Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) yönelik soruşturma kapsamında 18 Şubat günü sabah saatlerinde Ankara’daki evlerinde gözaltına alınan ve 21 Şubat’tan beri tutuklu bulunan Siyasi Haber yazar ve editörlerinden SYKP Parti Meclisi üyesi İbrahim Halit Elçi ile KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar (Tarık Yıldız) hakkında tahliye kararı verildi. Elçi ve Tar saat 18:30 sularında Silivri cezaevinden çıktılar.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi, İbrahim Halit Elçi ve Yıldız Tar’ın tutuklu bulunduğu dosyada yetkisizlik kararı vererek, dosyanın Ankara’ya gönderilmesine ve tensip zaptı ile tahliye talebinin reddine karar vermişti.
Bugün Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nden çıkan kararla her iki gazetecinin tutuksuz yargılanmasına hükmedildi. Mahkemenin beş maddelik “Tensip Zaptı”nda, diger usul kararları yanında;
1) – Sanıklar Tarık YILDIZ ve İbrahim Halit ELÇİ’nin tutuklulukta geçirmiş oldukları süre, dosya kapsamı, mevcut delil durumu nazara alınarak sanıklar hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasının ölçülü olacağı kanaatine varılmakla sanıklar hakkında CMK’nın 109/3-a-b maddeleri uyarınca yurt dışına çıkış yasağı ve belirli yerlere başvurmak adli kontrolü uygulanarak sanıklar müdafiilerinin tahliye taleplerinin kabulü ile sanıkların TAHLİYELERİNE,
-Başka suçtan tutuklu ya da hükümlü olmadıkları taktirde derhal salıverilmeleri için Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına,
-Sanıklar hakkında CMK 109/3-b maddesi uyarınca en yakın kolluk birimine her ayın 1. Günü 08:00 – 00:00 saatleri arasında imza atma şeklinde adli kontrol tedbirinin uygulanmasına, bu hususta ilgili Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,
-Sanıklar hakkında CMK 109/3-a maddesi gereğince yurtdışına çıkış yasağı tedbirinin uygulanmasına, bu hususta ilgili Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına”
… oybirliği ile karar verildiği belirtiliyor.
Siyasi Haber’in SYKP üyesi Ahmet Saymadi’nin 21 Mayıs’taki ilk duruşması ve savunması ile ilgili haberinde, HDK tutukluları için düzenlenen 50-60 sayfalık iddianamelerin laf kalabalığından ibaret olduğu; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın önce tutuklayıp sonra suç yakıştırma çabasını ortaya koyduğu; HDK’nin ve sanıkların “PKK/KCK silahlı terör örgütü” ile bağlantılı olduğu iddiasına delil diye gösterilen eylemlerin, bağış toplamaktan 1 Mayıs’a katılmaya kadar, hepsinin açık ve yasal olduğu; bütün bunların aslında HDK operasyonunu yaptıran ve yapanların “İmralı müzakereleri” bağlamında muhatapları üzerindeki baskıyı arttırmak ve onlara boyun eğdirmek için HDK ve DEM Parti çevresinden mümkün olduğu kadar çok siyasi kadroyu rehin almak ve rehin tutmak niyetini açığa vurduğu ifade edilmişti.
Bütün iddianameleri tek tek okumuş değiliz ama Ercüment Akdeniz ve İbrahim Halit Elçi hakkındaki iddianamelerde savcılık makamını tam anlamıyla gülünç ve acınası bir duruma düşüren satırlar da vardı. Örneğin Elçi’nin neredeyse yarım yüzyıl önce boşandığı eski eşinin 1996 yılındaki polis ifadesinden bir bölüme ve kendisinin cevabına deliller arasında yer verilmişti. İddianameyi kaleme alan herhalde “Zehir Hafiye”liğe heves etmiş ki, ima yoluyla, “Bu kişi eskiden de teröristti, hâlâ da öyle” demek istiyordu mahkemeye.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nin sadece 3 ay+1 hafta sonra, “Sanıklar Tarık YILDIZ ve İbrahim Halit ELÇİ’nin tutuklulukta geçirmiş oldukları süre, dosya kapsamı, mevcut delil durumu nazara alınarak” verdiği tahliye kararı da aslında dosyanın içi boş olduğunu doğruluyor diye okunabilir.

Zaten İbrahim Halit Elçi ve Yıldız Tar’ın tahliyeleri bir ilk değil. 13 Mayıs’ta sanatçı Pınar Aydınlar ilk duruşmasında adli kontrol kararı ile serbest bırakıldı. 14 Mayıs’ta Esengül Demir, Semiha Şahin ve Saime Oğuzhan tahliye edildi. 28 Mayıs’ta Çağlayan Adliyesi’nde görülen 8 sanıklı duruşmada ise, EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’un yanı sıra, Ece Yıldız Karabacak, Yakup Kadri Karabacak, Aynur Cengiz, Ayşe Bengi Çelik, Erkin Barın Göylüler, Melek Kızılocak ve Şengül Erdoğan, yani sanıkların hepsi için tahliye kararı verildi. Böylece toplam tutuklu sayısının neredeyse yarısı bırakılmış oldu ki, bu, HDK’yı “PKK/KCK’nın uzantısı gibi gösterme girişiminin tam bir fiyasko ile sonuçlandığını, HDK’ye kurulan kumpasın şimdiden çökmüş olduğunu da işaret ediyor.
İki haftayı birkaç gün aşan kısa süre çindeki bu kadar tahliye, öte yandan, İstanbul’daki “seyyar giyotin” ve ekibi tarafından hazırlanan boş lakırdıdan ibaret iddianamelerin çoğu mahkeme heyetince de pek ciddiye alınmadığının ifadesi olabilir. Keza Saraçhane eylemleri dolayısıyla tutuklanan öğrencilerden 3’ünün 15 Mayıs’ta, 14”ünün bugün serbest bırakılması, bu arada Boğaziçi Üniversitesi’ndeki Nureddin Yıldız protestosu yüzünden tutuklanan 6 öğrencinin hepsinin tahliye edilmesi de aynı şeyi düşündürüyor.
Bir başka ihtimal de şu: Hem 19 Mart darbesine karşı beklenmedik ve muazzam bir halk tepkisiyle karşılaşan, hem de simdi basgosteren iktisadi durgunlukla boğuşmak zorunda olan AKP/MHP iktidarı, aynı zamanda adı konmamış yeni çözüm süreci ile de bağlantılı olarak, ortamı yumuşatma ihtiyacı duymuş olabilir.
Kısacası, önümüzdeki haftalarda ve aylarda bütün HDK tutuklularının, belki bütün Saraçhane tutuklularının ve en azından bir kısım İBB ve İlçe belediyesi tutuklularının da serbest kalma ihtimali ufukta görünüyor. Her ne kadar böyle olması AKP/MHP iktidarının uygun fırsat buldukça yargı sopasına tekrar başvurmayacağını garanti etmiyorsa da.
