DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’te örgütlenen SeraPool işçisinin insanca çalışma insanca yaşam talebiyle başlattığı direniş 14 günü geride bıraktı. 58 işçiyi işten atan patron, işçi kıyımıyla direnişi kırmaya çalışsa da işçiler geri adım atmıyor. SeraPool işçisi direnişle öğrenmeye de öğretmeye devam ediyor.
Patron, SeraPool ürünlerini tanıtan “Yeni Bakış” adlı bir katalog hazırlamış. Katalogda havuzların eğlence, spor, sağlık ve görsellik için insanlara yaşam konforu sunan özel mekanlar olduğunu söylüyor. Kendisi ise bu özel mekanların ‘yaratıcısı’, ‘geliştiricisi’. Ürün katalogunda bile işçilik maliyetlerinde ekonomi sağlamakla övünüyor. SeraPool’ün sürekli yenilendiğini, değişim sürecinin hızla devam ettiğini söylüyor.
Patronun ‘değişim sürecini’ hızla devam ettirmesi işçinin çalışma koşullarını ağırlaştırmış, insani olmaktan çoktan çıkmış. Patronun değişim sürecine karşı işçiler de hep değişim yaratmak istemiş. 11 Haziran işçilerin değişim süreci için dönüm noktası oldu. O gün bir işçi çocuğunun karnesini almak için izin almak istedi, izni aldı ve çıktı. Patron, işçinin sendikal örgütlenme içinde olduğunu öğrenince ‘İzin almadan çıktın’ diyerek işten attı. Bunu duyan işçilerin hepsi üretimi durdurarak direnişe geçti ve değişim süreci direnişle hızlandı.
Hareketi örgütlülük büyüttü
SeraPool işçisi şimdiye kadar hep örgütlenmeye çalıştıklarını ancak bir türlü nihayete erdiremediklerini söylüyor. Daha önceki yıllarda sendikal mücadele yürüten işçiler işten atılmış ancak işçiler hiçbirinde üretimi durdurmamış. İşçiler bugün üretimi durduracak cesareti örgütlülüklerinden alıyor. SeraPool işçilerinin işten atma saldırısını lehlerine çevirmelerinin sebebi bu. Direnişten bir gün önce yaptıkları toplantıda birbirlerine telefonları açık tutma uyarısı yapmaları da, “İşten atma yaşanırsa üretimi durduralım” denmesi de, o gün fabrikada olmayan işçilerin bir telefonla fabrikaya gelmesi de örgütlülüğün sonucu. Fabrikada eylem yapan işçi sayısının artması örgütsüz işçinin de örgütlenmesini, korku duvarını aşmasını sağlamış. Sendika üyesi işçi sayısı o gün 90’dan 140’a çıkmış.
Bir kadın işçi sendikaya nasıl üye olduğunu şöyle anlattı: “İşten atarlar diye sendikaya katılmıyordum. Topluluğu görünce katıldım.” Bir başka kadın işçi de işçi gülerek lafa giriyor: “Daha önce bize sendikaya üye olmayın diyordu o gün bir baktık sendikaya üye olmak için e-devlet şifresi veriyor.”
Başka bir kadın işçi de direnişe neden katıldığını şöyle açıkladı: “Arkadaşların hepsi kapıya çıkmıştı. Bizim bölümde 3 kişi kalmıştık. 3 kişi ne yapacağız biz de direnişe katıldık.”
“Çalışırken patron bize baskı yapıyordu, biz de birbirimize” diyen işçiler, şimdi birbirlerine tepki göstermelerine neden olan sistemin patronun sistemi olduğunu biliyorlar.
Kendimize güvenimiz geldi
Fabrikada tuvalete gidemeyen, su içemeyen, namaz kılmalarına izni verilmeyen, pilav-makarna dışında yemek verilmeyen SeraPool işçisi artık haklarını nasıl alacağını biliyor.
Bir işçi “Direnişten önce sendika nedir bilmiyorduk. Sendikayı öğrendik. Sendika işçinin kendisiymiş. Bize sürekli baskı yapıyorlardı, boğazımıza kadar gelmişti. Sendikayı tanımadan sendikalı olmuştum. Sendikaya üye olduğumuzda bu işin sonu nasıl gelecek diye soruyorduk. Arkadaşlar tazminatsız atılmaktan korkuyordu. Şimdi herkes bir oldu. ‘Başarabilir miyiz’ diyorduk. Artık burada bir kişi bile kalsa içeri girmez, hakkını arar” diyor.
Daha önce başka fabrikalarda grev yapan işçileri gördüklerinde “Şu insanlar ne yapıyor” diye soran SeraPool işçileri, şimdi o grevde duydukları sloganları atıyorlar. Bunlar konuşulurken bir kadın işçi “Aklıma slogan geldi” diyor ve slogan kağıdına not düşüyor: “SeraPool işçisi direnişin simgesi.”