HDP Milletvekili Tülay Hatimoğulları, AKP ve iktidara seslenerek, “Siz orada, binlerce askerle, tankla, topla, tüfekle Suriye Hükümeti’yle mi çetelerle mi savaşıyorsunuz? diye sordu. Hatimoğulları kriz nedeniyle yaşamına son verenlerin ardından AKP ve iktidar tarafından yapılan açıklamaları da ‘vicdansızlık’ olarak tanımladı.
SiyasiHaber
HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, dün TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin adım adım savaşa sürüklendiğini belirterek, İdlib’ten gelen asker ölümlerin sorumlusunun tezkereye evet diyenler olduğunun altını çizdi. “Şu soruyu biz artık bu Meclis’ten açık ve net sormak zorundayız” diye sözlerini sürdüren Hatimoğulları, “Siz orada, binlerce askerle, tankla, topla, tüfekle Suriye Hükümeti’yle mi savaşıyorsunuz, çetelerle mi savaşıyorsunuz? Orada kimi, niçin korumak için bu kadar asker ölümüne göz yuman bir siyasi çizgiye nasıl savruldunuz? Bu ülkeyi siz nasıl bu kadar uçurumun kenarına taşımayı başardınız? Burada, Meclis’te bu sorulara yanıt vermek zorundasınız. Bugün buradan öyle kolay tezkere çıkarıp, tezkere ötesi bir yetkiyi kullanarak ülkeyi bir savaşa sürüklemenin hesabını bu Meclis’te bu halklara vermek zorundasınız” dedi.
“Yaşamlarına son verenler karşısında yapılan açıklamar vicdansızlık!"
Mecliste bankacılık sistemi, finans tartışılırken sadece şubat ayında yoksulluktan dolayı yaşamına son veren onlar yurttaşa dikkat çeken Hatimoğulları, “7 Şubatta Hatay Valiliği önünde ‘Çocuklarım aç, iş istiyorum, anlıyor musunuz?2 diyen Adem Yarıcı hayatına son verdi. 13 Şubatta Meclis’in Çankaya kapısında "Açım, çocuklarım aç" diyen bir yurttaş intihar girişiminde bulundu. Ankara Batıkent'te on beş yıllık matematik öğretmeni eğitimde yaşanan sıkıntıları protesto etmek için bir video çekiyor, sosyal medyada paylaşıyor ve ardından yaşamına son veriyor. Antalya Manavgat'ta "Borçlarımı ödeyemiyorum" diye not bırakan Halit Yılmaz yaşamına son veriyor. İstanbul Üniversitesinde bir öğrenci; 4'üncü sınıf Radyo, Televizyon ve Sinema Bölümü’nde okuyan Hakan Taşdemir yaşamına son veriyor. Kamyonunu tamir ettiremediği için kamyoncu Mevlüt Çankaya kendini kamyonunda asarak yaşamına son veriyor” diyerek ekonomik sıkıntılardan dolayı yaşamına son verenleri hatırlattı.
Ekonomik sıkıntılardan ve krizden dolayı yaşamına son verenlere karşın AKP ve iktidar tarafından yapılan açıklamaları vicdansızlık olarak tanımlayan Hatimoğulları, “Bakın, Yarıcı için Ağrı Belediyesi AKP'li Meclis üyesi Selma Gökçen şunu diyor: ‘Kimse kendini aç olduğu için öldürmez. Nijerya'da, Çad'da hiçbir insan yaşamını sürdüremezdi ki’ diyor ve devam ediyor, "Böyle ucuz siyasi manevraları millet yemez" diyor. Hangi siyasi manevra ya? İnsan canına kıyıyor, hangi siyasi manevra? Sonra, o insan tekrar dirilip bunun muhasebesini, siyasi manevrasının sonuçlarını mı analiz edecek? Bu kadar vicdansızlık olamaz. Ama balık baştan kokmuş. Bu ülkede eğer Cumhurbaşkanı ve damadı, ‘Alice Harikalar Diyarında’ bir ülke ve ekonomi sunuyorsa bu millete, bu halklara, eğer bunun propagandasını yoksulluktan dolayı yaşamlarına son vermiş insanların daha bedenleri toprakla buluşmamışken capcanlı, dipdiri yapabiliyorsa bu, vicdansızlığın ta kendisidir” diye konuştu.
AKP ve iktidara seslenen Hatimoğulları, “Gerçekten yönetemiyorsunuz, yönetemediğiniz her halinizle artık ortaya çıkmaktadır; dış siyasette çıkmaktadır, iç siyasette çıkmaktadır, ekonomiyi yönetmede çıkmaktadır. Ülke bu kadar uçurumdayken bankacılık sistemini daha fazla denetim altına almak için yaptığınız girişimlerle bu, daha fazla açığa çıkmaktadır” dedi.
Hatimoğulları, bu sorunun çözümü ancak işçilerle, yoksullarla, tek adam rejimine hep beraber ses çıkartmakla, doğru düzgün bir muhalefet örgütlemekle mümkün olacaktır” diyerek, sözlerini Ahmed Arif’in dizelerine atıfta bulunarak konuşmasını şöyle tamamladı. “Binlerce yıldır sağılıyor bu ülke, korkunç atlılarıyla parçalanıyor nazlı seher sabah uykuları. Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, haraç salmışlar üstüne. Fırsatçının, zalimin, celladın karşısında Anadolu ve Mezopotamya topraklarının onurlu ve namuslu gençleri, insanları var. Onlar ne İskender taktı ne şah ne sultan. Sarayı da, tek adam rejimini de takmayacaklar. Bu toplumsal sorunların çözümü için, bu siyasal sorunların çözümü için köklü bir reçeteye ihtiyacımız var. Köklü reçeteyi bu ülkenin Anadolu ve Mezopotamya topraklarının onurlu insanları üretecektir ve hayata geçirecektir”.