Halkın Türkiye Komünist Partisi’nin (HTKP) Büyük Ekim Devrimi’nin yıl dönümü için Kozyatağı Kültür Merkezi’nde düzenlediği “97. Yılında Ekim Devrimi ve Sosyalizmin Güncelliği” başlıklı sempozyum sona erdi.
HTKP MK üyeleri Can Soyer, Hande Durna ve Erkan Baş’ın konuşmacı olduğu ilk oturumun moderatörlüğünü Kurtuluş Kılçer yaptı.
‘Ekim Devrimi’ne Bakışlar’ başlıklı ikinci oturum HTKP Parti Meclisi Üyesi Ali Önder Öndeş’in moderatörlüğüyle başladı. Bu oturumda yazar – çevirmen Yavuz Alogan, HTKP MK üyeleri Mehmet Karaoğlu ve Kurtuluş Kılıçer konuşmacı olarak yer aldı.
Sempozyumun “Ekim Devrimi: Bir Mirasın Güncelliği” isimli üçüncü oturumu, HTKP MK Üyesi Bilgütay Durna’nın moderatörlüğünde, yazar – çevirmen Erkin Özalp, yazar Haluk Yurtsever ve HTKP MK Üyesi Metin Çulhaoğlu’nun konuşmalarıyla yapıldı.
HTKP Merkez Komite üyesi Kurtuluş Kılıçer’in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda İleri Haber Genel Yayın Yönetmeni ve HTKP Merkez Komite üyesi Can Soyer, HTKP Merkez Komite üyesi Hande Durna ve HTKP Merkez Komite üyesi Erkan Baş konuşmacı olarak yer aldı.
DEVRİM VE EKİM
“Marx’tan Lenin’e Devrim ve Ekim” başlıklı bir konuşma yapan Can Soyer Marx’tan Lenin’e uzanan, ve hatta onları kapsayan, bir duygu durumu olduğunu onun da devrimci irade olduğunu belirterek “Marx’ın teorik, Lenin’in pratik; Marx’ın ilkesel Lenin’in pragmatik; Marx’ın ‘insancıl’, Lenin’in ‘acımasız’ olduğunu savlayan iddialar, en çok bu süreklilik açısından yanlıştır” dedi. Soyer Marx’ta da Lenin’de de devrimin tarihin olağan gidişatına müdahale eden, geçmişle bağlarını koparıp ileriye doğru sıçrayan, meşruiyetini kendi varlığından alan bir eylem olduğunu söyleyerek “Siyasallığı toplumsal ilişkilerin en önemli niteliği olarak gören, siyasal ilişkiler ağının merkezinde iktidarın olduğunu düşünen ve yeni bir toplumu kurmanın ön koşulu olarak siyasal iktidarın fethedilmesini başa yazan siyasal eylemdir” ifadelerini kullandı.
EKİM’İN PARTİSİ
“Ekim’in Partisi” başlıklı bir konuşma yapan HTKP Merkez Komite üyesi Erkan Baş, “Bizim açımızdan komünistler açısından Ekim Devrimi parti olmadan Bolşevik Partisi olmadan konuşulabilecek, değerlendirilebilecek bir şey değildir. Bütün olarak Ekim devrimini partiye indirgeyerek de yapılacak tartışmanın eksik olacağını düşünüyorum” dedi. Ekim’in partisiyle Türkiye’de Ekim’i yaratacak olan partinin nasıl olması gerektiğinin üzerinde durmak gerektiğini belirten Erkan Baş “Leninizm dediğimiz şey tek başına Leninist örgüt modeline indirgenemez. Burada sadece örgüt modeli tartışması yapmamamız gerekiyor. Leninist örgüt modeli tanımı yapmıyoruz. Ekim’in partisine bakıp ‘kopyala yapıştır’la Türkiye’de bir parti yaratmaya çalışmıyoruz” ifadelerini kullandı.
EKİM DEVRİMİ’NİN KADINLARI
HTKP Merkez Komite üyesi Hande Durna “Ekim Devrimi’nin Kadınları” başlığıyla yaptığı konuşmada “Ekim devriminin gerçekleştiği dönemin toplumsal şartlarına da bakmak lazım. Çarlık Rusya’sı kapitalizm öncesi üretim sisteminin devam ettiği ve bundan en çok kadınların etkilendiği bir dönem. Okuma oranları çok geri. Hayatın her alanında yaşanan sıkıntılar kadın alanında da yaşanıyor. Bazen geri adımlar atılmış olmasına rağmen, bu konuda çok radikal adımlar atılıyor. Devrim boyunca bu ısrarın devam ettiğini görüyoruz. Sovyetlerdeki ilk Medeni Kanunda kadınlar lehine çok ciddi adımlar atılıyor. Devrim öncesi talepler, devrimden sonra yasal düzlemde gerçekleşiyor” dedi. Bugün hala ülkemizde ciddi sorun olan başlık parası, dini nikahlar, çocuk gelinler gibi meselelerin 1920’lerde Bolşevikler kadın örgütlenmeleriyle çözdüğünü belirten Durna “Sovyetler birliği sonrası döneme bakmakta da fayda var. Sovyetlerin olmadığı koşullarda, sosyalizmin haklarının hepsinin kadınların elinden alınması kadınların geleneksel rollerine belki daha kötüsüne geri dönmesine neden oldu. Bugün kadınların çok daha ağır, ayrımcı bir durumda kaldığını görmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
HTKP PM üyesi Ali Önder Öndeş ‘in moderatörlüğünde gerçekleşen oturumda İleri Haber yazarı Yavuz Alogan, HTKP Merkez Komite üyesi Mehmet Karaoğlu, HTKP Merkez Komite üyesi Kurtuluş Kılçer konuşmacı olarak yer aldı.
‘SOVYETLERDE İTTİFAK ÇOK ÖNEMLİDİR’
Ekim Devrimi, Soğuk Savaş ve Antikomünizm başlıklı bir konuşma yapan Yavuz Alogan, “Bolşevikler kendi örgütsel geleneklerini yarattılar. Lenin, Rusya’nın özgün koşullarında kurulan örgütün bir ölçüde ‘pragmatist’ olması gerektiğini örgütüne benimsetti. Bolşevikler Avrupa daki sosyal demokrat partilerden ayıran militan bir örgüt olarak öne çıktı. Bolşevikler askeri becerileri kullanarak da devrimi kotarmışlardır. Bolşevik Partisi belirli durumlarda belirli bir takım işleri yapmaktan çekinmiyor. Mesela Çarın bir subayını alıp Bolşevik bir birliğin başına cepheye koyabiliyor. Mesele Troçki’yi Lenin belirli bir anda partinin en önemli adamlarından biri yapmaktan çekinmiyor, böyle bir cesareti var” dedi. Alogan, “Leninizm’in devrim teorisi çok geniş ittifaklar içerisinde örgütlenerek, toplumun bütün muhalefet kanatların arasından işçi önderleri çıkarıp devrimci öncü öznenin içine katarak mümkün kılabildi. Sovyetler’de ittifak çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
SOVYETLER, EMPERYALİZM VE ORTADOĞU
HTKP Merkez Komite üyesi Mehmet Karaoğlu, Sovyetler, Emperyalizm ve Ortadoğu başlığıyla yaptığı konuşmasında “Emperyalistlerin ilk refleksinin Ekim Devrimi’ni boğmak için 1918’de askeri bir girişimde bulunduğunu ve Kızıl Ordu tarafından bu girişimin boşa çıkarıldığını biliyoruz. Sovyetler Birliği’nin kendisine yönelik olan kuşatmayı yarmaya yönelik farklı ittifaklara girmeye çalıştığını görüyoruz. Tarihsel olarak Fransız ve Alman burjuvazisi arasında olan gerilim sonucu, Fransa’ya Almanlar saldırınca Fransızlar Sovyetlerle ittifak kurmaya karar verdiler” dedi. NATO’nun temel belgesi hakine gelen Harmel raporundan bahseden Karaoğlu “Harmel raporunda komünistler için artık bir birlikten söz edilemeyeceğini, Sovyetler, Çin ve Avrupa olarak 3 merkeze bölündüğünü ve hepsinin başka havalardan çaldığını söylüyor. 1968 öğrenci hareketleri için -işçi sınıfı da yer almıştır- sosyalizmin kan kaybettiğini, liberal sol, sivil toplumculuk gibi fikirlerin yayıldığı yazıyor. 80’lerle birlikte emperyalizm Helsinki Nihai Senedinin imzalanmasıyla başlatılan barış havasını tersine çeviriyor. Sağ gösterip sol vuruyorlar. Ve bunun sorumlusu olarak Sovyetleri ve SBKP’yi gösteriyorlar. Barış için de sosyalizm ısrarından vazgeçilmesi gerektiğini söylüyorlar” ifadesini kullandı.
SOVYETLER SONRASI DÜNYA
Sovyetler Sonrası Dünya başlığıyla konuşan HTKP Merkez Komite üyesi Kurtuluş Kılçer Ekim devrimiyle kapitalist emperyalist sistemi sıkıştıran zorlanan alanlarda emperyalizmin yeniden hızlıca yerleşmesi gibi gündemlerin yeniden önümüzde olduğunu belirtti. Kılçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Marx Osmanlı Kırım savaşında Osmanlı’yı destekliyordu. Rus gericiliğinin yenilmesi için. Bu tavrı güncelliğe vurursak bugün bizim Suriye’ye verdiğimiz desteğin altında BAAS hayranlığı yatmaz, devrimin çıkarı yatar. Suriye’ye yönelik emperyalizmin müdahalesine karşı, Suriye’nin yanında durma, onu destekleme temelli bir dış politikamız var” dedi. Kılçer sözlerini şöyle sürdürdü: “Son 20 yıla baktığımızda inisiyatif almış, düğmeye basmış, Irak’ı Afganistan’ı işgal etmiş, Yugoslavya’yı parçalamış bir emperyalizm görüyoruz. Bu tablo SSCB dağıldıktan sonra dünyanın ne hale geldiğine dair bize iyi bir tablo veriyor. Barışın olmadığı bir dünya tablosu var önümüzde.”