emekli maaşlarına yapılan zam, haklı olarak büyük tepki toplayan asgari ücret zammından bile düşük, hatta neredeyse onun yarısı kadar oldu. düşük ve ortalama emekli maaşları açlık sınırının altında.
emekçileri birer üretim aracı gibi gören, emeklileri topluma yük sayan zihniyetin iktidara mahsus olmadığını, kendisini muhalif sananlar arasında da mevcut olduğunu sosyal medyada görebiliyoruz. sosyal güvenlik sistemine prim ödeyenlerin emeklilere “bakması”na karşı çıkanlar var. oysa sosyal güvenlik sistemi böyle işliyor; bugün prim ödeyenlere de emekliliklerinde o sırada prim ödeyenler “bakacak.”
emeklilere açlığı bile değil, ölümü layık görenler, sosyal medyadaki öfke dışında tepki almayacaklarını bilerek yapıyor bunu. ana muhalefet emeklileri bir oy deposu olarak görürken, solun gündeminde suriye ya da ukrayna’daki gelişmeler kadar yer bulmuyorlar.
para var da emekliye yok
disk-ar’ın emeklilerle ilgili raporlarında ilginç veriler var.
eylül 2024’te yayınlanan rapora göre, sosyal koruma harcamalarının gayrisafi yurt içi harcamalar içindeki oranı fransa’da yüzde 34.4, yunanistan’da yüzde 26, ukrayna’da yüzde 21.5, bulgaristan’da 18.7.
ilo’dan alınan bu verilere göre sosyal korumaya türkiye’den daha az para ayıran, üç devlet var: azerbeycan (10.2), ırak (9.5), ermenistan (8.7).
türkiye de yüzde 10.5.
ikinci nokta şu; eyt kararından sonra denge biraz değişse de türkiye’de aktif, yani çalışan nüfusla/pasif yani çalışmayan nüfus oranının çok düşük olduğu iddiası doğru değil: 2021 itibarıyla avrupa ülkelerinde aktif/pasif oranı ortalama 1,6 iken türkiye’de bu oran 1,9’muş. yine aynı rapora göre sgk’de emekliler için yeterince kaynak var: prim gelirlerinin emekli aylıklarını ve sağlık ödemelerini karşılama oranı 2002’de yüzde 61 iken 2023’te yüzde 76,4’e yükselmiş.
yıllar boyunca çalışıp üretmiş olan emeklilere hak ettikleri maaş, mümkün olduğu halde verilmiyor.
ya ücretsiz emek?
sendikaların, ücretli emek örgütlerinin görmediği bir nokta daha var. çocukların bakımı, yemek, temizlik gibi tüm ev içi işlerini ücretsiz yerine getiren kadınlar için emeklilik diye bir hak yok. onlar devletin ödediği maaşa ancak aile bağıyla bağlı oldukları bir erkek üzerinden ulaşabiliyor.
bu konuya geçmeden önce şunu yazayım. emekli nüfus içinde kadın-erkek oranına ulaşamadım ama kadınların istihdamdaki oranının daha düşük olması, emekliler içindeki oranın da daha düşük olacağı anlamına geliyor. erkeklerin kadınlardan daha yüksek ücret alması da emekli kadınların emekli erkeklerden daha düşük maaş alıyor olabileceğini akla getiriyor.
“hiç mi bizim yüzümüzü güldürecek rakam yok” derseniz, var. ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü (oecd) verilerine göre türkiye’de emeklilikte beklenen yaşam süresi erkeklerde 20,2, kadınlarda ise 25,1 yıl.
ölen emeklinin maaşı
sgk mevzuatına göre, ölen emeklinin yasal evlilik bağı bulunan eşine -bu haktan yararlanacak çocukları olmaması halinde- onun emekli aylığının yüzde 75’i bağlanıyor. çocuklar içinse durum şöyle: 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yükseköğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurana kadar ve kendilerinin sigortalı olmaması durumunda ebeveynlerinin emekli maaşının yüzde 50’si paylaştırılıyor. ayrıca çalışma gücünü yüzde 60 oranında kaybetmiş olan malul çocuklara yaşları ve eğitim durumlarından bağımsız olarak ölüm aylığı denilen maaş bağlanıyor.
ancak kız çocuklar, evlenmemeleri ve sigortalı çalışmamaları durumunda ölene kadar aylık alabiliyor, aynı zamanda anne ya da babasının sigortasından yararlanabiliyor.
türkiye’de evlenmemiş, boşanmış birçok kadın, eğer ebeveynlerinden biri sigortalıysa onun sigortasından yararlanıyor, emekli ebeveynin ölümünden sonra aylık alabiliyor. bu gelirle yaşayan, bu gelirle ayakta kalan o kadar çok kadın var ki.
ayrıca evlenmeyi hiç düşünmeyen -örneğin lezbiyen kadınlar- gelecekte kendilerine bir emekli maaşı kalacağını hesaba katarak çalışırken kendilerine sigorta yapılması yerine daha fazla ücret ödenmesini ya da, daha yüksek ücret alsalar dahi, asgari ücret alıyor gibi sigortalanıp aradaki farkın kendilerine ödenmesini isteyebiliyor; bu tabii asgari ücretin genel ücret haline geldiği günümüz koşullarında ne kadar geçerli bilemiyorum. kadınların ancak aile içindeki ücretsiz çalışmaları karşılığında “bakılabileceği” fikrine dayanan bu mevzuat, kadınların hayatına bir kolaylık katsa da patronların işine geldiği açık. kadınlar ve erkekler arasındaki istihdam ve ücret farkı kapanmadıkça ortadan kalkması da büyük haksızlık olur.
şunu unutmamak gerek, ömrü boyunca evde ücretsiz çalışmış kadınların, hayatlarının son yıllarında kendilerine ait bir bütçeyle, belki biraz daha huzur içinde yaşamalarını sağlıyor o maaş devri. çok önemli.
tüm bu sebeplerle, emekli maaşı, yaşından ve emekli olup olmadığından bağımsız olarak her kadının meselesi ve feministlerin üzerine düşünmesi ve talep üretmesi gereken bir konu.
ana fotoğraf: haber ekspress