Son iki haftada 4 hasta mahpusun ölümü, insan hakları ve mahpus dayanışma örgütleri tarafından protesto edildi. İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu’nun çağrısıyla bir araya gelen çeşitli kurumlar son ölen hasta mahpus Mehmet Canpolat’ın naaşının bulunduğu Yenibosna Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde basın açıklaması yaparken, bugün de Ankara’da Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi Adalet Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. Canpolat’ın naaşı ise Yenibosna Cemevi’nde yapılan törenin ardından toprağa verildi.
İHD İstanbul Cezaevi Komisyonu’nun çağrısı ile dün, hapisteyken ölen Mehmet Canpolat’ın naaşının bulunduğu Yenibosna ATK önünde yapılan basın açıklamasına katılan HDP Milletvekili ve HDK Eş Sözcüsü Ertuğrul Kürkçü, ÖHD, TTB, TUAD, TİHV temsilcileri, son iki haftada 4 hasta mahpusun yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, hasta tutsakların derhal serbest bırakılması talebini yineledi. Basın açıklamasının ardından, beyninde tümör bulunan, KOAH hastalığına yakalanan ve hapishanedeyken hayatını kaybeden Komünist Parti-İnşa Örgütü davasından müebbet hapis cezası verilen, 18 yıldır hapishanede olan Mehmet Canpolat’ın cenazesi Yenibosna Cemevi’ne götürüldü. Canpolat’ın cenazesi Cemevi’ndeki törenden sonra Bağcılar Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi ise Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde yaptığı açıklamasıyla, hasta tutuklularının ölümünden AKP Hükümeti’nin sorumlu olduğunu söyledi. İnisiyatif, cezaevlerinde 242’si ağır 653 hasta tutuklu bulunduğu belirtti. İnisiyatif adına basın açıklamasını okuyan Mehmet Ali Tosun “Hasta mahpusları siyaset malzemesi ve pazarlık konusu yapmaktan iktidar vazgeçmelidir. Bu bir insanlık sorunudur. İnsanım diyen herkesin bu konuya duyarlılık göstermesi gerekir” dedi. Tosun hasta mahpusların pazarlık konusu edilmekten vazgeçilmesini istedi.
48 yaşındaki Mehmet Canpolat’ın avukatlarının 11 ay önceki infaz erteleme talebi, ağırlaşan hastalığına karşın bir türlü karara bağlanamamıştı.
Adli Tıp Kurumu “Hükümlünün hastane şartlarında yatırılarak infazına devam edilmesinin uygun olduğu, kişiye uygulanan operasyon notunun aslının, ameliyat öncesi ve sonrası kitleyi gösterir filmlerinin, akciğer kanseri öyküsü bulunup bulunmadığı konusunda düzenlenecek raporun, kesin tanısı konularak, bundan sonraki süreçte uygulanması planlanan tedavi yöntemi konusunda düzenlenecek raporun teminen gönderilmesi sonrasında, sorulan hususlar açısından değerlendirilerek mütalaa düzenlenebileceği oy birliğiyle mütalaa olunur” raporu vermişti. İnfaz erteleme talebinin bir türlü karara bağlanamaması, Canpolat’ın yaşamını hapisteyten yitirmesine yol açtı.