Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Kürt Kültür Festivali renkli görüntülere sahne oldu

    23 Ağustos 2025

    Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

    23 Ağustos 2025

    Oyunbozan SDG!

    23 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

      22 Ağustos 2025

      Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

      17 Ağustos 2025

      Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

      16 Ağustos 2025

      Yangını büyütelim!

      15 Ağustos 2025

      Kadınlara “lütuf” gibi sunulan hak: Yarım zamanlı çalışma tuzağı

      15 Ağustos 2025
    • Seçtiklerimiz

      Oyunbozan SDG!

      23 Ağustos 2025

      Bu yasayla buraya kadar mı?

      22 Ağustos 2025

      Dikkat: Yok olmak üzere!

      22 Ağustos 2025

      Osmanlı Millet Sistemi

      22 Ağustos 2025

      Türk – Arap ittifakı?

      18 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Bolivya’da sol iktidar sona seriyor: Darbeciler hesap sorabilir

      23 Ağustos 2025

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Hrant, Sırrı ve Selo

    Hrant, Sırrı ve Selo

    MUSTAFA ŞENER yazdı: Onlar bütün yeteneklerini sadece kendi mahallelerinde kullanarak bir konfor alanı elde etmek yerine, bu konforu yitirmeyi de göze alarak, öncelikle karşı mahalleye konuşmayı seçtiler. Onları çoğunluktan farklı ama birbirlerine yakın kılan bu hasletleriydi.
    Mustafa Şener8 Mayıs 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Biri Ermeni, biri Türk ve diğeri Kürt, ama üçü de aynı soydan geliyor. Yüksek kalitedeki aynı kumaştan dokunmuşlar.

    Üçünün de her anlamda çok iyi birer insan olmaları dışındaki ortak özellikleri aynı tarzda bir siyasal kavrayış ve mücadele anlayışına sahip olmalarıydı. Bu tarz barışçı, söze ve daha çok muhataplarını iknaya dayalı bir tarzdı. Ama her şeyden önce gerçek anlamda bir ‘siyasal tarzdı’ çünkü haklı bir davayı gerçekten büyütmeyi amaçlıyordu. Bunun için ve hatta öncelikle ‘karşı mahalledekileri’ muhatap alıyor, onları ikna etmeyi ve değiştirmeyi hedefliyordu. Çoğumuzun yaptığının tersine onlar kendi mahallelerine sıkışıp kalmak istemiyorlar ve bu yüzden hikâyelerini daha çok karşı mahalleye anlatıyorlardı. Çünkü bu davanın başarıya ulaşması sadece kendi saflarını tahkim etmekle olacak şey değildi, asıl olan karşı taraftan insanlar kazanmaktı ve bu da ancak karşılıklı konuşmayla mümkün olabilirdi.

    Yok, sadece üç kişiden ibaret değillerdi elbette, yanlarına kolaylıkla başka isimler de eklenebilir ama bence bu türden bir siyasetin bugüne kadarki en başarılı, sembol isimleri bu üçüdür dersek fazla günaha girmeyiz. Sahip oldukları yetenekler bunu kolaylaştırdı elbette: hikâye biriktirmek, şarkılar söylemek, en karmaşık mevzuları herkesin anlayabileceği bir dile çevirebilmek, olağanüstü bir belagat, ne olursa olsun bir gönül kırmayacak zarafet, bir kayayı bile etkileyecek bir samimiyet ve tevazu…

    Ama onlar bütün bu yeteneklerini sadece kendi mahallelerinde kullanarak bir konfor alanı elde etmek yerine, bu konforu yitirmeyi de göze alarak öncelikle karşı mahalleye konuşmayı seçtiler. Onları çoğunluktan farklı ama birbirlerine yakın kılan bu hasletleriydi.

    Gramscian terimlerle söylersek bıkıp usanmadan yürüttükleri mevzi savaşlarıyla karşı saflarda gedikler açmayı, Ulus Baker’in deyimiyle statükoyu ve yerleşik kalıpları sürekli ve inatçı darbelerle aşındırmayı denediler. Kabul etmek gerekir ki onların bu tarzı Ermeni meselesini de, Kürt meselesini de, kardeşçe/eşitçe ortak bir yaşam meselesini de karşı tarafa anlatmakta, ‘karşının’ bir bölümümü ikna etmekte diğer bütün yöntemlere göre daha başarılı oldu. Güçlerini ‘hakikatten’ ve samimiyetten aldılar, içinde yaşadığımız bu post-truth çağda bile bunların bir karşılığı olduğunu ispatladılar. Elbette bütün bunları tek başlarına yapmadılar. Örgütlü mücadeleye inanan insanlardı ve güçlerinin bir bölümünü örgütlerinden aldılar ama kendi özel hasletleriyle örgütlerini de bir başka seviyeye taşıdılar.

    Hrant’ı birkaç kere dinleme şansı ya da fırsatı bulmuş Türkler o güne kadar bildiklerini şöyle bir sorguladılar; Selo’yu televizyon ekranlarında gören en milliyetçi Türkler kafalarındaki o perdenin yırtıldığını, o donmuş kalıpların erimeye başladığını hissettiler; Sırrı’nın hikâyelerine kulak verebilenler bu adam yalan söylüyor olamaz dediler. Neredeyse kendiliğinden oluşan bir gönül bağına karşı koyamadılar. Herkes onlardan biriyle en azından bir çay içmek ya da bir türkü söylemek istedi.

    Zaten o yüzden de soyadlarını kaybettiler. Herkes onlara sadece ön adlarıyla seslendi: Hrant, Sırrı ve Selo yeterliydi, çünkü insan arkadaşına böyle seslenirdi…

    Elbette riskleri de vardı bu işin, sınırları da. Kendi mahallenin sınırlarını zorlayarak karşı mahalleye erişmeye çalışmak, bu yolla gerçek bir değişimin önünü açmak her zaman sadece zor değil aynı zamanda riskliydi. Yerleşik dengeleri bozarak fincancı katırlarını ürküttüler ki bu coğrafyada bunu yapmaya çalışmanın bedeli her zaman ağır olmuştur. Hele de Ermeni ve Kürt meselesi gibi mevcut düzenin en önemli surlarına saldırıyorsan. Üstelik böyle alışılmadık bir tarz sadece statükonun gazabını üstüne çekmekle kalmaz çoğu zaman kendi mahallenden de zılgıtı yersin. Nitekim Hrant’ı sevmeyen Ermeniler, Sırrı’yı sevmeyen Türkler ve Kürtler, Selo’yu etkisizleştirmeye çalışan Kürtler de oldu. Gördük hep beraber…

    Onlar bunların hepsini göze aldılar. Nitekim birisi öldürüldü, diğeri defalarca hapis yattıktan sonra bu ağır yüke dayanamayan yüreğinin isyanıyla aramızdan ayrıldı ve üçüncüsü de ciddiye alınabilir hiçbir suç isnadı yakıştırılamamasına rağmen yıllardır zindanda tutuluyor. Umalım ki en azından Selo daha uzun yıllar yaşasın ve özgürlük ve eşitlik mücadelesi için bir yandan büyük harflerle yazılan siyasal mücadelenin hakkını verirken diğer yandan herkesin gönül telini titretmeye devam etsin. Bir gün bu memlekete gerçek bir barış gelecekse bu sadece anayasa değişiklikleri, yeni yasalar, bildirgeler ve imzalarla olmayacak çünkü; aynı zamanda her mahalleden buna inanan, bunu isteyen, aynı güzel düşü gören insanların da çoğalması gerek…

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

    22 Ağustos 2025

    Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

    17 Ağustos 2025

    Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

    16 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Sinan Cantürk

    Bolu’da siyasi ikbal, sosyal medya ve fenomen belediye başkanı

    Furkan Ege

    Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır

    Özlem Tolu

    Kamuda 8. dönem TİS: Masanın siyaseti, emekçinin gerçeği ve çıkış yolu

    Tuncay Yılmaz

    Yangını büyütelim!

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Bahadır Altan

    Oyunbozan SDG!

    Bedri Tekin

    Bu yasayla buraya kadar mı?

    Feyza Bayraktar

    Dikkat: Yok olmak üzere!

    Mahmut Mutman

    Osmanlı Millet Sistemi

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    DEM Parti’li Altın: Mevsimlik tarım işçisi kadınların güvencesizliği sona ermeli

    22 Ağustos 2025

    BM: Küresel ısınma 2,4 milyar işçiyi tehdit ediyor, hızlı önlem şart

    22 Ağustos 2025

    TÜMTİS: Platform Turizm 500 çalışanın maaşını ödemedi

    22 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.