Financial Times (FT) gazetesi, piyasa analistlerinin Türk Lirası’nın (TL) Londra piyasasındaki gecelik swap faizinin son 18 yılın en yüksek düzeyine çıkmasında Türk hükümetinin para birimindeki değer kaybını sınırlamak için attığı bazı adımların etkili olduğunu söylediklerini bildirdi.
Yabancı bankalar, TL elde etmek için Londra swap piyasasını kullanıyor. Piyasa oyuncuları, son dönemde bazı yatırımcıların TL’nin önümüzdeki dönemde değer kaybedeceği beklentisiyle pozisyon aldıkları ve bunun için açığa satış yapabilmek adına swap piyasasında TL talebini artırdığını belirtiyor. Ancak swap piyasasında lira likiditesinin az olmasından dolayı gecelik faizlerin de rekor düzeylere çıktığı ifade ediliyor.
FT’de yer alan haberde, swap piyasasında gecelik lira faizinin önce yüzde 325’e, bugün de yüzde 700’e yükselerek, 2001’deki finansal krizden bu yana en yüksek düzeyine ulaştığına dikkat çekildi.
FT’nin haberinde, “Londra’da bulunan ve adının yazılmasını istemeyen bir analist, Türk bankalarının kendilerine ‘yabancı muhataplarına tek bir lira dahi borç vermemeleri’ talimatı verildiğini söylediklerini belirtti” denildi.
FT’ye konuşan varlık yöneticisi Amundi’nin gelişmekte olan piyasa tahvilleri kıdemli yatırım idarecisi Esther Law, açığa satışları önlemek için alınan önlemlerin lirayı “taktik açıdan desteklediğini” söyledi ancak “Sorunları çözmüyor ve iç tahvil piyasasına da hiç yardımcı olmuyor” uyarısı yaptı.
TL cinsi varlıklarda satış baskısı
Haberde, yatırımcıların kaygılarındaki artışın tahvil piyasasına da yansıdığı ve Türk tahvillerine gelen satışlar sonucunda faizlerinin yükseldiği belirtildi.
Türkiye’nin 10 yıl vadeli devlet tahvillerinin faizi yüzde 17,35’ten yüzde 18,23’e yükselmiş durumda. İki yıllık tahvillerin faizi ise uüzde 19,98’den yüzde 20,53’e çıktı.
Piyasalardaki bu dalgalanmalar Türkiye’nin risk primini gösteren kredi temerrüt swaplarının (CDS) yükselmesine yol açmış durumda. Türkiye’nin CDS’leri son bir hafta içerisinde 100 puan artarak son 6,5 ayın en yüksek seviyesi olan 441 puana çıktı.
Bir başka gelişmekte olan piyasalar yatırımcısı da FT’ye yaptığı değerlendirmede, “offshore swap piyasasının öldürülmesiyle yabancıların lira tahvil pozisyonlarını kolaylıkla hedge edemediklerini” belirtti.
Haberde, yatırımcılara göre, haftasonunda hem Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) hem de Sermaye Piyasa Kurulu’nun (SPK) dünyanın en büyük yatırım bankalarından JPMorgan hakkında başlattığı soruşturmanın da araştırma raporlarının gönderimini durdurduğu ve bunun da bu raporlar ışığında yatırım kararı alan bazı fon yöneticileri için sıkıntı yarattığı da öne sürüldü.
TBB başkanı yalanladı
Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “TL SWAP değerlerinin yükselmesinin ana nedeni, yabancıların döviz almak için TL bulamamasıdır. Bankalar bankacılık düzenlemelerine teamüllere, ticari esaslara uygun davranıyor. Türk bankaların yurtdışındaki bankalara likidite vermedikleri doğru değil” diyerek FT’nin haberini yalanladı.
TBB Başkanı Aydın’ın açıklamaları şu şekilde:
Türkiye’deki bankalar kendileri TL likiditesi aramaktadır, likiditenin kaynağı değildirler.
Türkiye’de yerleşik bankaların yurtdışında yerleşik bankalara likidite vermedikleri veya bu bankalar ile TL-yabancı para takas işlemi yapmadıkları, bu nedenlerle yurtdışı piyasalarda TL’nin faizinin çok yükseldiği yönünde basında yorum ve değerlendirmeler yer almaktadır.
Bu değerlendirmeler doğru değildir ve gerçeği yansıtmamaktadır. Türkiye’deki bankalar kendi aralarında ve uluslararası ilişkilerinde bankacılık düzenlemelerine, teammüllere ve ticari esaslara ve sözleşmelere uygun davranmaktadırlar.
Bankaların bilanço, likidite ve risk yönetiminde ve bilanço yönetiminde kullandıkları araçlardan bir tanesi para değişimi/takasıdır. “Swap” olarak da adlandırılan bu işlemde taraflar sözleşmede belirlenmiş zaman içinde farklı para birimlerini veya faiz ödemelerini karşılıklı olarak değiştirirler.
Düzenlemelere göre, Türkiye’deki bankalar, yurtdışında yerleşik bankalar ile TL karşılığı yabancı para takas işlemlerini özkaynaklarının en fazla yüzde 25’i oranında yapabilmektedir. Bu limit içinde olmak kaydıyla, bir bankanın ne miktarda hangi işlemi yapacağı ticari bir karardır. İşlemlerin niteliği, miktarı ve fiyatı ilgili bankaların portföy yapısına, risk anlayışına ve yönetim politikasına göre farklılık gösterebilmektedir.
Türkiye’deki bankalar para piyasalarında TL’de net borç alan durumundadır. Merkez Bankası tarafından sektöre sağlanan günlük likidite ortalama 70 milyar TL düzeyindedir.
Merkez Bankası’nın enflasyonu düşürmek, fiyat istikrarını daha düşük bir enflasyon düzeyinde sağlamak ve finansal istikrarı desteklemek amacıyla uyguladığı sıkı para politikası TL’nin bulunabilirliğinde ve fiyatında en önemli belirleyicidir.
Milli paranın değersizleştirilmesine hiç kimse izin vermez.
Uluslararası piyasalarda swap işlemlerinde TL faiz oranlarının yükselmesinin ana nedeni yurtdışı yatırımcıların döviz alımlarını yapmak için yeterli TL bulamamasından kaynaklanmaktadır. TL’nin ucuz olduğunu ve hep öyle kalacağını düşünerek elinde olmayan TL ile hızlı bir şekilde ve yüksek miktarlarda döviz almaya kalkan yatırımcılar satın aldıkları döviz için TL bulamamışlardır.
TL’nin değer kaybetmesine neden olabilecek bu tür spekülatif bir yaklaşıma, diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de gerekli duruş gösterilmiştir. Alınan önlemler TL’nin değersizleştirilmesi çabalarını bertaraf etmiş, TL’nin güçlü ve istikrarlı bir para olduğunun anlaşılmasına katkı sağlamıştır. Para piyasalarında istikrarın kalıcı şekilde sağlanması için alınan önlemler etkisini güçlü bir şekilde göstermiştir. Yatırımcılardan TL’ye duydukları güveni sürdürmelerini, iç ve dış piyasalarda işlemlerin sağlıklı olarak devamını bekliyoruz. Yanlış hesap yapanların yanlışlarından dönmelerini tavsiye ediyoruz. Yatırımcılar bilsinler ki ekonomi yönetimi gelişmeleri çok yakından izlemekte, değerlendirmekte ve ekonomimiz için en hayırlı olacak kararlar alınmaktadır.
BBC Türkçe