Dünya Barış Günü kapsamında Antakya Emek ve Demokrasi Platformu, Yayladağı Sınır Kapısı’nda “Suriye’ye İnsani Yardım Koridoru Açılsın, Savaş ve Katliamlar Durdurulsun” talebiyle basın açıklaması yaptı.
“Suriye’de, farklı kimliklere karşı sistematik katliamlar işlenmektedir”
Ortak açıklamayı Platform dönem sözcüsü ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Hatay İl Başkanı Mehmet Çelik okudu. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bugün 1 Eylül’ü sadece bir takvim günü olarak değil, tüm dünya halklarının barış, özgürlük ve eşitlik taleplerini yükselttiği tarihsel bir gün olarak selamlıyoruz. Bizim için bugünün anlamı çok daha yakıcı, çok daha acı verici. Çünkü yanı başımızda, Suriye’de, insanlığın gözü önünde büyük bir felaket yaşanıyor.
Bizler, Antakya’nın kadim coğrafyasının insanları olarak sınırın hemen ötesinde yaşanan felaketi yakından hissediyoruz. Yangını, çığlıkları, kanı gözlerimizle görüyor, kulaklarımızla işitiyoruz. Ahmet Arif’in dizelerinde söylediği gibi, ‘Çirveyiz, kardeşiz, kanla bağlıyız, komşuyuz yaka yakaya, birbirine karşı tavuklarımız.’ İşte biz bu kardeşliğin, bu komşuluğun, bu ortak iradenin tanıklarıyız.
Ne yazık ki bugün Suriye’de, özellikle Alevilere ve farklı kimliklere karşı sistematik katliamlar, sürgünler ve insanlığa karşı suçlar işlenmektedir. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin Temmuz’da, Birleşmiş Milletler’in ise Ağustos’ta yayınladığı raporlarda, Alevilere yönelik mezhep temelli saldırılar, zorla yerinden etmeler, toplu katliamlar ve diğer savaş suçları belgelenmiştir.
Yanı başımızda, Suriye’de ormanlar yakılıyor, köyler zorla boşaltılıyor, kadınlar kaçırılıyor, toplu mezarlar açılıyor. Yetim çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Açlık ve yoksulluk kol geziyor, dağlar inliyor, dereler kan akıyor ama bunu durduran yok.
Diğer yandan Suriye’de oynanan ‘demokrasi tiyatrosu’nda seçim adı altında iktidarın kabul etmediği kesimlerin seçime katılma şansı bile yok. Dünyanın dört bir yanından getirilen silahlı gruplarla kan gölüne çevrilen Suriye topraklarında hiçbir halk huzur bulamıyor. Yönetimin temsil ettiği, silahlı grupların ise ‘tekfir’ ettiği herkes; yani Aleviler, Dürziler, Hristiyanlar, İsmaililer, Farisiler, Ezidiler, Süryaniler ve laik Sünniler ölümün soluğunu, baskı ve şiddetini derinden hissediyor.
Suriye’de yapılan tüm bu sistematik saldırılara, katliamlara ve işlenen suçlara ek olarak, özellikle Aleviler olmak üzere düşman görülen kesimlerin çalışmaları engelleniyor; gıdaya, hijyene, sağlık hizmetlerine erişimleri kısıtlanıyor. Kadınlar kaçırılıyor, işkenceye uğruyor; kendileri ve çocukları kaybediliyor.
Tüm bu katliamlar, eziyetler, savaş suçları işlenirken çağdaşlık ve özgürlük nutukları atan Avrupa, ABD ve işbirlikçileri sessizce izlemekle yetiniyor. Biz buradan soruyoruz: Daha ne bekleniyor, daha kaç canın gitmesi gerekiyor?
Bütün bu sorunların tek nedeni emperyalistlerin paylaşım hedefleri doğrultusunda çıkarılan savaşlardır. Bizler bu savaşa bir an önce son verilmesini ve Suriye’de yaşayan tüm toplumsal kesimlerin eşit şekilde temsil edildiği, barış içinde yaşadığı bir yönetimin kurulmasını istiyoruz.”
Platform, taleplerini şu şekilde sıraladı:
1. Suriye’de gerçek ve kalıcı bir barışın inşası için uluslararası toplum derhal harekete geçmelidir.
2. Alevilere ve saldırı altındaki tüm Suriye halklarına yönelik katliamların durdurulması için gerekli siyasi ve diplomatik baskılar artırılmalıdır.
3. Yayladağı Gümrük Kapısı başta olmak üzere Suriye’nin özellikle Lazkiye bölgesine insani yardım koridoru açılmalı; gıda, ilaç, hijyen malzemeleri ve temel ihtiyaçların halka ulaştırılması için güvenli yollar oluşturulmalıdır.
4. Toplanan yardımların bizzat halkın örgütlü yapıları ve demokratik kitle örgütleri eliyle ulaştırılması sağlanmalıdır.
5. Türkiye hükümeti Suriye halklarının acılarını görmezden gelmekten vazgeçmeli; komşuluk ve kardeşlik hukukuna uygun adımlar atmalıdır.
6. Gazze’de süren kuşatma ve katliamlar derhal durdurulmalı, Filistin halkının özgürlük ve barış hakkı tanınmalıdır.
Açıklamanın ardından Samandağ Belediye Başkanı Emrah Karaçay, DEM Parti Mersin Milletvekili Ali Bozan, KESK Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ve HDK MYK Üyesi Harun Çakmak birer konuşma yaptı. Konuşmalarda ortak vurgu, savaşın son bulması ve halkların eşitlik, özgürlük ve barış temelinde bir arada yaşaması oldu.
Eylem, “Yaşasın halkların kardeşliği, yaşasın barış” sloganlarıyla sona erdi.