İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul şubesinde gerçekleştirdiği basın toplantısında 6 Şubat 2023’te başlayan Maraş merkezli depremler sonrası yaşanan hak ihlalleri raporunu açıkladı.
İHD’nin deprem sonrası hak ihlalleri raporunda, mağduriyetlerde toplumsal eşitsizliklerin beliginleşmesi, sorumlulara yönelik cezasızlık sorunu ve enkaz kaldırma çalışmaları sonrasında yaşanan ekolojik sorunlar öne çıktı.
Belirginleşen toplumsal eşitsizlikler
Suriyeli mülteciler ayrımcılık ve ötekileştirme ile karşı karşıya kalırken kadınlar ve LGBTİ+’ler barınma, istihdam ve güvenlik alanlarında ciddi hak ihlalleri yaşıyor.
LGBTİ+’ler çadır ve konteyner alanlarında dışlanma ve şiddet riskiyle mücadele ediyor.
İHD, “Afet sonrası süreçlerde kadınlar, çocuklar, engelliler ve diğer kırılgan grupların özel ihtiyaçları gözetilmeli; toplumsal cinsiyet eşitliğini temel alan politikalar uygulanmalıdır” diyor.
Barınma hakkı ihlalleri
Depremin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, milyonlarca insan hâlâ temel ihtiyaçlarını karşılamakta, barınmakta güçlük çekiyor.
Asgari yaşam şartlarından uzak, hijyenin sağlanamadığı, altyapısı yetersiz konteyner kentlerde, depremzedelerin barınma hakkı her gün ihlal ediliyor.
Yapımı planlanan kalıcı konut projelerinin büyük bir kısmı tamamlanmadı. Teslim edilen konutlar ise uluslararası standartlara uygun değil.
Deprem sonrası yapılan kira yardımlarının yetersiz olması, birçok ailenin geçim sıkıntısı yaşamasına neden oluyor.
İHD’nin talepleri şöyle:
- Depremzedelerin güvenli, erişilebilir ve insan onuruna uygun barınma koşullarına erişimi sağlanmalı, geçici konutlar yerine kalıcı çözümler bir an önce hayata geçirilmeli
- Karar alma, kaynakların dağıtımı ve yeniden inşa süreçleri halkın, sivil toplumun ve uzmanların katılımına ve denetimine açık hale getirilmeli.
Sağlık ve eğitim hakkı ihlalleri
Depremden etkilenen bölgelerde sağlık ve eğitim hizmetlerindeki eksiklikler hala sürüyor.
Sağlık tesislerinin büyük bir kısmı ya kullanılamaz hâlde ya da yetersiz.
Büyük bir travma yaşanan bölge halkının psikolojik destek ihtiyacının karşılanmaması özellikle çocukları ve hassas grupları ciddi şekilde etkiledi.
Öğrenciler konteyner sınıflarda eğitime devam etmek zorunda kalıyor.
İHD, “yaşanan travmayla baş edebilmek adına ücretsiz ve erişilebilir psikososyal destek hizmetleri sağlanmalı” diyor.
Cezasızlık sorunu
Deprem öncesi yapısal denetimlerin eksikliği, mevzuata aykırı yapılaşma ve ruhsatsız binaların varlığının depremin felaket boyutunu artırdığına dikkat çeken İHD, aradan geçen iki yılda bu sorunlara yol açan kişiler, kurumlar ve kamu görevlileri hakkında etkin ve kapsamlı bir soruşturma yürütülmediğini vurguladı.
Dernek, sorumlulara yönelik açılan sınırlı sayıda davanın yavaş ilerlediğine ya da “delil yetersizliği” gerekçe gösterilerek sonuçsuz kaldığına dikkat çekti:
Kamu otoritelerinin denetim eksikliklerinden ya da afet sonrası süreçte yaptıkları hatalardan kaynaklanan sorumluluklarına ilişkin herhangi bir hesap verme mekanizmasının işletilmediği açıktır. Bu durum, mağdurlar arasında adaletin tesis edilmediği algısını güçlendirmekte ve toplumsal huzursuzluğa neden olmaktadır.
Acele kamulaştırma kararları, hak sahibi olmayanların mağdur edilmesi, kaynakların yanlış yönetimi gibi durumlarda sorumlu kişilere karşı herhangi bir yaptırım uygulanmamaktadır.
İHD “İhmali bulunan kamu görevlileri, müteahhitler ve denetim sorumluları hakkında şeffaf, etkin ve bağımsız yargı süreçleri işletilmeli; adaletin sağlanması için cezai yaptırımlar gecikmeksizin uygulanmalı” diyor.
Ekolojik sorunlar
Depremin ardından gerçekleştirilen enkaz kaldırma çalışmalarında ve yeniden inşa sürecinde ortaya çıkan ekolojik sorunlar, afetin etkilerini daha da ağırlaştırdı.
Yeniden inşa sürecinde tarım alanlarının yapılaşmaya açılması, çevresel dengenin bozulmasına ve bölge halkının geçim kaynaklarının zarar görmesine yol açmıştır. Bu durum, özellikle Adıyaman gibi illerde yalnızca ekonomik değil, ekolojik tahribat da yarattı. Yeşil alanların korunması ve yeniden ağaçlandırma çalışmaları konusunda yeterli adım atılmadı.
Ayrıca, taş ocakları ve maden sahalarının genişletilmesi, depremden etkilenen ekosistemi daha da tehdit ediyor.
İHD’nin talepleri:
- Enkaz kaldırma çalışmalarında, başta asbest olmak üzere zararlı maddelerin çevreye ve halk sağlığına etkilerini önleyecek uluslararası standartlar uygulanmalıdır.
- Yeniden inşa süreçlerinde tarım alanları, meralar ve ormanlar imara açılmamalı; doğayı koruyan, sürdürülebilir ve çevre dostu planlama esas alınmalıdır.
- İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için afet risk yönetimi politikaları geliştirilerek uzun vadeli çevresel planlar yapılmalı; afetlere dayanıklı kentleşme modelleri hayata geçirilmelidir.
- Afet eğitimi ve risk azaltma programları yaygınlaştırılmalı, özellikle yerel yönetimlerin kapasitesi güçlendirilmeli.
(Bianet)