Adana Tabip Odası’na bağlı hekimler, her akşam 18.00-19.00 saatleri arasında Atatürk Parkı’nda hekimlere ve sağlık emekçilerine yönelik şiddet olaylarının sona ermesi Sağlıkta Şiddet Yasası’nın çıkarılması için ‘Şiddete Farkındalık Nöbeti’nde bir araya geliyor.
İstanbul’da Dr. Fikret Hacıosman’ın öldürülmesinin ardından sağlıkta şiddete karşı tuttukları nöbette konuşan hekimler, artık daha savunmasız olduklarına dikkat çekti.
Şiddet vakalarının birinci basamak sağlık hizmeti ve özellikle acil servislerde yoğunlaştığını ifade eden Adana Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Ahmet Hilal, acil serviste çalıştığı dönemde yaşadığı tehdidi anlattı. Ateşli silahla vurulan bir hastanın abisinin kendisini duvara dayayarak “Kardeşim ölürse seni öldürürüm” diye tehdit ettiğini söyleyen Hilal, hasta yakınını sakinleştirdikten sonra polis çağırdığını söyledi. O dönemde polis çağırarak sorunun çözülebildiğini belirten Hilal, bugün güvenlik konusunda doktorların daha savunmasız olduğuna vurgu yaptı.
Sorunun muhatabı hekim sanılıyor
TTB Merkez Konsey Üyesi Dr. Yaşar Ulutaş ise kayıtlara geçen toplam 12 hekim cinayeti vakasından 11’nin son 13 yılda gerçekleştiğine vurgu yaparak, bu 13 yıldan önce yaklaşık 40-50 yıl boyunca sadece 1 hekimin öldürüldüğünü anlattı. Ulutaş, sağlık sisteminin kötüye gidişinin bunda etkili olduğunu belirterek “Hasta sorun karşısında ilk karşılaştığı muhataba, hekime tepki gösteriyor. Merkezi otoriteye, Bakanlık’a ulaşamıyor” dedi. Kendisinin de birinci basamak sağlık hizmetinde çalıştığını belirten Ulutaş, hasta yakınlarının hastanelere silahla girebilmesinin işin en vahim tarafı olduğunu söyledi. Dr. Fikret Hacıosman’ın da hastası tarafından görevi başında silahla öldürüldüğünü hatırlatan Ulutaş, "Silahı nereden buldu? Silahlanmanın önüne geçilmesi gerek” dedi. Ancak polisiye önlemlerin de tek başına yeterli olamayacağını söyleyen Ulutaş, MEB’in 6’ıncı sınıf ders kitaplarında bile şiddeti körükleyen bölümler olduğuna işaret etti.
Şiddet vakalarının artmasının ekonomik sorunlarla ilişkisi olduğunu ifade eden Ulutaş, “Ekonomik sıkıntılar yaşayan vatandaşta tahammülü azalıyor” dedi. Dr. Fikret Hacıosman’ın hastasına istediği uyuşturucu maddeyi yazmadığı için, 2012’de Antep’te Dr. Ersin Arslan’ın ise hayatını kaybeden hastanın torunu tarafından dedesinin maaşını alabilmek için ölümü bildirmeme talebini reddetiği için öldürüldüğünü hatırlatan Ulutaş “Meslektaşlarımız hasta yakınları tarafından kanunlara uydukları için öldürüldüler” dedi.
Bu hızla giderse ölümler artar
Dr. Mahmut Erdoğan da kendisinin hemen her gün sözel ve fiziksel şiddet olaylarına şahit olduğunu, sağlıkta dönüşümle birlikte şiddet vakalarının arttığını söyleyerek sağlıkta şiddet yasasının bir an önce çıkarılması gerektiğini belirtti. Emekli olduktan sonra diyaliz hekimliği yapmaya başlayan Dr. Gülten Erbaş, Ceyhan Hastanesi Acil Servisi’nde bir hastanın kendisiyle ilgilenilmediğini düşündüğü için bıçağı çıkararak “Yapıyor musun, yapmıyor musun?” diyerek kendisine saldırıdığını söyledi. Erbaş, “Her nöbette dayağa ramak kalıyor. Eskiden sadece tehdit vardı. Şimdi ölümler artıyor” dedi. Özel bir hastanenin acilinde çalışan Dr. Can Eren de sağlıkta şiddetin nedenlerinin mesleğin itibarsızlaştırılması ve sağlıkta yaşanan sorunlar olduğunu belirterek hekim cinayetleri bu geometrik ortalama ile büyürse 10 yıl sonra ölümlerin yüzleri bulacağını ifade etti.
(Evrensel)