Şükrü Sina Gürel’in Şam’a geçerek yaptığı Esad görüşmesi: Kardeş olmaya mecburuz!
Devlet Eski Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Şükrü Sina Gürel, 37 yıl sonra gittiği Beyrut’tan Şam’a geçerek yaptığı Esad görüşmesini değerlendirdi. Yurt Gazetesi'nde yer alan haberin içeriği şöyle:
Kendisine sordum: Türkiye’ye yollamak istediğiniz bir mesaj var mı?
Bana iki adım attı elini uzattı ve dedi ki, öncellikle bunu iletin: kardeş olmaya mecburuz! Son dönemde, dış politikamızdaki tıkanıklığın belli başlı nedeninin, ‘ilgili her tarafla, iletişimimizin kopuk olmasından kaynaklandığını’ biliyorduk. Oysa Türkiye’nin bölgesindeki gücü, geleneksel dış politikasının başarısı, ilgili bütün taraflarla iletişim kanallarının açık tutmasıyla sağlanırdı. Bunun için Türkiye’nin görüşlerine önem verilirdi. Türkiye ‘sorunlara taraf olmadan’ çözümlere yön verebilecek bir konumda olurdu. Son dönemde Türkiye, bölgesinde ağırlık kazanayım derken sorunların tarafı ve parçası haline gelip, ‘itibarsızlaşma yolunda’ hızla yürüdü.
Şam’ın çevresi ve insanıyla bu görünümü ve daha sonra ilgililerden aldığımız bilgiler, Türk halkına yansıtılmak istenenden çok farklı bir gerçeği gösteriyordu: Suriye’den kaçarak ülkemize sığınan ve bir kısmı da yaşamsal tehlikelere karşın Avrupa’ya gitmeye çabalayanlar meşru Suriye yönetiminden, Esad’dan kaçmıyorlardı… IŞİD’ten ve öteki teröristlerden kaçıyorlardı! Suriye’ye ve Bölgeye bakışlarında ümmetçilikten mezhepçiliğe savrulanlar, bu gerçeği çarpıtarak, Türk kamuoyunda bir “Esed canavarı” yaratmaya çalışmışlardı.
Esad:Türk halkı ile iyi ilişkiler arzu ediyorum
Görüşmemize hiç kimseyi temsilen gelmediğimi belirterek söze başladım. Yalnızca Türk halkının büyük çoğunluğunun Suriye halkıyla dayanışma içinde olmayı istediğini ve kişisel düşmanlıkların aşılarak bölgenin yeni gerçeklerine uygun ilişkiler geliştirilmesi gerektiğini belirttim. Esad, Türk halkıyla iyi ilişkileri sürdürmek istediklerini belirtti ve hiç kimseye bir kişisel husumeti olmadığını ima etti. Türk yetkililerinden hiçbiri için, bırakınız hakaretamiz olmayı, kötü bir söz söylemeyi, dargınlık bile sergilemedi. Cumhurbaşkanı Esad’la özellikle bir konuda aynı doğrultuda düşündüğümüzü gördüm: Ülkelerimizin bütünlüğü konusunda birlikte davranmamız gerekiyordu. Kendisine sordum : “Türkiye’ye yollamak istediğiniz bir mesaj var mı?” Bana doğru iki adım attı elini uzattı ve dedi ki: Öncellikle bunu iletin: ’Kardeş olmaya mecburuz!” (Yurt)