İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi, bugün Galatasaray Lisesi önünde hasta tutsakların serbest bırakılması istemiyle basın açıklaması gerçekleştirdi.
İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu, bugün Galatasaray Lisesi önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla hasta tutsakların serbest bırakılmasını talep etti. Ellerinde hasta tutsakların resminin olduğu dövizleri taşıyan grup "Hasta mahpuslar serbest bırakılsın, Release seriously ill prisoners!" yazılı pankartla sloganlar attı.
Basın açıklaması ise şöyle:
"İHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu, 195. F oturmasında yine bu alanda, hasta mahpusların en temel hakları olan "yaşam haklarına" ulaşmaları için mücadelesini sürdürüyor.
İnfaz rejimiyle ilgili olarak 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki Kanunu (CGİK) bu konuda düzenlemeler içermektedir. Bu yasanın 71. maddesinde "Hükümlü, beden ve ruh sağlığının korunması, hastalıklarının tanısı için muayene ve tedavi olanaklarından, tıbbi araçlardan yararlanma hakkına sahiptir. Bunun için hükümlü öncelikle kurum revirinde, mümkün olmaması halinde Devlet veya üniversite hastanelerinin mahkum koğuşlarında tedavi ettirilir denilmek suretiyle tutuklu ve hükümlünün beden ve ruh sağlığı konusunda devlete mutlak bir yükümlülük getirilmiştir. Aslında bu düzenleme kaynağını Anayasa'nın 56. maddesinde belirtilen "Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak zorundadır." Hükmünün bir sonucudur. "
Yasalarca güvence altına alınan hatta hapishaneler için, hekim seçemeyeceklerinden dolayı, nitelikli hekimlerin görevlendirilmesini öngören sağlık hakkı ülkemizde işlevsel midir?
Bu yasalar Kandıra F Tipi Hapishanesinde 20 yıldır tutuklu bulunan Mehmet Nesih Sarıkaya için ne ifade ediyor?
İlk yakalandığında 20 gün süren ağır işkenceden sonra sağlığı bozulmaya başlayan Sarıkaya, o tarihten bu yana bel fıtığı, akciğer tüberkülozu, ülser, sinüzit, astım, gözde ilerlemiş miyop ve göz damarlarında çürüme, mide kanaması, astım krizi, solunum yollarından kanama gibi hastalıkların yanı sıra ciğerleri de iflas etmiş durumda. Günlük yaşamında temizlikten, beslenmeye kadar birçok temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Hastalıklardan kaynaklı bedenine artık iğne bile yapılamıyor. Sağlığı bu denli bozulan Sarıkaya'nın dışarıda rahatça tedavi edilmesi için, derhal yasa gereğince serbest bırakılması gerekirken, aylardır tedavisi engelleniyor. Keyfi gerekçelerle sevk talebi de reddediliyor.
Bir hukuk ülkesinde, durumu ağır olan bir mahpusun tedavisinin yapılmaması idam cezası değilse nedir?
Yetkililere bir kez daha sesleniyoruz;
Hasta mahpusların tedavilerini engelleyerek suç işliyorsunuz.
Hasta mahpusların sağlık hakları korunmalı, tedavileri yapılmalı ve sık sık sağlık taramasından geçirilmelidirler.
Hayati tehlikesi olan tüm hasta mahpuslar tam teşekküllü hastane raporlarıyla derhal serbest bırakılmalıdır."