90’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlere, gözaltında kaybetmelere ve yargısız infazlara dair davalar, AKP döneminde ya beraat ya da zaman aşımı kararlarıyla cezasız bırakıldı. En son Vartînîs, Nezir Tekçi ve JİTEM Ana davaları benzer akıbeti yaşadı.
Tansu Çiller’in Başbakan, Doğan Güreş’in Genelkurmay Başkanı ve Mehmet Ağar’ın İçişleri Bakanı olduğu 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetler, gözaltında kaybetmeler, yargısız infazlar ve köy yakmalara dair davalar tek tek kapatılıyor. Kamuoyunun baskısıyla açılan davalarda ya beraat kararı veriliyor ya da zaman aşımı gerekçe gösterilerek düşürme kararı alınıyor.
AKP, 2002 yılında sivil anayasa, temel hakların güvence altına alınması, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması talepleriyle ülke yönetimine geldi. 2012-2013 yıllarında, 90’lı yıllardaki faili meçhul cinayetlere, gözaltında kaybetmelere ve köy yakmalara dair davalar açılmaya başlandı. AKP’li yetkililer de bu süreçte, açılan davaları sık sık propaganda aracı olarak kullandı.
Ancak “konjonktürün” değişmesiyle birlikte açılan davalar da cezasızlıkla sonuçlanmaya başladı. Birçok itiraf ve delile rağmen gerçek suçlular ortaya çıkarılmadı. Göstermelik yapılan yargılamalar sanıkların lehine kapatıldı. Dosyaların neredeyse tümü ya beraat ya da zaman aşımı kararlarıyla kapatıldı. Bazı dosyalarda ise, tetikçiler göstermelik cezalarla sadece birkaç yıl cezaevinde tutuldu.
Kerboran JİTEM, Cizîr JİTEM, Qoser JİTEM, Gever JİTEM, Görümlü, Sivas, Vartînîs, Musa Anter ve Nezir Tekçi davaları cezasızlıkla sonuçlanan davalardan sadece birkaçı. En son JİTEM Ana Davası’nda benzer bir karar verildi. JİTEM Ana Davası’nın önceki gün görülen duruşmasında, zaman aşımı gerekçe gösterilerek davanın düşürülmesine karar verildi.
Böylece 90’lı yıllarda işlenen zorla kaybetme suçlarına dair açılan davaların büyük bölümü kapatılmış oldu. Zaman aşımı kararı ya da beraatla sonuçlanan bazı davalara dair ayrıntılar şöyle:
Musa Anter: Zaman aşımı
Kürt gazeteci-yazar Musa Anter, 20 Eylül 1992’de Amed’in Seyrantepe semtinde JİTEM tarafından katledildi. JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, cinayeti işleyenlerin isimlerini daha sonra itiraf etti. Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nda Anter cinayetinin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlanıp uygulandığı bilgileri yer aldı. Dosyada adı geçen JİTEM üyeleri ceza almazken, Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2022’de görülen duruşmada dava zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü.
Görümlü Katliamı: Beraat
Şirnex’ın Görümlü köyünde 14 Haziran 1993 tarihinde 6 kişinin zorla kaybedilmesine dair dönemin 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanı Mete Sayar, Görümlü 1. Mekanize Piyade Tabur Komutanı emekli Albay Hasan Basri Vural, 3. Bölük Tim Komutanı Üsteğmen İbrahim Kıraç, Yüzbaşı Murat Ali Yıldız, Kayseri Hava İndirme Tugayına bağlı Teğmen Serdar Tekin ve 2. Komando Tabur Komutanlığı’ndan Tansel Erok hakkında “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek” suçundan 2013 yılında dava açıldı. İlk duruşmada davanın Ankara’ya nakledilmesine karar verildi. Davada sanıkların hiçbiri tutuklu olarak yargılanmadı. 03 Temmuz 2015 tarihli görülen duruşmada, sanıkların beraatına karar verildi. 3 Nisan 2018 tarihinde temyiz incelemesi tamamlandı ve Yargıtay kararı onadı.
Licê Katliamı: Beraat
Amed’in Licê (Lice) ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde 15 sivilin öldürülmesiyle sonuçlanan askeri operasyonla ilgili, olaydan 20 yıl sonra, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi. İddianamede dönemin Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu ve Üsteğmen Tünay Yanardağ’ın “taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik ve cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından yargılanmaları talep edildi. Dava önce Eskişehir’e, ardından İzmir’e taşındı. Davanın ilk duruşması 1 Haziran 2015’te İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 7 Aralık 2018 tarihli son duruşmada sanık Eşref Hatipoğlu hakkında mütalaa doğrultusunda beraat kararı çıktı. Yargıtay temyiz incelemesi devam ederken 2022 yılında Eşref Hatipoğlu öldü. Davada sanık kalmadığından Yargıtay tarafından düşürme kararı verildi.
Kızılağaç: Beraat
1993 yılında yakılarak boşaltılan Muş’a bağlı Kızılağaç köyüne, aynı yılın Kasım ayında eşyalarını almaya giden 60’a yakın köylü gözaltına alındı. Muş İl Jandarma Alay Komutanlığı’na götürülen ve ağır işkenceye maruz bırakılarak 3 gün boyunca alıkonulan köylülerden bazıları daha sonra serbest bırakıldı. Mahmut Acar, Ali Can Öner, Yakup Tetik ve Mehmet Emin Bingöl gözaltında tutulmaya devam edildi. 4 köylü, 06 Kasım 1993 tarihinde Muş İl Jandarma Alay Komutanlığı’na yakın mesafedeki bir su kanalı civarında katledilmiş halde bulundu.
Van Cumhuriyet Başsavcılığı, 20 yıl sonra, zaman aşımı süresinin dolmasına bir gün kala, olayla ilgili iddianame düzenledi. Dönemin Muş Jandarma Alay Komutanı Naim Kurt’un “birden fazla kişiyi aynı sebeple ve taammüden öldürme, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanması istendi. Muş Ağır Ceza Mahkemesi’ne taşınan davada Naim Kurt, o dönemde Savaş Aksoy’un Alay Komutanı, kendisinin de yardımcısı olduğunu belirterek kendisini savundu. 28 Kasım 2014 tarihli duruşmada savcı esas hakkında mütalaasında, Naim Kurt’un jandarma alay komutanı olup olmadığının tespit edilemediğini belirterek beraat talebinde bulundu. Dava, 22 Aralık 2014 tarihinde beraat kararıyla sonuçlandı ve Yargıtay tarafından onanarak kesinleşti.
Kerboran JİTEM Davası: Beraat
Mêrdîn’in Kerboran (Dargeçit) ilçesinde 29 Ekim 1995 ile 08 Mart 1996 tarihleri arasında biri uzman çavuş, üçü çocuk, sekiz kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada 30 Ekim 2014 tarihinde ilk iddianame hazırlandı. İddianamede dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren, Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire, Dargeçit Merkez Jandarma Karakol Komutanı Mahmut Yılmaz, Karakol Komutanı Yardımcısı Haydar Topçam ve Uzman Çavuş Kerim Şahin’in “taammüden öldürme” suçundan yargılanmaları istendi.
Ancak soruşturma dosyasında şüpheli olarak adları geçen, çoğu korucu 16 kişi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildi ve Hikmet Kaya’nın zorla kaybedilmesi dosyaya dahil edilmedi. 1 Ekim 2015’te Adıyaman 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, 4 Temmuz 2022 günü görülen duruşmada karara bağlandı. Sanıklar hakkında “atılı suçları kanunî tanıma uygun şekilde işlediklerini tereddütsüz ortaya koyabilecek nitelikte, somut, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği” gerekçesiyle beraat kararı verildi.
İstinaf Mahkemesi, “delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı” iddiasında bulunarak, beraat kararını “yerinde” buldu.
7 Kişi katledildi: Dosya kapatıldı
Kerboran ilçesine bağlı kırsal Çêlik (Çelik) Mahallesi’ne 3 Temmuz 1993’te baskın düzenleyen askerler, Ahmet Kavakçıoğlu, Mehmet Kavakçıoğlu, Alaaddin Acar, Fahrettin Acar, Mahmut Erol, Süleyman Erol ve Zülfer Akkurt’u öldürdükten sonra bedenlerini ateşe verip yaktı. Öldürülen isimlerin yakınlarının şikâyeti üzerine Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Aralık 1993’te soruşturma başlatıldı, ancak daha sonra “görevsizlik” kararı alınarak dosya Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. DGM Başsavcılığı, 1994 yılında öldürülen kişilerin “PKK milisleri” oldukları gerekçesiyle “kovuşturmaya yer olmadığı”na karar vererek dosyayı kapattı.
Öldürülen isimlerin yakınları, 1 Kasım 2013’te Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Ali Tapan hakkında “Birden fazla kişiyi kasten öldürme” suçu kapsamında soruşturma başlatıldı. Dosya, 2014 yılında Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Başsavcılık, sadece İlçe Jandarma Komutanı Tapan’ın ifadesini almakla yetindi. Bu soruşturmaya dair de 2020 yılında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildi. Başsavcılık, kararın gerekçesinde öldürülen kişileri “PKK’li milisler” olarak tanımlayıp, yakınlarının ifadelerinin “soyut” olduğunu savundu.
Savcılığın 7 yıl boyunca keşif dahi yapmadığı cinayetlerin işlendiği Çêlik Mahallesi ise aynı yıl Ilısu Barajı sularının altında kaldı. Yakınlarını kaybedenlerin avukatları, Başsavcılığın kararına itirazda bulunup olay yerinde keşif yapılması talebinde bulundu. Ancak keşif talebinin kabul edilmemesiyle mahalledeki deliller tamamen sulara gömüldü. İtirazı değerlendiren Midyat Sulh Ceza Hakimliği, “takipsizlik” kararını emsal niteliğinde bir karar ile 2021 yılında kaldırdı. Hakimlik, değerlendirmesinde Başsavcılığın dosyayı sürüncemede bırakarak, “zaman aşımına” neden olduğunu belirtti. Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı, bir kez daha “kovuşturmaya yer olmadığı” yönünde karar vererek, dosyayı kapattı.
Qoser JİTEM Davası: Beraat
Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin katledilmesine ilişkin emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir hakkında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014 yılında dava açıldı. İlk duruşması 3 Mart 2015’te Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 9 Eylül 2019 günü öldürme suçundan zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verildi. “Silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasına dair ise beraat kararı verildi.
Pasûr Davası Zaman aşımı
8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesi ve Mûş’a bağlı Licik mezrası civarında General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonlarda gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı. 5 Kasım 2004’te 11 kişiye ait toplu mezar bulundu. 11 Ekim 2013 tarihinde konuyla ilgili düzenlenen iddianamede, Bolu 2 Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanması talep edildi. Ankara 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, 19 Eylül 2018’de verilen beraat kararıyla kapatıldı.
Beraat kararına karşı mağdur yakınları dosyayı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Bölge Adliye Mahkemesi, mahkemenin kararında bir isabetsizlik olmadığını belirterek 2020 yılında kararı onadı.
Avukatlar, dosyayı Yargıtay’a taşındı. Yargıtay, 14 Şubat 2024’te zaman aşımından dosyanın düşürülmesine karar verdi.
7 Sivilin Katledilmesi: Zaman aşımı
Pasûr ilçesinde 1991 yılında 7 sivilin askerlerce öldürülmesine ilişkin açılan dava da zaman aşımı gerekçesiyle düşürüldü. 24 Aralık 1991’te Çewlîg’in Bongilan (Solhan) ilçesinde yaşanan bir çatışmada yaşamını yitiren 3 PKK’linin cenazesini karşılamaya gidenlerin üzerine dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay İsmet Yediyıldız’ın talimatı ile ateş açıldı. Mehmet Nesip Altın, Neytullah Tekin, Hayrettin Demirtuyi, Felemez Bulut, Ömer Öztürk, Ali Miltaş ve Şahin Tekin hayatını kaybederken, Mehmet Şah Tekin ve Şeyhmus Altındağ isimli siviller yaralı kurtuldu. Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı, 25 Ağustos 1992’de Adalet Bakanlığı’na iletilmek üzere Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen fezleke ile sorumlular için yargılama izni istedi.
Savcı, 7 Temmuz 1993’te dosyayla ilgili “görevsizlik” kararı verdi, Savcı, olay günü Pasûr’da görevli olan Hezro (Hazro), Farqîn (Silvan), Erxêni (Ergani) ve Licê (Lice) jandarma personelleri hakkında soruşturma izni verilmesi için de il ve ilçe idare kurullarına yazı yazdı. Dosyada 2012 yılına kadar hiçbir ilerleme sağlanmazken, bu arada “Tuğgeneral” rütbesine yükselmiş olan Yediyıldız, emekliye ayrıldıktan sonra 1999’da Trabzon’da geçirdiği bir trafik kazasında öldü. Zaman aşımına kısa bir süre kala avukatların başvurusu üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı “birden fazla kişiyi aynı sebepten öldürme” suçundan yeniden soruşturma başlattı. 37 subay ve astsubayın “şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alındı. Soruşturma sürecinde Albay İsmet Yediyıldız’ın da aralarında bulunduğu 4 askerin hayatını kaybetmesi üzerine dosyada şüpheli sayısı önce 33’e, sonraki süreçte başka faillerin ölümleriyle birlikte 30’a düştü.
Dosya avukatı Nahit Eren, “yaşam hakkı ihlali” gerekçesiyle 2014 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Kasım 2017’de soruşturma dosyasına ilişkin “takipsizlik” kararı verdi ve hiçbir delil bulunmadığı öne sürüldü. 2018 yılında AYM’ye ikinci kez başvuru yapıldı. AYM, 2014’te “Yaşam hakkı kapsamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğünün ihlal edildiğine” hükmetti.
AYM’nin “ihlal” kararıyla 2020 yılında yeniden soruşturma açıldı. Savcı, 2023 yılında “zaman aşımı” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.
Dêrık Katliamı: Beraat
Mêrdîn Dêrik ilçesinde 1992-1994 yılları arasında katledilen 13 kişiyle ilgili dönemin Derik Jandarma Komutanı Tuğgeneral Musa Çitil hakkında “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek” suçundan 2012 yılında dava açıldı. Adalet Bakanlığı’nın talebi ve Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin onayı ile “güvenlik” gerekçesiyle Çorum’a nakledilen davada tutuksuz yargılanan Musa Çitil 21 Mayıs 2014 tarihli karar duruşmasında beraat etti. Yargılama sırasında Ankara Bölge Jandarma Komutanlığı’nda görevini sürdüren Musa Çitil, 08 Haziran 2015 tarihli YAŞ kararlarında terfi ettirilerek Tümgeneral oldu. Çitil, 08 Ağustos 2015 tarihinde Diyarbakır Bölge Jandarma Komutanlığı’na, 22 Temmuz 2017 tarihinde ise Jandarma Genel Komutan Yardımcılığı’na terfi ettirildi.
Cızîr JİTEM: Beraat
Şirnex’ın Cizîr (Cizre) ilçesinde 1993-1995 yılları arasında katledilen 21 kişiyle ilgili dönemin Cizre Jandarma İlçe Komutanı emekli Albay Cemal Temizöz, eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atak, Kukel Atak, Temer Atak, Adem Yakin, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ ve Burhanettin Kıyak hakkında “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak ve bu teşekküle katılarak mensubu olmak, insan öldürmeye azmettirmek ve insan öldürmek” suçlarından 2009 yılında dava açıldı. 2012’de Diyarbakır 6’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayan dava, Eskişehir’e nakledildi. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Nisan 2015 tarihinde sanıkların tamamı hakkında beraat kararı verdi.
Yüksekova Çetesi: Zaman aşımı
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesinde asker, polis ve itirafçıların 1990’lı yıllarda kurduğu Yüksekova Çetesi, onlarca faili meçhul cinayet işledi. 1996 yılında itirafçı Kahraman Bilgiç’in, Jandarma İstihbarat Astsubayı Hüseyin Oğuz’a verdiği ifadeler üzerine çete üyeleri hakkında dava açıldı. Yüksekova Çetesi’yle ilgili hazırlanan iddianamede, söz konusu suçların Yüksekova Tugay Komutanlığı eski Kurmay Başkanı Albay Hamdi Poyraz, Yüksekova Sınır Tabur Komutanı Yarbay Kamber Oğur ile Dağ Komando eski Tabur Komutanı M. Emin Yurdakul’un bilgisi dahilinde işlendiği belirtildi. Yüksekova Belediye Başkanı Ali İhsan Zeydan, Esendere Belediye Başkanı Tahir Akarsu, Üsteğmen Bülent Yetüt, Korucubaşı Kemal Ölmez, itirafçı Kahraman Bilgiç, Özel Harekât Polisi Enver Çırak’ın aralarında olduğu 13 kişi tutuklandı. Yakalananlar, çete kurmak, gasp, uyuşturucu kaçakçılığı, fidye, haraç gibi suçlamaların yanı sıra Abdullah Canan’ın da aralarında olduğu 16 kişinin öldürülmesi suçlarından yargılandı.
Amed’de 2001 yılında sonuçlanan davada, M. Emin Yurdakul’a 25 yıl, Enver Çırak’a 4 yıl, Bülent Yetüt’e 7 yıl, Kemal Ölmez’e 13 yıl, Kahraman Bilgiç’e 30 yıl ceza verildi. Albay Hamdi Poyraz ceza almazken, Belediye Başkanı Zeydan ve diğer sanıklar beraat etti. Mahkumiyet kararları Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından eksik soruşturma gerekçesiyle bozuldu. Hakkâri Ağır Ceza’da yeniden görülen dava, 18 Kasım 2005’de beraatla sonuçlandı. Yargıtay 6. Ceza Dairesi bu kez beraat kararını hemen onadı, 28 Kasım 2007 tarihinde de dava zaman aşımına uğratıldı. Davacı vekilleri bu kez Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na başvurdu. Dava, 3 yıl burada bekletildi. Dava, 15 yıl mahkeme mahkeme dolaştırıldıktan sonra zaman aşımından düştü.
Roboskî katliamı: Takipsizlik
Şirnex’ın Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboskî köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 34 kişi katledildi. Olayın ardından Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Uludere Alt Komisyonu, Mart 2013’te 84 sayfalık bir rapor sundu. Operasyon esnasında “kimlik tespiti yapmanın imkansız olduğu” belirtilen raporda, “olayın kasten yapıldığına dair bir delilin bulunamadığı” iddia edildi. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 11 Haziran 2013’te “taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” dosya hakkında “görevsizlik” kararı verdi. Başsavcılık daha sonra dava dosyasını Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi. Ancak Ocak 2014’te “takipsizlik” kararı verildi.
Dava avukatları, Haziran 2019’da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. “Yeni delil varlığı” sebebiyle Roboskî dosyasının yeniden açılmasını talep etti. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise “yetkisizlik” kararı vererek, dosyayı Uludere Cumhuriyet Savcılığına gönderdi. Haziran 2019’da yapılan başvuruyla ilgili henüz bir işlem gerçekleştirilmedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) de iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle 17 Mayıs 2018’de başvuruyu reddetti. AİHM gerekçesinde, dava avukatlarının eksik olduğu bildirilen belgeleri 15 günlük sürede değil, 17 günde göndermesini hata olarak kabul etti.
Madımak Davası: Zaman aşımı
Sivas’ta 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde 35 kişinin yakılarak katledildiği davada 28 Kasım 1997’de karar çıktı. 33 sanık hakkında idam, 14 sanığa da 15 yıla kadar değişen hapis cezası verildi. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi. Zamanla davada hiçbir tutuklu kalmadı. Firari 3 sanık yönünden devam eden yargılamada 14 Eylül 2023’te karar çıktı. Ankara 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi, zaman aşımı gerekçesiyle davayı düşürdü. Davada tutuklu bulunan tek sanık Hayrettin Gül ise 6 Eylül 2023’te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ikinci kez af yetkisini kullanması sonucu tahliye edildi.
Ankara JİTEM Davası: Beraat
Ankara ve çevre kentlerinde 1993-1996 yılları arasında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da aralarında olduğu 19 kişinin ölümüyle ilgili açılan dava da beraatla sonuçlandı. Abbas Semih Sueri, Alper Tekdemir, Ayhan Akça, Ayhan Çarkın, Ayhan Özkan, Enver Ulu, Ercan Ersoy, İbrahim Şahin, Lokman Külünk, Mehmet Kemal Ağar, Mehmet Korkut Eken, Muhsin Korman, Nurettin Güven, Seyfettin Lap, Uğur Şahin ve Yusuf Yüksel için “Suç işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütün faaliyeti çerçevesinde nitelikli kasten öldürme” suçundan açılan davanın karar duruşması 26 Mayıs 2023’te görüldü. Tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi de 18 kişi hakkında verilen beraat kararını onadı.
Mîdyat JİTEM: Delil bulunamadı!
Mêrdîn’in Mîdyad (Midyat) ilçesinde 1994 ile 1996 yılları arasında gözaltında kaybedilen Şehmus Eroğlu, Hüsni Çankaya, Nihat Aydoğan, Abdüllatif Şahin, Tevfik Ay, Mehmet Emin Atuğ, Şükrü Demir, Hizni Bilmen ve Abdülkadir Demir’in kaybedilmesine dair 2012 yılında dönemin Karakol Komutanı Hilmi Kahraman, astsubaylar Mehmet Ziya Odabaş, Metin Çetin, Murat Sevim ve Adem Kılıç hakkında açılan soruşturmada “zaman aşımı” kararı verildi.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Kasım 2023 tarihinde “yetkisizlik” kararı vererek dosyayı Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Başsavcılık, hemen sonrasında 5 Aralık 2023 tarihinde soruşturmaya dair “zaman aşımı” kararı verdi. Kararda, 9 kişinin öldürüldüğüne dair “herhangi bir delilin olmadığı” savunuldu.
Savcılık kararında “Şahısların yaşayıp yaşamadıkları hususunda kesin bir bilginin olmadığı, şahısların terör örgütünün dağ kadrosuna katılmış olabileceğinin ya da terör örgütü tarafından öldürülmüş olabileceğinin değerlendirildiği” denildi.
Savcı, daha önce verilen “yetkisizlik” kararını hatırlatırken, 9 kişinin askerler tarafından öldürülmesine ilişkin şikayet ve beyanları dikkate almadı. Savcı, 9 kişinin PKK tarafından öldürüldükleri yönünden yürütülen soruşturmaya dair, “PKK/KCK silahlı terör örgütleri tarafından öldürüldüklerine veya kaçırıldıklarına ilişkin kamu davasını açmayı gerektirir somut bir delil elde edilemediği” diye kaydetti.
Vedat Aydın: Zaman aşımı
Amed’de evinden 5 Temmuz 1991 tarihinde kaçırılarak katledilen ve cenazesi 2 gün sonra Elezîz’in Maden ilçesinde bir köprünün altında bulunan Halkın Emek Partisi (HEP) Amed İl Başkanı Vedat Aydın’ın failleri de bulunmadı. Aydın’ın ölümünün ardından başlatılan soruşturma, Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığının yetkisizlik kararının ardından Malatya Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. 20 yıl boyunca rafta bekletilen soruşturma dosyasında, 3 Kasım 1996’daki “Susurluk Kazası”nın ardından hazırlanan raporda cinayetin devlet içinde odaklanan bir çete tarafından yapıldığı belirtilmesine rağmen, bir gelişme sağlanmadı. Dosyanın zaman aşımı kapsamında düşmesine kısa bir süre kala Abdulkadir Aygan’ın cinayete ilişkin itirafları dosyaya girdi. Bu gelişmeyle birlikte 2011 yılında dosyanın zaman aşımı süresi 10 yıl uzatıldı. Bu kez olay yeri Amed olması nedeniyle soruşturma Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na devredildi. Aydın’ın ölümüne ilişkin başlatılan ve 1990’lı yılların ilk faili meçhul cinayet dosyası olarak da bilinen soruşturma, herhangi bir adım atılmaması nedeniyle davaya dönüşmeden 5 Temmuz 2021’de zaman aşımı nedeniyle düşürüldü.
Vartînis katliamı: Zaman aşımı
Mûş’un Têlî (Korkut) ilçesine bağlı Vartinis Beldesi (Altınova) kırsalında 2 Ekim 1993 tarihinde yaşanan çatışmada bir astsubay yaşamını yitirdi. Askerler, Vartinis’ten geçerken havaya ateş açtı ve “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” diye tehdit ederek köyden ayrıldı. 3 Ekim 1993’te beldeye gelen askerler, “örgüte yardım ettikleri” iddiasıyla köyü ateşe verdi. Köyde evleri ateşe verilen Nasır ve Eşref Öğüt çifti, en büyüğü 12, en küçüğü ise henüz 3 yaşında olan çocukları Sevim, Sevda, Mehmet Şakir, Mehmet Şirin, Cihan, Aycan ve Çınar Öğüt’le birlikte yanarak can verdi. O gece amcasının evinde kalan ve katliamdan şans eseri kurtulan Aysel Öğüt, daha sonra katliama ilişkin suç duyurusunda bulundu. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, dosyada görevsizlik kararı vererek, dosyayı Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Başsavcılığı’na gönderdi. DGM Başsavcılığı, olaya “faillerin belli olmadığı terör eylemi” olarak değerlendirip etkili bir soruşturma yürütmeden dosyayı kapattı.
Aysel Öğüt, 2003’te yeniden suç duyurusunda bulundu. Muş Cumhuriyet Başsavcılığı, bu kez olaya ilişkin soruşturma başlattı. Savcılık, iddialarda ismi geçen kişilerin askeri görevde oldukları gerekçesiyle Elazığ 8’inci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Dosya bu kez de 7 yıl askeri savcılıkta bekledi. 2011’de tekrar aile suç duyurusunda bulundu. Başsavcılık, yasa değişiklerini de dikkate alarak soruşturmayı yürütüp tamamladı. Dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Gökyazı Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan iddianame hazırladı.
Dava, “güvenlik” gerekçesiyle Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi. 1 Mart 2016’da davanın görülen karar duruşmasında, dönemin Hasköy İlçe Jandarma Komutanı Bülent Karaoğlu ile diğer 3 fail hakkında “delil yetersizliğinden” beraat kararı verildi. Karara karşı eksik soruşturma yürütüldüğü yönündeki itiraz Yargıtay tarafından kabul edildi. Dosyanın 5 yıl bekleten Yargıtay, katliamdan Bülent Karaoğlu’nun sorumlu olduğunu belirterek yerel mahkemenin verdiği beraat kararını “köyün yakılması emrini Yüzbaşı Bülent Karaoğlu vermiştir” diyerek bozdu.
Daire, ayrıca failler arasında yer alan rütbeli 3 asker hakkındaki beraat kararını ise onadı. Kırıkkale 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül 2021’de görülen ilk duruşmada dönemin İlçe Jandarma Alay Komutanı Bülent Karaoğlu hakkında tutuklamaya dönük yakalama kararı verildi. Ancak Bülent Karaoğlu Eylül 2021 tarihinden bu yana yakalanamadı. Mahkeme, 4 Aralık 2023 tarihinde davada zaman aşımı kararı verdi.
Nezir Tekçi: Beraat
Colemêrg’in Gever (Yüksekova) ilçesine bağlı Yekmal köyünde 28 Nisan 1995’te çobanlık yaptığı sırada gözaltına alınan ve bir askerin itirafları sonucunda katledildiği açığa çıkan Nezir Tekçi’nin ölümüne dair dava cezasızlıkla sonuçlandı. Emekli Albay Ali Osman Akın ile Yarbay Kemal Alkan hakkında “Tekçi’yi canavarca bir his sevki ile veya işkence ve tazip ile kasten öldürme” suçuyla yeniden yapılan yargılamanın 8’nci duruşması, 17 Ocak’ta Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme heyeti, sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
JİTEM Ana Davası: Zaman aşımı
JİTEM Ana Davası olarak bilinen davada da 30 yıllık süre gerekçe gösterilerek önceki gün zaman aşımı kararı verildi. 1999’da hazırlanan 11 sanıklı iddianame ile 2005’te hazırlanan 5 sanıklı iddianame, 2010 yılında birleştirilmişti ve “JİTEM Ana Davası” olarak anılmaya başlanmıştı. Söz konusu dava, yazar-gazeteci Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin 2013 yılında başlatılan dava ve Ayten Öztürk’ün işkence edilerek katledilmesine dair 2019’da başlatılan davayla birleştirilmişti. ‘JİTEM, Musa Anter ve Ayten Öztürk Davası’nın önceki gün Ankara’da görülen duruşmasında, kaybedilme tarihlerinin üzerinden 30 yıl geçmesi gerekçesiyle zaman aşımından düşme kararı verildi.
Kaynak: MA, 29.01.2025