1990’lı yıllarda dilden dile dolaşan öldürülecek Kürt işadamları listesi, yıllar sonra ortaya çıktı. Dönemin Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) yöneticisi Mehmet Eymür, listeyi faili meçhul cinayetler davasında açıkladı. Açıklanan listeye göre listedeki bir çok ismin öldürüldüğü ortaya çıktı.
1990’lı yıllarda işlenen faili meçhul cinayetlere ilişkin açılan davada tanık olarak ifade veren eski MİT Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, haber elamanı Tarık Ümit’in kendisine verdiği “öldürülecek Kürt işadamları listesini” ilk kez açıkladı.
Faili meçhul cinayetler davasının dünkü duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, aralarında Mehmet Ağar, İbrahim Şahin ve Korkut Eken’in bulunduğu 19 sanıktan hiçbiri katılmadı. Bu nedenle sanık sandalyeleri boş kaldı.
Mahkemede tanık olarak ifade veren eski MİT Kontr-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür, 1965 yılında MİT’e takip elamanı olarak girdiğini, 1. MİT raporundan sonra teşkilattan ayrıldığını kaydetti. 1994 Nisan ayında Güvenlik Dairesi başkanı olarak tekrar MİT’e döndüğünü anlatan Eymür, “O zaman faili meçhul cinayetlerin birçoğu işlenmişti. Ben MİT’e geldikten sonra tekrar Tarık Ümit ile görüşmeye başladım. Ondan alınan bilgiler vardı. Katıldığı infaz olayları vardı” dedi. Yapılan bütün eylemelerin MGK’den çıkan kararlar ile MİT’e geldiğini ve öldürmelerin de bu çerçevede yapıldığını belirten Eymür, avukatların soruları üzerine birçok cinayeti de hatırlamadığını iddia etti. Mahkeme heyeti, avukatların sanıkların tutuklanması ve MİT’teki belgeleri incelemek için “Naip Hakim” tayin edilmesi yönündeki talepleri reddetti.
Mahkeme başkanın “Öldürülecek Kürt işadamları listesini” sorması üzerine Mehmet Eymür, Tarık Ümit’le ilk görüşmesinin 14 Temmuz 1994 tarihinde gerçekleştiğini, Ümit’in kendisine ilk olarak 29 kişilik liste verdiğini kaydetti. “Tarık Ümit daha sonra bir cep defterinde kayıtlı isimlere bakarak PKK bağlantılı isimleri vermiştir. Bu listedekilerin çoğu Güneydoğulu, Kürt kökenli işadamlarıydı. Listede o tarih itibariyle öldürülenler vardı. Tarık Ümit, bazılarının kindisinin infaz ettiğini söyledi” diyen Eymür, duruşmada Tarık Ümit’in verdiği listedeki isimleri okudu.
1. Mehmet Emin Soydaş, 2. Cihat Tokat, 3. Mustafa Bayram, 4. Cahit Kocakaya (Yılmaz), 5. Hakkı Aksoy, 6. Hurşit Savaş, 7. Abdullah Cantürk, 8. Hüseyin Baybaşin, 9. Lazzo İranlı (Lazem Esmaili), 10. Lokman İranlı, 11. Nizam Bayramoğlu, 12. Varujan Kumdagezer, 13. Cumhur Demir, 14. Fırat Tuncelili, 15. Hurşit Han, 16. Hamdi Yağan, 17. Şükrü Koray, 18. Adil Durmaz, 19. Askar Smitko İranlı, 20. Hasan Kuş, 21. Mehmet Kaygısız, 22. Doktor Cabbar, 23. Nafiz Bostancı, 24. Rado Rash, 25. Kadri Parmaksız, 26. Sıddık Kaya, 27. Raguend İranlı, 28. Dursun Karataş, 29. Nezir Karakuş.
Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in çeşitli tarihlerde verdiği isimlerle bu sayının 54’e çıktığını belirtti. Eymür’ün mahkemeye verdiği dilekçede ise 54 ismin hepsi sıralandı. Duruşmada okunan isimlerin dışında, şu isimler listede yer aldı: Abdullah Öcalan. Adil kod. Adnan Yıldırım. Ahmet Uğurlu, Behçet Cantürk, Çetin Kod, Hacı Karay, Hakkı Aksoy, Hilmi Tan, Hüsrev Bayram, Medet Serhat, Mehmet Ali Birand, Mehmet Gözübüyük, Mehmet Şerif Baybaşin, Necdet Bayram, Necdet Buldan, Nevzat Telli, Oktay Keçik, Sabahattin Demir, Savaş Buldan, Servet Baybaşin, Şirin Baybaşin, Şükrü Koray, Vahdet Bayram…
Tarık Ümit’in bu isimlerin PKK’ye yardım eden işadamaları olduğunu söylediğini ifade eden Eymür, “Söylendiğine göre bunların pasifize edilmesi için üst makamlardan emir alınmış” dedi. Eymür, “pasifize edilmesi öldürmek mi” sorusu üzerine ise, “Siz ne anlarsanız” demekle yetindi. Tarık Ümit’in bizzat işlediği cinayetlerin sorulması üzerine şu bilgileri verdi:
“Toplam 54 kişilik liste. Bunların içinde Mehmet Ali Birand da vardı. Şenkal Atasagun bizzat Birand’ı ikaz etti ve koruma verdi. Savaş Buldan, Hacı Karay ve Adnan Yıldırım’ın infazını bizzat kendisinin yaptığını söyledi.
Savaş Buldan İstanbul Çınar Oteli’nin önünden alınmış. Buldan, serbest bırakılması için arabasındaki 165 bin dolar, daha sonra da 1 milyon dolar vermeyi teklif etmiş. Tarık Ümit kabul etmemiş. Savaş Buldan, Düzce’de infaz edildiği yere götürmüş. Eymür Buldan’nın öldürülüp arabasının denize atıldığını söyledi.
Duruşma sırasında İbrahim Şahin’in avukatı Basri Aydın, “Tarık Ümit’in işlediği cinayetleri neden adli makamlara intikal ettirmediniz?” diye sordu. Mehmet Eymür ise “Ama devlet adına yaptığını söyledi” demekle yetindi.
Mehmet Eymür, Tarık Ümit’in görüşmede beraber çalıştığı özel harekat polislerinin ismini de verdiğini ifade ederken, “Tarık Ümit, sanık polisler Ayhan Akça ve Ziya Bandırmalıoğlu ile aynı evde kalıyordu. Onlarla beraber çalışıyordu. Bunların Tarık Ümit’le görüşme raporları var. Ancak bu raporlar, MİT’te yok edilmiş. Maalesef kendi içimizde bu olayları kapatmak isteyen arkadaşlar oldu. (Kim bunlar sorusu üzerine) MİT Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay. Bazı raporları da yok ettiler” dedi.
Ümit’in kaybolmasından sonra bulunması için çok uğraştıklarını belirten Eymür, “Şimdi öldü diye düşünmek gerek. Sonradan Çatlı’nın sorguladığını duyduk” ifadesini kullandı. Tarık Ümit’in kaçırılmasından sonra dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ağar ile görüştüğünü anlatan Eymür, bu görüşmeyi şöyle anlattı: “Bu adamlar siyasi cinayetlere girecekler dedim. Mehmet Ağar ise ‘Tosunları biz Azerbaycan’a götüreceğiz’ dedi. Bu işlerden kendisinin haberinin olmaması mümkün değil. Adamı sağ olarak bırakın dedim. Haberim yok, bakacağım dedi. MİT’çi Yavuz Ataç da İbrahim Şahin ile görüştü. Bu işler uzarsa birbirimize gireceğiz dedi. Tarık Ümit çok düzgün bir adam değildi. Ama bizim için şeref meselesiydi.”
Duruşmada “Ağar’ın tosunları kim” diye sorulması üzerine Eymür, “Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı, Abdurrahman Buğday, Sami Hoştan, Sedat Peker, Mehmet Gözen. Özel harekatçılardan ise Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Semih” yanıtını verdi. Eymür, Tarık Ümit’in öldürülmesi nedeni ise “Bize bilgiler vermesi emniyet içinde rahatsızlık oldu. Kaçırılıp öldürülmesini buna bağlıyorum” dedi.
Avukatların sorularını da yanıtlayan Eymür, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’la çalıştıklarını anlatırken, “Onun bu işlerde ilgisi olduğu söylendi. O zaman biz de Yeşil’i sorguya aldık. İki İranlının kaçırılması olayında kendisine para yollandığını, bunu kabul ettiğini, bir kısmını İbrahim Şahin’e verdiğini ve paylaşmayı bildiğini söyledi. Yeşil’i biz daha çok yurtdışı operasyonlarda kullandık” ifadesini kullandı.
O dönem özel bir suç ekibinin oluşturulduğunu anlatan Eymür, “Arasında eski ülkücüler vardı. Bunlar cinayet ve haraç gibi işlere girmişlerdi. Mehmet Ağar’a bağlı olan bu grubu İbrahim Şahin ve Korkut Eken sevk ve idare ediyordu. Bunlara emniyet tarafından yeşil pasaport verildi. Bunları suç örgütü olarak nitelendirebiliriz. Bazı kişilere polis hüviyeti verip, adam alıp kafasına sıkmak devlete yakışmaz” dedi. Avukat Selçuk Kozağaçlı’nın “Tarık Ümit nasıl biriydi” sorusuna yanıt veren Eymür, “Tarık, çok da makbul bir vatandaş değildi. Zaten, kirliliği ortaya çıkarmak için temiz insanlara bunu yaptıramazsınız. Tarık çok konuşan, asabi biriydi. Ama Tarık vasıfları itibariyle çok iyi bir haber elamanıydı” ifadesini kullandı.
Tanık ifadelerinin ardından söz alan katılan avukatlarından Yusuf Alataş, Mehmet Ağar’ın duruşmalara katılmamasını eleştirerek, “Adil bir yargılama olacaksa Ağar duruşmaya katılmalı ve kendisine soru sormalıyız. Başından beri rapor sunuyor. Silahlı teşekkül oluşturmaktan ceza almış birini mahkeme önüne getiremiyorsunuz” dedi. Duruşmayı bitiren mahkeme, İstanbul’da yaşayan Mehmet Ağar’a doğrudan soru sorulması için SEGBİS sistemi üzerinden telekonferans yöntemi ile gelecek duruşmaya katılmasına hükmetti. Ayrıca gelecek duruşmada Susurluk raporunu hazırlayan eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş, eski MİT Müsteşarı Sönmez Köksal ile MİT Müsteşar Yardımcısı Mikdat Alpay’ın tanık olarak dinlenmesine hükmedildi. Mahkeme, dönemin Başbakanı Tansu Çiller ile Mesut Yılmaz’ın tanık olarak dinlenip dinlenilmeyeceğine ise ileride karar vereceğini bildirdi.
Tarık Ümit, ölüm listesini Mehmet Eymür’e 14 Temmuz 1994 tarihinde verdiğinde, listedeki 29 isimden birçoğu hayattaydı. Bunlar arasında yer alan Vanlı işadamı Adil Durmaz, 15 Eylül 1995 tarihinde İstanbul’daki evlerinin önünde kardeşi Abdulmenaf Durmaz ile birlikte öldürüldü. Adil Durmaz’ın şuan 27 yaşındaki kızı, “Babamın faillerini arıyorum” diyerek bir çok kez yargıya başvurdu ancak sonuç alamadı. Eymür’ün açıkladığı liste ile bu cinayetin, şimdi Susurluk çetesi tarafından işlendiği ortaya çıkmış oldu. İranlı Askar Smitko ve Lazem Esmaeili ise 28 Ocak 1995 tarihinde Yeşil ve polisler tarafından öldürüldü. Uyuşturucu kaçakçısı Varujan Kumdagezer Bakırköy’de Ocak 1999 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda öldü.