Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) danışmanı ve gazeteci Dilan Karaman’ın şüpheli ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma devam ediyor. Soruşturma kapsamında Mazlum Toprak şüpheli sıfatıyla yer alırken, şu ana kadar üç tanığın ifadesi alındı; önümüzdeki günlerde iki kişinin daha dinlenmesi bekleniyor. Kadın kurumlarının oluşturduğu inceleme komisyonunda yer alan hukukçu Gulan Çağın Kaleli, sürece dair değerlendirmelerde bulundu.
TJA’lı hukukçu Gulan Çağın Kaleli, Dilan Karaman’ın 11 Kasım’da hastaneye “adli vaka” olarak kaydedildiğini belirterek, ilk andan itibaren şüpheli duruma dair incelemelere başladıklarını aktardı. Karaman’ın hastaneye kaldırıldığı gün konuştuğu ve olaya dair bilgi sahibi olan iki tanığın beyanlarının emniyete iletildiğini, kaybolmaması gereken delillerin de eşzamanlı olarak dosyaya sunulduğunu ifade etti.
Dosyaya sunulan deliller
Kaleli, Karaman’ın sosyal medya paylaşımları ile o gün şiddet gördüğünü aktardığı arkadaşlarının beyanlarının dosyaya eklendiğini, ayrıca olay yerinin Karaman’ın yeni kiraladığı ev olmasının şüpheleri artırdığını vurguladı. Kira kontratı da bu nedenle soruşturma dosyasına sunuldu.
Mazlum Toprak’ın, Karaman’ın kendisine mektup bıraktığını iddia etmesi üzerine, mektubun yanı sıra telefon ve dijital materyallerin dosyaya alındığını belirten Kaleli, Karaman’a ait bir el yazısı örneğini de mukayese için emniyete teslim ettiklerini söyledi. Dijital materyallerin incelemesinin sürdüğünü, olay yeri inceleme tutanağının hazırlandığını ancak MOBESE kayıtlarının henüz dosyada olmadığını ifade ederek bunların talep edildiğini belirtti.
Karaman’ın taksiyle hastaneye götürülmesiyle ilgili soru işaretlerine de dikkat çeken Kaleli, 112 kayıtlarının aydınlatıcı olacağını söyledi.
112 ve polis ekiplerinin olası sorumluluğu
Mazlum Toprak’ın ilk etapta sadece bilgisine başvurulan kişi olarak ifade verdiğini, ancak sunulan delillerle birlikte şüpheli statüsüne geçtiğini belirten Kaleli, Toprak’ın “112 müdahalesini kabul etmediği” ve polisin kendisini sorumlu hissettiği yönündeki iddialarının doğrulanması hâlinde, 112 çalışanları ile polis ekiplerinin de sorumluluğunun doğabileceğini söyledi.
Soruşturmanın seyri
Kaleli, dosyanın hâlen karakolda olduğunu ve savcılığa henüz gönderilmediğini belirterek, taleplerin tamamlanmasının ardından dosyanın önümüzdeki hafta savcılığa intikal etmesini beklediklerini ifade etti. Delillerin büyük bölümünün toplandığını, sürecin “intihara sürükleme” suçu kapsamında ilerlediğini belirtti.
“Her kadın İntiharı politiktir”
Dilan Karaman’ın ölümünün hem kendileri hem de kamuoyu için sarsıcı olduğunu dile getiren Kaleli, kadın intiharlarının bireysel değil politik olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle sürecin toplumsal bir mücadele ile yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Yanlış bilgi ağına karşı ortak mücadele
Kaleli, sosyal medyada yayılan yanlış bilgilere rağmen kadın kurumlarına yönelik güçlü bir dayanışma ve güven olduğunu belirterek, inceleme komisyonunun hakikate ulaşma iradesiyle çalıştığını söyledi. Hukuki sürecin yanı sıra kadın kurumları arasında daha kolektif bir dayanışma ağı kurma çabasının sürdüğünü ifade etti.
(MA)
