Star yazarı Nuh Albayrak, efsanevi boksör Muhammed Ali’nin ‘mücadele bayrağını’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a devrettiğini ileri sürerek, “İlk defa bir lider, güçlülerin asırlık diktatörlüğüne meydan okumuştur” diye yazdı.
Bugünkü ‘Muhammed Ali bayrağı Erdoğan’a devretti’ başlıklı köşe yazısında Muhammed Ali’nin cenaze törenine katıldığını belirten Albayrak, ünlü boksörün tüm mazlumların sesi olduğunu söyledi:“Onu efsane yapan haksızlığa, zulme, ayrımcılığa baş kaldırmasıdır.”
Albayrak, “O duruşu şimdi Erdoğan sürdürüyor. Onun için Türkiye’nin son yıllardaki tutumu çok değerlidir. İlk defa bir lider, güçlülerin asırlık diktatörlüğüne meydan okumuştur” diye yazdı.
‘Erdoğan, Muhammed Ali’nin mücadelesini en iyi anlayan kişi’
Muhammed Ali’nin cenazesindeki konuşmacılar listesinden çıkarılan Erdoğan’ın törende Kabe örtüsünün bir parçasını tabutun üzerine koyma ve tabut başında Kuran okuma talebi kabul edilmemiş, Erdoğan’ın hediyelerini almaya Muhammed Ali’nin ailesinden kimsenin gelmediği ortaya çıkmıştı.
Son olarak da ABD’nin önde gelen hahamlarında Michael Lerner, Erdoğan’ı ve hükümeti hedef alarak“Türkiye’deki liderlere söyleyin, Kürtleri öldürmeyi bıraksınlar” demişti.
Bunları da ‘gözardı eden’ Albayrak, Erdoğan’ın törende bulunmasının çok anlamlı olduğunu ileri sürdü: “Sayın Erdoğan’ın yıllar önce devraldığı bu mücadelenin sembolleşmesiydi bu buluşma. Sayın Erdoğan, Muhammed Ali’yi ve mücadelesini en iyi anlayan kişidir ve dünyadaki mazlumların hamisi ve lideri artık Erdoğan’dır. Muhammed Ali Amerika’daki çok şeyi değiştirdi. Şimdi de bayrağı teslim alan Erdoğan, mazlum milyonlarla birlikte dünyanın sömürü düzenini değiştirecektir.”
Tayfun Atay'ın Cumhuriyet'teki yazısı: Türkiye'deki katliamları Ali bilseydi..
Tayfun Atay ise bugünkü köşe yazısında, adeta Nuh Albayrak'ın tersi bir yazı yazdı. Bir meselenin nasıl bambaşka açılardan görülebileceğini özetleyen bu iki yazının hangisinin daha 'reel' olduğunu okuyucuların takdirine bırakıyoruz.
Tayfun Atay'ın yazısından bir bölüm:
A-aaa, siz görmediniz mi Zerdüştîler de oradaydı ve onlar da dualarıyla uğurladı Ali’yi!..
Hatta fark etmediniz mi, ateistler de göz yaşları içerisinde “Ali, Ali, Ali” diye bağırarak onu ölümsüzleştiren on binlerin arasındaydı!..
Meydanlarda “Bunlar Zerdüşt, bunlar ateist” diye kendi insanlarını şeytanlaştırıp hedef gösteren…
“Affedersiniz Ermeni” deyişinin üstadı…
Ve “Ancak inananlar kardeştir” diyerek memleketini dehşetengiz şekilde bölmüş birine…
İnsanlığın inançlar-arası, hatta inançlar-üstü buluştuğu ve Müslümanlığın da “güzel insanlığımız”ın mütemmim cüzü olduğu böyle bir ortamda söz söylemek düşer mi?!
Dua etsinler, törene katılabildiler!
Maazallah Ali, bunların kendi memleketlerinde yaptıklarını, mesela “Gezi”de can veren Ali İsmail’leri, Ethem Sarısülük’leri, Berkin Elvan’ları, kafası patlayan, gözleri kör edilen gencecik çocukları bilse…
Cenaze törenine alınmamalarını dahi vasiyet edebilirdi!..