimatı ve nezaretinde kötü muamele ve işkenceye uğradıkları, cezaevi ikinci müdürünün de darp olayları sırasında koğuşta bulunduğu ve talimat verdiği iddialarının ÖHP, İHD, TUHAYDER İzmir şubelerinin gerçekleştirdiği basın açıklamasında açıklandığını belirten Kemalbay, koğuşta bulunan 13 siyasi tutsağın tamamının darp edildiğini ve 3 kişinin ağır yaralandığını belirtti.
İşkencenin giderek sistematikleştiğini ve cezaevi yönetimi tarafından ölüm tehdidinde bulunulduğunu belirten Kemalbay, “AİHS m.3 taraf devletlere pozitif ve negatif olmak üzere iki tür yükümlülük yüklemektedir. Negatif yükümlülük, “devletin herhangi bir organı vasıtasıyla bireyleri işkenceye maruz bırakmamasıdır.” Pozitif yükümlülük ise, “yetki alanında yaşayan herhangi bir bireyin işkence veya insanlık dışı muamele ile karşılaşmaması için gerekli tüm tedbirleri alması ve kötü muamele iddialarını etkili bir şekilde soruşturmadır” İfadelerini kullandı.
Kemalbay tarafından verilen soru önergesinin tamamı şöyle:
Türkiye’nin üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nca 10 Aralık 1948 yılında ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 5’nci maddesinde “hiç kimse işkence veya zalimane, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele ve cezaya tabi tutulamaz” denilmektedir.
Türkiye’de 20 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren OHAL uygulamasında şiddetini arttıran baskı ve kabul edilemez hukuk dışılıklar, Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı KHK’ler ile yasallık ve meşruluk kazandırılmaya çalışılmıştır Cezaevlerindeki işkenceye yönelik Manisa T Tipi Cezaevi ve Adana M Tipi Kapalı Cezaevinde yaşanan hak ihlalleri konusunda yapılan açıklamalar Michel Foucault’un “iktidarın işkence görmüş bedenlerde gücünü yenilediği” kanaatini doğrular niteliktedir.
Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleri İle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAYDER) İzmir Şubelerinin 21 Kasım 2018 tarihinde yapmış oldukları basın açıklamasında, Manisa T Tipi Cezaevinin C-16 ve A-24 koğuşlarında kalan siyasi tutuklu ve hükümlülerin kendilerine gönderdikleri mektuplar ve ailelerin başvuruları doğrultusunda tutuklu ve hükümlülerin cezaevi yönetiminin talimatı ve nezaretinde kötü muamele ve işkenceye uğradıkları, cezaevi ikinci müdürünün de darp olayları sırasında koğuşta bulunduğu ve talimat verdiği açıklanmıştır. Koğuşta bulunan siyasi 13 tutuklu ve hükümlünün tamamının darp edildiği olaylarda, 3 kişinin ağır yaralandığının raporlandığı açıklamalar arasındadır. Ayrıca gardiyanlar tarafından her gün yapılan ve rutin hale getirilen ayakta sayım yapma uygulaması engellilere de uygulandığı, sayım sırasında bir mahpusun boğazının sıkıldığı ve kolunun sert bir şekilde arkaya kıvrıldığı, başka bir mahpusun kafasının her iki tarafından darp edildiği ve duvara sürtülerek yara açıldığı, bir başka hasta tutuklu ve hükümlünün bacağına atılan tekme sonucunda yaralandığı açıklanmıştır. İzmir İnsan Hakları Derneği yöneticileri ve tutuklu ve hükümlü aile yakınları ile yapılan telefon görüşmesinde ise; avluda şişe cam v.s. maddelerin atıldığı ve bundan kaynaklı yaralanmaların oluştuğu ve bu atılan maddelere cezaevi yönetimi tarafından durdurmaya yönelik işlem yapılmadığı gibi bizzat eşlik edildiği de iletilen şikâyetler arasındadır. Yaralanmaların çoğunun 40-50 civarında gardiyanın koğuşlara girerek gerçekleştirdikleri darplar sonucu olduğu, cezaevi yönetimince “sizden birini öldürelim mi “ diye tehdit edilmeleri üzerine mahpusların hayatlarından endişe ediyor olmaları ayrıca bir hukuksuzluk örneği olup kabul edilemez. 3 mahpus ise istekleri dışında Şakran Cezaevi’ne gönderilmiştir.
Ayrıca; Adana Ceyhan M Tipi Kapalı Cezaevi’nde ayakta sayımı ve ağız içi arama uygulamasını kabul etmeyen tutuklu ve hükümlülerin darp edildiği iddiası da basında yer almıştır. (Evrensel Gazetesi’nin 25.11.2018). Haberde Zafer BAHADIR’ın gardiyanların koğuşa gelip saldırmaları ile eli ve kafasının, diğer tutuklu ve hükümlülerin kafalarının kırıldığı, ardından da hücrelere kondukları, hasta mahpusların hastaneye sevk edilmediği ve tedavilerinin geciktirildiği belirtilmiştir.
AİHS m.3 taraf devletlere pozitif ve negatif olmak üzere iki tür yükümlülük yüklemektedir. Negatif yükümlülük, “devletin herhangi bir organı vasıtasıyla bireyleri işkenceye maruz bırakmamasıdır.” Pozitif yükümlülük ise, “yetki alanında yaşayan herhangi bir bireyin işkence veya insanlık dışı muamele ile karşılaşmaması için gerekli tüm tedbirleri alması ve kötü muamele iddialarını etkili bir şekilde soruşturmadır.”
Bu bağlamda;
- Başta yaşam hakkı ihlali, işkence ve kötü muamele iddiaları olmak üzere, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin etkin bir şekilde soruşturulması ve sorumluların yargı önüne çıkarılması konusunda uluslararası sözleşmeler doğrultusunda bakanlığınız tarafından soruşturma başlatılmış mıdır?
- Manisa T Tipi Cezaevi’nde tutuklu ve hükümlülerin, ailelerinin Cumhuriyet Savcılığı’na yapmış oldukları şikâyet başvurularını işleme koymayan, görev ve sorumluluğunu yerine getirmeyen ilgililer hakkında bir yaptırımınız olacak mıdır?
- Manisa T Tipi Cezaevi avlusunda şişe cam v.s. maddelerin atıldığı ve bundan kaynaklı yaralanmaların oluştuğu ve bu atılan maddelere cezaevi yönetimi tarafından durdurmaya yönelik işlem yapılmadığı gibi bizzat eşlik edildiği iddiaları bulunmaktadır. Bu durum TCK’nın 94. Maddesi uyarınca işkencenin kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanılmak suretiyle işlendiği anlamına geldiğinden ilgili personel hakkında gereği yapılacak mıdır?
- Manisa T Tipi ve Ceyhan M Tipi Cezaevlerinde ayakta sayım ve ağız içi araması yapılması konusunda bakanlığınızca herhangi bir genelge var mıdır? Var ise yayınlanma tarihi ve içeriği nedir?
- Darp edildikleri iddia edilen tutuklu ve hükümlülerin avukatları ile görüşülüp darp iddiasının doğruluğu hakkında bilgi istenmiş midir? Doğru ise ilgililer hakkında bir işlem başlatılmış mıdır? ve darp edilen mahpusların hastaneye sevk işlemlerinin yapılıp yapılmadığı cezaevi yönetimine sorulmuş mudur?
- Hasta tutuklu ve hükümlülerin hastaneye sevkinin yapılmadığı veya geciktirilerek yapıldığı konusundaki iddialar doğru mudur? Mahpusları göz göre göre ölüme terk etmek anlamına gelen bu keyfiyet konusunda bakanlığınızca nasıl bir işlem yapılacaktır?
- Talepleri olmaksızın Manisa T Tipi Cezaevi’nden Şakran Cezaevi’ne (T1 ve T3) nakil edilen Mehmet AYDEMİR, Hebat AYDEMİR ve Seracettin HERASS’ın nakil gerekçeleri nedir?
- Türkiye’de OHAL ve sonrası cezaevlerinde artan hak ihlalleri ve işkence iddialarının cezaevi yöneticilerinin nezareti ve bilgisi dâhilinde yaşanıyor olduğuna dair İHD ve çeşitli basın organlarında yapılan açıklamaları ihbar kabul edip yerinde inceleme yapmak üzere bakanlığınızca görevlendirme yapılmış mıdır?