DEM Parti tarafından İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı’nın açılışında konuşan Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları, hem bölgesel çatışmalar hem de demokratik toplum arayışına dair kritik mesajlar verdi. Öcalan’ın barışa dair önerilerinin tarihsel bir nitelik taşıdığını belirten Hatimoğulları, kalıcı bir barışın ancak cesaret, dayanışma ve yapısal adımlarla mümkün olabileceğini söyledi.
Konferansın açılışında Hatimoğulları ile birlikte DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın İmralı’dan tahliye edilen koğuş arkadaşı Veysi Aktaş ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı İlham Ehmed de yer aldı.
“Savaşlarla dolu bir yüzyılın ardından barışa sarılmak zorundayız”
Konuşmasında küresel çatışma ortamına dikkat çeken Hatimoğulları, dünyanın adeta “üçüncü dünya savaşının arifesinde” olduğunu ifade etti:
“Nükleer, biyolojik ve kimyasal silahların yaygınlaştığı bu dönemde sadece insanlar değil, tüm canlılar ve gezegen tehdit altında. Böyle bir ortamda barışa dört elle sarılmak zorundayız.”
Hatimoğulları, demokratik ulus fikri, ekoloji mücadelesi, kadın özgürlük hareketi ve yerel demokrasi arayışlarının bu tabloya karşı güçlü toplumsal direnç alanları oluşturduğunu söyledi.
“Suriye’de öz yönetimin hedef alınmasını kabul etmiyoruz”
Suriye’deki duruma da değinen Hatimoğulları, Kürt halkının ve diğer toplulukların oluşturduğu öz yönetimin Şam yönetimi tarafından baskı altına alındığını belirtti:
“Dürzilere, Alevilere, Hristiyanlara dönük baskılar ve katliamlar kabul edilemez. Demokratik bir Suriye’nin inşasında bu öz yönetimin rolü engellenmemeli, tam tersine desteklenmelidir.”
“Öcalan’ın çağrısı tarihi bir adımdır”
Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın barış ve demokratik toplum çağrısının yalnızca Türkiye için değil, bölgenin tamamı için önemli olduğunu vurguladı:
“Silahların sustuğu, fikirlerin konuştuğu bir siyaset önemlidir. Öcalan’ın yaklaşımı, Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Kürt meselesinin çözümü açısından tarihi bir fırsattır.”
Barışın kalıcı olabilmesi için cesur ve ezber bozan adımların atılması gerektiğini söyleyen Hatimoğulları, Öcalan’ın pozisyonunun öneminin toplumun tüm kesimleri tarafından anlaşılması gerektiğini kaydetti.
“Kadınların olmadığı bir barış olmaz”
Kadınların barış süreçlerindeki kurucu rolünü vurgulayan Hatimoğulları, patriyarkal anlayışın aşılmasının barışın zorunlu bir şartı olduğunu belirtti:
“Kadınlar sadece izleyici değil, bu sürecin doğrudan öznesidir. Barış mücadelesi aynı zamanda erkek egemenliğine karşı özgürlük mücadelesidir. ‘Jin, jiyan, azadî’ felsefesi barışı güçlendiren bir felsefedir.”
Hatimoğulları, Türkiye’de ve uluslararası alanda kadınlara çağrıda bulunarak barış iradesinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti:
“Halkların onurlu bir yaşamı için daha fazla dayanışma, daha fazla mücadele şarttır. Enternasyonalist dayanışmayı büyütmeliyiz.”
