HDP Milletvekilleri, düzenledikleri basın toplantısıyla HDP’nin 3. Havalimanı’ndaki hak ihlalleriyle ilgili hazırladığı raporu kamuoyuyla paylaştı ve “Mevcut yasalar çerçevesinde dahi, hayati tehlike yaratan kötü iş koşullarına karşı devlet güçlerinin patronları soruşturuyor olması ve tutuklaması gerekirdi” dedi.
HDP Milletvekilleri Dilşat Canbaz, Murat Çepni, Oya Ersoy, Züleyha Gülüm, Serpil Kemalbay, Kemal Peköz ve Rıdvan Turan, Meclis’te düzenlenen bir basın toplantısı ile HDP’nin 3. havalimanı işçilerine ilişkin raporunu kamuoyu ile paylaştı.
Türkiye’de 10 milyona yakın kişi sigortasız, 3 milyonu aşkın kişinin ise hiçbir ücret almadan çalıştırıldığına, 5.7 milyon kişinin de işsiz olduğu söylenen raporda “Çalışma saatlerinin uzunluğu, yasal izinlerin ve fazla sürelerle çalışmanın bedelinin verilmemesi, kontrolsüz ve denetimsiz emek alanının en temel sorunlarındadır” denildi.
HDP’nin daha önce Meclis’e verdiği Meclis araştırması ve soru önergeleri de tekrar basınla paylaşıldı ve bu önergelerin AKP eliyle karşılıksız bırakıldığı söylendi. Raporda ayrıca, 3. Havalimanı’nın ekonomiye, çevreye ve işçilere verdiği zararlar değerlendirildi.
“3. Havalimanı ekolojik bir felakettir”
3. Havalimanı için 1 milyondan fazla ağacın kesildiğine, dönemin Çevre Bakanı’nın kesilen ağaçlar için “Yenisini dikeriz” dediğine dikkat çekilen rapor şöyle devam etti:
Birçok bilim insanının çok temel uyarılarına rağmen İstanbul ve Türkiye için çok kıymetli olan bu doğal alan vahşi bir şekilde AKP eliyle yağma alanına dönüştürülmüştür. Olağan bir hukuk döneminde olunsaydı ne bu proje için ÇED raporu çıkarılabilir ne de bu doğa katliamına izin verilirdi.
“3. Havalimanı ekonomik bir felakettir”
3. Havalimanı’nda mülteci işçilerin kayıt dışı çalıştırıldığına dikkat çekilen açıklamada, inşaatın ülke ekonomisine ve işçilere verdiği zararlardan şöyle bahsedildi:
Maliyet bedeli 10 milyar 247 milyon Euro ve ihale bedeli 22 milyar 152 milyon Euro olarak açıklan 3. Havalimanı kapsamında işçilerin direnişi, aslına bir tür vergi kaçakçılığını, sigorta primi kaçakçılığını, emekçilerle ilgili her türlü kayıtdışılığın nasıl örtbas edildiğini açığa çıkarmıştır. AKP vergi ve sigorta primi kaçakçılarının tarafındadır.
İşçilerin 12 saat çalıştırıldığına, havalimanının yerleşim yerlerine uzak olması sebebiyle hem yolun çok uzun sürdüğüne hem de işçilerin kışın ayazda, yağmurda, yazınsa sıcakta uzun süre servis beklediğine, işçilerin 2 kişilik “koğuşta” 6 kişi kaldığına, tahtakurusu sorunun bir yıldır çözülmediğine dikkat çekilirken inşaatta kullanılan 3 bin hafriyat kamyonunun, iş yetiştirme baskısı sonucu yaptıkları kazalara da değinildi. Raporda “İşçilerin talepleri arasında da yer alan bir şikâyet konusu da sağlık görevlilerine dairdir. Bu kadar yoğun işçi cinayeti ve yaralanmanın yaşandığı bu alanda ilgisizliğin bir nedeni de özellikle yaralanma vaklarında ‘patron yanlısı bir tavır takınma’ olarak ifade edildi. İşçiler kendilerinin muayene ve müdahale süreçlerinde aşağılandıklarını ve sağlık görevlilerinden saygın bir tutum beklediklerini ifade etmişleridir” denildi.
İnşaatta kaç işçinin öldüğü kamuoyuyla paylaşılmadı
Havalimanında çalışırken yaşamını yitiren işçi sayısına dair kamuoyuna net bir rakam sunulmadığını belirten HDP, yaşamını yitiren işçilere raporda şöyle yer verdi:
“Çalışma Bakanlığı’nın” konuya dair ne bir takip sistemi ne de önleyici bir yaklaşımı bulunmaktadır. Havalimanı işçilerinin haklı direnişi kapsamında ilk andan partimiz adına işçilerin yanında olan heyetimizin görüşmeler ve basın taraması ile tespit edebildiği işçi cinayeti sayısı en az 37’dir. Söz konusu 37 işçinin cinayeti Çalışma Bakanlığı’nca da teyit edilmiştir. Ancak özellikle inşaatın “harfiyat dönemi” olarak ifade edilen ilk dönemlerine ilişkin bilginin kısıtlı olması, havalimanı inşaatında yabancı, kayıtdışı ve taşeron işçi çalıştırmanın yaygın olması nedeniyle yaşamını yitiren işçi sayısının çok daha yüksek sayılarda olduğu dönem dönem kamuoyunun bilgisine de yansımıştır.
HDP heyetinin tespitlerine göre, 3. Havalimanı inşaatında binlerce işçinin işçi sağlığı ve güvenliği şartlarının yerine getirilmediği ve bu nedenle çok fazla ölümle ve ağır yaralanmalarla karşılaşıldığı görüldü. İşçi ve sendika temsilcileri ile yapılan görüşmelerde “ölüm sayısının yüzlerle ifade edilmesinde” bu gerçek yatıyor. Görgü tanıklarının ifadelerinde “yaralanmalar oluyor ki yüksekten düşüyor, bacak kırılıyor, deriden çıkıyor. Bunun sonucunda işçiler uzun tedaviler görüyor ve memleketlerine yollanıyor. Sakat kalmaları vb. takip edilemiyor.” Değerlendirmeleri çok yaygın bir şekilde ifade edilmiştir. Yüzlerce taşeron firmaya iş yaptırılan bu alanda 6331 sayılı kanunun ne kamu ayağının ne de şirket ayağının sorumluları belirli değildir. Kayıtdışı çalışmanın yaygın olduğu bu sektörde işçi yaralanmaları ve ölümlerinin çoğu kayda bile girmemektedir.
“Devlet güçlerinin patronları tutuklaması gerekirdi”
3. Havalimanı işçilerinin eylemlerinin meşru olduğunu ve taleplerinin hukukla korunması gereken temel talepler olduğunu söylenen HDP raporunda, bunları karşılamayan yetkilerin suç işlediklerini ifade edildi.
İnsan onuruna aykırı çalışma koşullarının yanında 3. Havalimanında ödemelerin bir kısmının elden yapıldığı ve işçilere 6 aydır ücret ödenmediği belirtilerek şöyle denildi:
Kamu makamları, en az altı aydır yasal yükümlülüğünü yerine getirmemiş, ödenmeyen ve banka kanalı ile ödenmeyen kısım için herhangi bir yaptırım uygulamamış, işverenlerin hak edişinden kesip işçilere ödeme yapmamış ancak işçilerin iş görmekten kaçınma haklarını kullanmalarını saldırı gerekçesi yaparak, gözaltı ve tutuklamaya varan yöntemlere başvurmuştur.
“Mevcut yasalar çerçevesinde dahi, hayati tehlike yaratan kötü iş koşullarına karşı devlet güçlerinin patronları soruşturuyor olması ve tutuklaması gerekirdi” diyen HDP, tutuklu işçilerin serbest bırakılmasını, işçilerin taleplerinin karşılanmasını, vergi kaçıran patronların ve denetimle sorumlu kamu görevlilerinin soruşturulmasını talep etti.
(Sendika.Org)