Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Plaza Anlaşması’ndan tarife savaşlarına: ‘Rıza’ ile desteklenemeyen ‘zor’

    11 Mayıs 2025

    Bildiğimiz siyasetin sonu

    11 Mayıs 2025

    Grev yasakları

    11 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Köy diye başladı, özgürlük diye büyüdü: Erdoğan Öven Engelliler Köyü

      10 Mayıs 2025

      Hrant, Sırrı ve Selo

      8 Mayıs 2025

      Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

      6 Mayıs 2025

      “Kalbinizde barışa bir yer açın”

      4 Mayıs 2025

      Kriz, emperyalist savaş ve devrim

      3 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Plaza Anlaşması’ndan tarife savaşlarına: ‘Rıza’ ile desteklenemeyen ‘zor’

      11 Mayıs 2025

      Bildiğimiz siyasetin sonu

      11 Mayıs 2025

      Grev yasakları

      11 Mayıs 2025

      Haritalar yalan söylüyor

      11 Mayıs 2025

      Gezme ceylan bu dağlarda…

      10 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025

      “Çelişkilerden imkân üretmek…” – Ertuğrul Kürkçü

      1 Mart 2025

      Kuzey Kore efsaneleri: Bir akıl dışı çılgınlıklar ülkesi mi? – Kavel Alpaslan

      26 Şubat 2025

      Suriye’de Aleviler hedef tahtasında: Tehcir, işkence, katliam* – Hamide Rencüs

      25 Şubat 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Fehim Taştekin yazdı: Bağdat’ın şifreleri

    Fehim Taştekin yazdı: Bağdat’ın şifreleri

    Siyasi Haber15 Aralık 2015
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Fehim Taştekin yazdı: Bağdat’ın şifreleri

    Musul'a asker sevk eden Ankara, Irak'ta eski parametreler üzerinden Türk mobilitesinin hala geçerli olduğunu sandı. Yanıldı. Davutoğlu yeni dinamiklere göre hareket ettiklerini söylüyor. Ama yeni olan epey farklı.


    Hükümet uygulamalı atasözleri dersi veriyor. Birtakım siyasi mülahazalarla Musul’a yapılan askeri sevkiyat nedeniyle Ankara, Bağdat’ın sert tepkisi karşısında geri adım attı. Başika kampına gönderilen askeri konvoyun yaklaşık yarısı geri çekildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Çekilme söz konusu değil” demesine rağmen! Yeni nesiller, “Yanlış hesap Bağdat’tan döner” sözünün anlamını idrak ettiren iktidara minnettar olsun! 


    Çark görüntüsünden kaçınmak için geri adımın adını ‘çekilme’ değil ‘tanzim’ koydular. Türkiye’yi komşularıyla teker teker düşman haline getiren hatalardan dönüşü kolaylaştıracaksa varsın adı ‘tanzim’ olsun. 


    Irak’ta hata neydi?

    Hata, IŞİD’e karşı oluşturulan uluslararası koalisyondan bağımsız olarak tek taraflı adımlar atılmasıydı. Ki ABD de bundan rahatsız.

    Hata, Bağdat’tan habersiz tanklar eşliğinde askeri sevkiyat yapılmasıydı. Normalde Irak ordusu ve Peşmerge’nin eğitilmesi dahil her türlü askeri destek hükümetin koyduğu şart gereği Bağdat’la koordinasyon içinde yapılıyor. Mesela Batılı güçlerin, Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne gönderdiği silahlar önce Bağdat’a iniyor, gerekli kontrollerin ardından Erbil’e yönlendiriliyor. Kimse bazı yerlerde kontrolü kaybetmiş olmasına rağmen Irak hükümetine parya muamelesi yapmıyor. 


    Ama Türkiye yaptı: Bağdat eğitim desteği istedi diye Irak’ın meşru makamlarının onayı dışında kampı koruma bahanesiyle Musul’a tanklar yürüttü. 

    Ortada kampa yönelik nasıl bir tehdit olduğu da muamma. IŞİD, Musul’u alırken ‘Bunlar bize dokunmaz’ mantığıyla diplomatik misyonun rehine alınmasına neden olan iktidarın kampı tehditlerden koruma gerekçesine oralarda “Sağol, ben almayayım” demeyen çıkmaz.


    Musul krizini aşmak için Bağdat’a gönderilen Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’na MİT Müsteşarı Hakan Fidan eşlik etti; işin içinde bir güvenlik sorunu olduğu izlenimi verildi. Ne var ki artık önemli dış temaslar Fidan’sız yapılmıyor. Son dönemlerde hükümetin Washington ve New York temaslarında da Fidan arz-ı endam etti. Kanımca Fidan’ın Bağdat’a gönderilmesi dış politika dosyasına MİT’in de ortak edildiğinin bir diğer karinesi. 


    Suriye’ye atfen ‘Muhaberat rejimi’ diye diye Türkiye’nin kendisi adım adım o noktaya doğru kayıyor. Biraz Hüsnü Mübarek döneminin Mısır’ını andırıyor. Orada da kritik dış politika dosyalarını Ömer Süleyman yürütürdü.


    Başbakan Davutoğlu dün çekilmeyi tanzim diye izah ederken dinamik koşullara göre hareket edildiğinden bahsetti. Müsaadenizle ben bu dinamik koşullardan biraz dem vurayım.

    * Hükümetin Suriye’de üstlendiği ‘yıkıcı rol’, Irak başta olmak üzere birçok ülkenin Türkiye’ye bakışını değiştirdi. Türkiye’nin hesapsız bölgesel heveslerinin yol açtığı rahatsızlıklar tarihten tevarüs eden eski korkuları da diriltti.

    * Hükümetin IŞİD’e geçit veren laçka sınır politikası; Suriye’de özerk Rojava ve Esad yönetimine, Irak’ta ise Şii ağırlıklı hükümete karşı IŞİD’e kullanışlı örgüt muamelesi yapması; IŞİD’le mücadelede uluslararası koalisyona epey zorluk çıkarması geniş bir yelpazede Türkiye’nin niyetleriyle ilgili sorgulamalara yol açtı. Özellikle Irak’taki siyasi aktörler Musul’un düşmesi dahil IŞİD’in palazlanmasından dolayı en başta Türkiye’yi suçluyor. 

    * Türkiye ile ilgili bu algının yanı sıra IŞİD tehdidi, Irak’ın henüz oturmamış siyasi düzenine şekil veren yeni parametreleri öne çıkarttı. 

    * Birçok kişi Türkiye karşıtlığını İran etkisine ve Şii dayanışmasına bağlıyor. Bu, sorumluluk savmaya yarayan kolaycı bir yaklaşım. Bağdat üzerinde siyaset dışı yönlendirici bir etki aranacaksa Kum ya da Tahran’dan önce bakılması gereken yer Necef havzasıdır. Ancak Necef’in etkisi 2003’ten bu yana yaşanan türbülanslarda sanıldığı gibi sekteryen karakterde değil Irak’ın toprak ve siyasal bütünlüğünden yana tecelli etti. Bu tespit her şeye mezhep gözlüğü ile bakanlar için sinir bozucu olabilir.


    Türkiye’deki hakim siyasi anlayışın Irak’ı neden kaybettiğini anlamak istiyorsak Necef havzasının taklit mercii Büyük Ayetullah Ali Sistani’nin açıklamalarına bakmakta fayda var. 

    Birçok aktör “Sistani’nin vatanı savunma seferberliği için verdiği emir olmasaydı IŞİD, Bağdat’a girmiş olurdu” diyor. Haziran 2014’te Sistani’nin fetvası üzerine oluşturulan milis gücü Haşd el Şabi, Dicle hattında Musul’un ardından kısa sürede Beyci ve Tikrit’i alan IŞİD’i Samarra’da durdurmuştu. Oradaki tetikleyici etken de Samarra’daki İmam Hasan el Askeri’nin türbesinin tehlike altına girmesiydi. Kaide bu türbeyi 2006’da roketle vurarak mezhepçi bir savaşı kışkırtmıştı.

    Türkiye’nin Musul’a asker sevkinin ardından Sistani’nin yaptığı açıklama çok önemliydi. Sistani, sözcüsü Şeyh Abdülmehdi Kerbalayi aracılığıyla, "Hükümet, hiçbir yabancı gücün Irak'ın egemenliğini ihlâl etmesine izin vermemeli" dedi.


    Üzerinde fazla durulmayan ama siyasi irade üzerinde mutlak bir etkiyi sahip olan bu açıklamadan sonra Başbakan Haydar el İbadi’nin “Türkiye askerlerini çekmeli” açıklamasından geri dönmesi de zor. Nitekim Türk heyetinin temaslarına rağmen meseleyi BM Güvenlik Konseyi’ne götürme kararı aldı.


    Sistani, Bağdat’ta siyaset kördüğüm olduğunda etkisini gösteriyor. En son 2014’te Nuri el Maliki’nin hükümete kurma görevinden İbadi lehine feragat etmesinde de Sistani’nin rolü vardı.

    Sistani’nin etkisini görmek için bırakın kendisini sözcüsü Kerbalayi’nin önüne Cuma hutbelerinde konulan mikrofonları saymak yeterli. Ben geçenlerde Necef’teyken saydım, 32 kanal vardı.


    Şiiler Cuma namazında iki hutbe veriyor; biri dini diğeri siyasi. Haliyle bütün gözler siyasi hutbede verilecek mesaja çevriliyor.


    Burada Necef havzası, özelde Sistani açısından da yeni bir durum var: Sistani’nin siyaset üstü duruşunu sürdürmesine rağmen siyasete doğrudan etki eden bir dini lider haline gelmesi Şiilerin iç dünyasını bilenler açısından biraz şaşırtıcı. Şöyle ki Sistani, İran’da Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin sistemleştirdiği Velayet-i Fakih anlayışını kabul etmiyor. Bunun anlamı ‘mollalar siyasetin dışında kalsın’. Hatta bunu “Necef havzası laik bir düzen istiyor” diye yorumlayanlar var. 


    Ancak Bağdat’ta işlerin sarpa sarması, ülkenin bölünmenin eşiğine gelmesi Sistani’yi uzak durduğu bir şeyi yapmaya zorluyor. Sözleri taklit mercii olması nedeniyle bağlayıcı. Etkisini sadece kitleler değil çoğu dini hareketlerden gelen yeni siyasi elit üzerinde de gösteriyor. Yeni düzende Sistani’nin sözünü yerde bırakacak siyasi bir liderin işi asla kolay olmayacaktır.

    Ayrıca Necef, Şiiliğin ortak havzası olmasına rağmen siyasi konularda ‘İrani’ ve ‘Farsi’ değil ‘İraki’ ve ‘Arabi’ karakter arz ediyor. İran doğumlu olmasına rağmen Sistani’nin kişisel tutumu Irak’ta İran etkisini kesen bir duruştur.


    Yeni dinamikler derken iki husus için de parantez açayım:

    * Iraklı Türkmenler de Türkiye’ye olan inançlarını kaybetmiş durumda. Türkmenlerin hamiliği ve Kerkük’ün statüsünün Türkmenler aleyhine değiştirilmemesine endeksli klasik politika son yıllarda rafa kaldırıldı. Şimdi Ankara bölgede tutunmak için bir tarafta Sünni Araplara diğer tarafta Kürtlere yaslanıyor. Erdoğan’ın şu sözü Irak siyasetinin rengine dair epey fikir veriyor: 

    “Buradaki Sünnilerin durumu ne olacak? Burada Sünni Araplar var, Sünni Türkmenler var, Sünni Kürtler var. Bunların güvenliği ne olacak?” 

    Bu politika yüzünden Şii Türkmenlerin yüzü kuzeyden güneye döndü. Şii Türkmenler IŞİD ile savaşmak için Sistani’nin çağrısına uyup Haşd el Şabi’ye katıldı. 

    * Bir diğer yeni parametre Rusya. ABD’nin IŞİD ile mücadeledeki samimiyetsizliğinden dolayı Irak giderek Rusya’ya alan açıyor. ABD’nin İbadi üzerindeki muazzam baskısı olmasa Irak’ın makas değiştirmesi elde değil. İbadi’ye alttan ciddi bir baskı var; “IŞİD’e karşı Rusya’yı davet et” diye… Zaten hali hazırda İran, Rusya ve Irak arasında askeri istihbarat paylaşımı için Bağdat’ta bir koordinasyon ofisi var. Irak artan oranda Rusya’dan askeri donanım da alıyor. Bu kayış makas açarak devam ediyor. Suriye’deki restleşmeler yüzünden Türkiye ile Rusya arasındaki artan gerilim, Irak’taki kamplaşmayı da besliyor.


    Özetle Ortadoğu’daki yeni değişkenler Türkiye’nin mevcut politikalarla yol almasını imkânsızlaştırıyor. Türkiye’yi nüfuz alanlarından çekilmeye mecbur eden politikalara öyle kıyısından kenarından değil kitabın tam ortasından bir ‘reset’ gerekiyor.


    (Fehim Taştekin'in Radikal'de yayınlanan yazısı)

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Plaza Anlaşması’ndan tarife savaşlarına: ‘Rıza’ ile desteklenemeyen ‘zor’

    11 Mayıs 2025

    Bildiğimiz siyasetin sonu

    11 Mayıs 2025

    Grev yasakları

    11 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Köy diye başladı, özgürlük diye büyüdü: Erdoğan Öven Engelliler Köyü

    Mustafa Şener

    Hrant, Sırrı ve Selo

    Mehmet Murat Yıldırım

    Üç fidan, bir ülke: Direniş hiç bitmedi

    Ahmet Saymadi

    “Kalbinizde barışa bir yer açın”

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ümit Akçay

    Plaza Anlaşması’ndan tarife savaşlarına: ‘Rıza’ ile desteklenemeyen ‘zor’

    Sırrı Süreyya Önder

    Bildiğimiz siyasetin sonu

    Alp Altınörs

    Grev yasakları

    Kıvanç Eliaçık

    Haritalar yalan söylüyor

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.