Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

    21 Temmuz 2025

    Vahşetin idaresi!

    21 Temmuz 2025

    Üniter devlet ve resmî dil sorunu

    20 Temmuz 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

      20 Temmuz 2025

      Anayasa’dan Önce Yapısal Reform

      19 Temmuz 2025

      Kadınlar yaşamak istiyor! 

      18 Temmuz 2025

      Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

      16 Temmuz 2025

      Öcalan ve Hozat’ın feraseti, Erdoğan’ın hamaseti

      14 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Vahşetin idaresi!

      21 Temmuz 2025

      Üniter devlet ve resmî dil sorunu

      20 Temmuz 2025

      Reel sosyalizm neden çöktü?

      20 Temmuz 2025

      Geriye döneceğimiz bir yol yok

      18 Temmuz 2025

      Bask Ülkesi’nde barış ve stratejik sabır

      17 Temmuz 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Dijital yalnızlığımız her kaydırmada derinleşiyor mu?

    Dijital yalnızlığımız her kaydırmada derinleşiyor mu?

    SARPHAN UZUNOĞLU Kısa Dalga için yazdı: Telefon ekranına gömülü halde geçirilen vakit arttıkça, bireyler yüz yüze sosyal etkileşimlerden uzaklaşabiliyor ve bu da onların yalnızlık hissini daha da derinleştirebiliyor. Bir şeyin parçası olmama korkusu, hiçbir şeyin parçası olamamamızla sonuçlanıyor.
    Sarphan Uzunoğlu11 Şubat 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Bir kafede oturduğunuzu hayal edin. Karşınızdaki kişi sizi dinliyor gibi görünüyor ama gözleri sürekli telefonda, parmakları ekran kaydırıyor. Siz ise çaresizce anlaşılmayı bekliyorsunuz. Peki, bu durumda yalnız olan kim? Telefonuna gömülmüş kişi mi, yoksa dinlenilmediğini hisseden siz mi?

    Son yıllarda yapılan akademik çalışmalar, sosyal medya kullanımının bireylerin yalnızlık duygularını artırdığını, depresyon ve kaygı semptomlarını tetiklediğini ve kimi zaman bağımlılık düzeyinde bir kullanım alışkanlığı yarattığını ortaya koyuyor. Ancak mesele, yalnızca sosyal medya kullanımının olumsuz etkilerinden ibaret değil. Aynı zamanda, bu platformların sunduğu çevrim içi sosyal destek ve bağlantılar da bireylerin ruh sağlığı üzerinde farklı etkiler yaratabiliyor​.

    Bu dönem İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde vereceğim dijital kültürler dersine hazırlanırken dersin bir parçasının da dijital alışkanlıklara bağlı fobiler ya da benzeri mental durumlar olduğuna iyice ikna oldum. Zira bu alışkanlıklar ve fobiler dijital ağlarda ortaya çıkan bazı kültürler, alt kültürler ve davranış paternlerinin de tetikleyicisiler.

    O yüzden bu alışkanlıklar ve rahatsızlıkların dünyasına dalmaya karar verdim. Gelin, ilk olarak genel bir giriş yapmak adına, farklı akademisyenlerin bu duruma dair yaptıkları araştırmalar üzerinden biraz akıl yürütelim.

    Dijital illüzyon: Bağlantı mı, izolasyon mu?

    Yazının başındaki kafe sahnesine geri dönelim. Hepiniz kafeye oturup etrafınıza baktığınızda, masalardaki insanların büyük çoğunluğunun telefonlarına gömüldüğünü fark etmişsinizdir. Arkadaş grubuyla oturan ama sessizlik içinde ekrana bakan insanlar, aslında “birlikte yalnız olma” hâlini yaşıyorlar. İşte bu durum, sosyal medyanın bağlantı kurmak yerine izolasyonu artırabildiğinin en canlı göstergesi.

    Son yıllarda gerçekleştirilen çalışmalar, öngörülebileceği üzere, problemli sosyal medya kullanımının bireylerin yaşam doyumunu azalttığını, ancak bu ilişkinin önemli bir kısmının yalnızlık faktörüyle açıklandığını gösteriyor​. Yani sosyal medya doğrudan mutluluğumuzu azaltmıyor; yalnız kalan bireyler, sosyal medya kullanımına daha fazla yöneliyor ve bu yönelim onları daha da yalnızlaştırıyor. Örneğin, Finlandiya’da yapılan bir çalışma, sosyal medya kullanımının bireylerin yalnızlık duygularını artırdığını ve bu yalnızlığın yaşam tatminini doğrudan azalttığını ortaya çıkarmış.

    Ancak sosyal medyanın yalnızlık üzerindeki etkisi, kullanım biçimine göre değişiyor. Kimi araştırmalar, sosyal medya aracılığıyla sağlanan çevrim içi sosyal desteğin, özellikle fiziksel dünyada güçlü sosyal bağlantılara sahip olmayan bireyler için önemli bir destek mekanizması sunduğunu gösteriyor​. Yani, yalnızca “pasif tüketici” olarak sosyal medyada vakit geçirmek, bireyleri depresyona daha yatkın hale getirirken, aktif katılım ve anlamlı etkileşimler ruh sağlığını koruyabiliyor.

    Kaçırma korkusu (FoMO) ve dijital kaygılar

    Sosyal medyanın bireyler üzerindeki psikolojik etkilerinden biri de artık hepimizin aşina olduğu “kaçırma korkusu” (Fear of Missing Out – FoMO) olarak adlandırılan fenomen. Yapılan araştırmalar, sosyal medya kullanımının bireylerde FoMO’yu artırdığını ve bunun da sosyal medya bağımlılığına zemin hazırladığını gösteriyor. Yine bazı araştırmalar sosyal medya üzerinden alınan duygusal desteğin bile bazen olumsuz sonuçlara yol açabileceğini de gösteriyor: Kullanıcılar, çevrim içi destek aldıkça bu desteğe bağımlı hale geliyor ve sosyal medyada daha fazla vakit geçirmediklerinde bir şeyleri kaçırdıkları hissine kapılıyorlar​.

    Bu durum, bireylerin çevrim dışı yaşamlarında sosyal etkileşimlerini olumsuz yönde etkiliyor. Telefon ekranına gömülü halde geçirilen vakit arttıkça, bireyler yüz yüze sosyal etkileşimlerden uzaklaşabiliyor ve bu da onların yalnızlık hissini daha da derinleştirebiliyor. Bir şeyin parçası olmama korkusu, hiçbir şeyin parçası olamamamızla sonuçlanıyor.

    Gerçek dünyada destek mi, dijital kapan mı?

    Peki, sosyal medya gerçekten sosyal destek sağlayabiliyor mu? Burada kritik bir ayrım yapmak gerekiyor. Michigan State Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, çevrim dışı sosyal desteğin depresyon ve kaygı üzerinde olumlu bir etkisi var, ancak çevrim içi sosyal destek bu etkiyi sağlamıyor. Yani, gerçek dünyada güçlü sosyal bağlara sahip olan bireyler, ruhsal sağlıklarını daha iyi koruyabiliyor. Buna karşın, sosyal medyada kurulan bağlantılar, bireylerin depresyon ve anksiyete riskini azaltmada aynı etkiyi yaratmıyor.

    Yine de bu, sosyal medyanın tamamen olumsuz olduğu anlamına gelmiyor. Vanderbilt Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre, özellikle zayıf fiziksel sosyal bağlara sahip bireylerin, çevrim içi destek sistemleri aracılığıyla yalnızlık hissini azaltabilmeleri mümkün. Fakat bu desteğin gerçekten işlevsel olabilmesi için, bireylerin çevrim içi etkileşimlerini yüzeysel bir “beğeni” veya “paylaşım” seviyesinden çıkararak daha anlamlı diyaloglara dönüştürmesi gerekiyor.

    Bağımlılık döngüsü ve ruh sağlığı üzerindeki etkiler

    Sosyal medya bağımlılığı, psikolojik iyi oluş açısından en büyük risklerden biri olarak görülüyor. Almanya’da yapılan bir çalışma, sosyal medya kullanımının nedenlerini araştırarak, özellikle “negatif duygulardan kaçış” motivasyonuyla kullanılan sosyal medyanın bağımlılıkla yakından ilişkili olduğunu ortaya koyuyor​. Kendi hayatındaki sorunlardan kaçmak için sosyal medyaya yönelen bireyler, zamanla bu platformlara bağımlı hale geliyor ve bu da depresyon ve kaygıyı artıran bir döngü yaratıyor.

    Kurtulmanın basit bir yolu var mı?

    Bu sorunun yanıtını vermek bir dijital bağımlı olarak benim için de güç. Zirâ ben de günün belirli saatlerinde kendimi oynadığım oyunun mobil eşlikçi uygulamasında kadro kurma görevleri yaparken bulabiliyorum. Böyle durumlarda doktorların yürüyüş yapın, aralıklı oruç yapın önerileri gibi jenerikleşmiş bir öneri var. O da şu soruyu sormak: Bugün telefonu elinize aldığınızda gerçekten ihtiyacınız olduğu için mi yoksa sadece alışkanlık nedeniyle mi açıyorsunuz? Kendinizi her bildirimde ekrana bakarken yakalıyor musunuz? Bu döngüyü kırmak içinse genellikle aynı yöntem öneriliyor. Ekran süresini azaltmak, sofradan ve yataktan telefonu uzak tutmak ya da bildirimleri kapatmak. Türkiye gibi bir “sürprizler ülkesi” için bildirimsiz bir yaşam gerçekten bir şeyleri kaçırmak anlamına gelebilecek olsa da bildirimlerden kurtulmak iyi bir başlangıç noktası olabilir.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Vahşetin idaresi!

    21 Temmuz 2025

    Üniter devlet ve resmî dil sorunu

    20 Temmuz 2025

    Reel sosyalizm neden çöktü?

    20 Temmuz 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Suruç’un çocukları geri gelmeyecek

    Mete Gönültaş

    Anayasa’dan Önce Yapısal Reform

    Mehmet Murat Yıldırım

    Kadınlar yaşamak istiyor! 

    Mete Gönültaş

    Demokratikleşme Olmadan Anayasa Değişikliği Olur mu?

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Fehim Taştekin

    Vahşetin idaresi!

    Tolga Şirin

    Üniter devlet ve resmî dil sorunu

    Ümit Akçay

    Reel sosyalizm neden çöktü?

    Ertuğrul Kürkçü

    Geriye döneceğimiz bir yol yok

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçi sınıfının açlıkla imtihanı

    5 Temmuz 2025

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.