KORKUT AKIN yazdı: “Filmi izlerken Suriye’de yaşanan savaş ve ölümü bile göze alarak mülteci olanlar gelecek aklınıza… Ezidilerden başlayan Kürtler, Türkmenler, Araplarla süren bu kanlı savaş sonrasında canlarını kurtaran mültecilere yapılan saldırıları kabul edemeyecek, bu düşmanlık niye diye bir kez daha soracaksınız kendinize.”
KORKUT AKIN
Bir yanda açlık ve sefalet, diğer yanda savaşın vahşeti… Galiba “gerçeğin iki yüzü” bu. Bu hafta sinemalarda gösterime giren film, bizde de gündemin önemli maddesi olan mülteciler dolayısıyla bir kez daha önem kazanıyor.
İnsanlar niye savaşır? Soruyu daha doğru sormak gerekir: Savaşı kimler çıkarır, kimler vahşice öldürülür, kimler sefalete sürüklenir? Peki, neler yaşanır bu süreçte?
Suriye ve Irak’tan da biliyoruz, insanlar savaştan kaçıyor. Milyonlarca insan evinden yurdundan çıkıp yollara düşüyor, çadırlarda yaşamaya çalışıyor. “Gerçeğin İki Yüzü (The Last Face)” bize savaşın o çirkin yüzünü gösteriyor tüm vahşetiyle.
Sınır tanımayan doktorlar
Dünyanın neresinde olursa olsun, yaşamı savunmaya gönüllü koşan doktorlar üzerinden savaşın acımasızlığının anlatıldığı film tam bir belgesel tadında. O acıyı, o çaresizliği içinizde duyuyorsunuz…
Afrika’da, Asya’da, Ortadoğu’da… dünyanın dört bir yerinde o insanların yardımına Sınır Tanımayan Doktorlar koşuyor. Nasıl canla başla, nasıl dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin çalıştıklarına tanık oluyoruz “Gerçeğin İki Yüzü”nde. Kentte, köyde yerleşim yerlerinde birbirini kesen, öldüren “düşman”ların -buradaki düşmanlar kendi dini, ırkı, devletinden de olabiliyor- acımasızlığını alabildiğine gerçekçi ve izleyiciyi içine alarak yansıtan filmin yönetmeni siyasi duruşuyla da kararlı olan Sean Penn. Oscar ödüllü oyuncu, konuyu içselleştirerek Sınır Tanımayan Doktorlar üzerinden kurulan örgüyü gerçekten başarıyla aktarıyor beyaz perdeye.
Hayatın bir diğer gerçeği…
Aşk. Doktorlar grubunun yöneticisi Wren ile Doktor Miguel arasında içinde bulunulan koşulların da etkisiyle başlayan ilişki, sorgulamayı da getiriyor beraberinde. Özellikle Doktor Miguel’in çocuklara bakışı, onlarla oynayarak tedavi uygulaması izleyicide müthiş bir duygu uyandırıyor. Hele zor koşullar altında, ormanda yağmur yağarken hem de… doktorlar bile sterilizasyona bakmadan sezaryenle yeni bir canın gözlerini açmasını sağlıyorlar ya… Onların gözündeki başarı, acılı annenin gözündeki mutluluk görülmeye değer. Bir de çocuk var, babasına silah doğrultturulan… Nasıl acı, nasıl iç burkucu, nasıl rahatsız edici… Dişlerinizi sıkarak, tırnaklarınızı etinize geçirerek merakla izliyorsunuz.
Başarılı…
Bakmayın IBDM’de aldığı puana… Ödüllü oyuncu Sean Penn’in rejisi sizi başından itibaren çekiyor içine. Hareketli kamera kullanımı, kameranın konulduğu yer, açılar yerli yerinde… Film izlemiyor, savaşın içinde yaşıyorsunuz.
Doktor Miguel rolünde Javier Bardem gerçekten başarılı. Gönüllü olduğunu her karesinde hissettiriyor büründüğü doktor rolünün. Charlize Theron da grubun yöneticisi Wren rolünde, sizi sürüklüyor. İkilinin, özellikle diş fırçalamalarındaki sevinç (önemli bir şey, onlar için, izleyince hak vereceksiniz) sizi de mutlu ediyor.
Filmi izlerken Suriye’de yaşanan savaş ve ölümü bile göze alarak mülteci olanlar gelecek aklınıza… Ezidilerden başlayan Kürtler, Türkmenler, Araplarla süren bu kanlı savaş sonrasında canlarını kurtaran mültecilere yapılan saldırıları kabul edemeyecek, bu düşmanlık niye diye bir kez daha soracaksınız kendinize.
Gerçeğin İki Yüzü (The Last Face), Yönetmen Sean Penn, oyuncular Javier Bardem, Charlize Theron, Adèle Adele Exarchopoulos, Jared Harris, Jean Reno… 5 Mayıs’tan itibaren gösterimde…