81 gündür cezaevinde bulunan Barış Akademisyeni Doç. Dr. Tuna Altınel’in ilk duruşması için çok sayıda kişi Balıkesir’e geldi. Duruşma öncesi adliye önünde Altınel’e özgürlük istendi.
81 gündür tutuklu bulunan barış bildirisi imzacısı akademisyenlerden Doç. Dr. Tuna Altınel’in yargılanacağı dava öncesi Balıkesir Adliyesi önünde çok sayıda akademisyen, milletvekili, gazeteci ve hak savunucusu Altınel için özgürlük istedi.
Bölge illerindeki çatışmalı sokağa çıkma yasakları döneminde “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerden Lyon-1 Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tuna Altınel, Fransa’da gerçekleşmiş bir konferansa katılımı gerekçe gösterilerek ‘örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla 11 Mayıs’ta tutuklanmıştı. 81 gündür Kepsut L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Altınel’in “örgüt üyeliği”nden yargılandığı davanın ilk duruşması öncesi Balıkesir Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Barış Akademisyenleri tarafından yapılan açıklamada barış istemenin suç olmadığı bir kez daha vurgulandı.
Barış akademisyenleri adına konuşan Lütfiye Bozdağ, “Tuna Altınel, 81 gündür hapis tutuluyor. Tuna Altınel ile dayanışmak için öğrencileri, arkadaşları ve meslektaşları olarak toplandık. Pek çok akademisyen ve hak savunucusu duruşma için Balıkesir Adliyesi önündeyiz. Tuna Altınel hiçbir delil olmadan 81 gündür tutuklu bulunuyor. Tuna'nın arkadaşları olarak derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.” Dedi.
CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Gülistan Kılıç Koçyiğit ile çok sayıda akademisyen, hak savunucusu ve gazetecinin izlemek için hazır bulunduğu duruşmayı salonun küçük olduğu gerekçesi ile önce 40 kişinin izlemesine izin verildi, ardından bu sayının 65'e çıkarıldığı ifade edildi.
'Kaçmak gibi bir amacım olsaydı Türkiye'ye gelmezdim'
İzleyicilerin salona alınması sonrası başkayan duruşma kimlik tespitinin ardından Tuna Altınel'in beyanı ile devam etti. Altınel iddianameye atıf yaparak, suçlamalara konu olan dernek hakkında bilgi verdi. Altınel, "Lyon Rhône-Alpes Kürt Dostluk Derneği’nin etkinliğine katıldığım için örgüt üyeliği suçlamasıyla karşınızdayım. Üyesi olduğum derneğin PKK/KCK ile bağı olduğuna dair iddianamede somut tek bir delil yoktur. Yasal ya da yasa dışı herhangi bir örgütün propagandasını yapmak söz konusu değildir. Dernekteki yasal bir etkinlikten ötürü infaza uğradım. İddia edildiği gibi Türkiye'yi aşağılama gibi bir niyetim olsaydı Türkiye'ye gelmezdim. Yine iddia edildiği gibi kaçmak gibi bir amacım olsaydı yine Türkiye'ye gelmezdim. Bu nedenle özgürlüğümü istiyorum" dedi.
Ne olmuştu?
Doç. Dr. Altınel’in Türkiye’de tutuklanmasına giden süreç, Şubat 2019’da Fransa’nın Villeurbanne kentinde “Cizre bodrumlarına ilişkin” katıldığı bir konferansla başladı. Altınel, konferansta eski HDP Milletvekili Faysal Sarıyıldız’a simültane çevirmenlik yapıyordu.
Konferansın ardından Lyon Başkonsolosluğu, Altınel hakkında hakkında bir tutanak tuttu.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen tutanakta Altınel hakkında “gerekli işlemlerin yapılması ve pasaportuna tahdit konulması” talep edildi.
Aynı zamanda barış bildirisi imzacısı olan Doç. Dr. Altınel, yargılandığı davanın duruşması için Nisan 2019’da Türkiye’ye döndü. Havalimanında pasaportuna tahdit konulduğunu öğrendi.
Karara karşı İstanbul’da çeşitli girişimlerde bulunsa da bir yanıt alamayınca 10 Mayıs’ta, nüfusa kayıtlı olduğu yer olan Balıkesir’e gitti.
Durumu anlamak için Nüfus Müdürlüğüne giden Altınel, müdürlükten çıktıktan sonra gelen bir telefonla geri döndü ve gözaltına alındı.
Altınel savcılıktaki ifadesinden sonra “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi.
Nöbetçi hakimliğin kararıyla 11 Mayıs günü tutuklanarak, Kepsut L Tipi Cezaevi’ne gönderildi.
Altınel hakkındaki suçlama tutukluluk sürecinde “örgüt propagandası”ndan “örgüt üyeliği”ne döndü.
Altınel’in, Barış Akademisyenleri’nin yargılamaları kapsamında “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davası İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.
AYM ihlal kararı vermişti
Anayasa Mahkemesi “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzaladıkları için “örgüt propagandası yapmak” gerekçesiyle hapis cezasına çarptırılan dokuz akademisyenin bireysel başvurusunu 26 Temmuz’da görüşmüştü.
Mahkeme, akademisyenlerin cezalandırılması nedeniyle ifade özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar vermişti.
(Evrensel)