Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İzmir’de gazetecilerle bir araya geldi. Tepekule Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen kahvaltılı basın toplantısına İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen, TGS İzmir Şube Başkan Yardımcısı Seyhan Kurtman, medya kuruluşlarının temsilcileri ve köşe yazarlarının yanı sıra HDP İzmir Milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü, Müslüm Doğan ve HDP İl yöneticileri katıldı.
Toplantıda konuşan Demirtaş, Türkiye’nin kritik bir süreçten geçtiğini belirterek, bu sürecin en son 1. Dünya Savaşı’nda yaşandığını söyledi. Demirtaş, “Kritik bir süreçten geçiyor Türkiye. Yaşım 42 ve kendimi bildim bileli Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Bu kritiklik dönemsel bir kritiklik değil. Ortadoğu bütün siyasi gelişmeler kritik olduğu için biz bunu ifade ediyoruz. En son 100 yıl önce 1. Dünya Savaşı’nda böyle bir kritik dönem yaşamıştık. Koşullar şartlar değişik olsa da benzer kritik bir süreci yaşıyoruz” dedi.
Böylesine hassas bir dönemde Türkiye’nin demokrasi ve özgürlükle buluşmasını, kendi iç barışını sağlamış, Ortadoğu ezilen halklarına umut veren bir ülke haline gelmesi için HDP’yi kurduklarını belirten Demirtaş, “Türkiye toplumu çok inançlı kültürlü bir toplum. Yaşam biçimleri birbirinden farklı netice itibariyle 1. Dünya Savaşı’ndan sonra kader birliği yapmış bir toplum olarak birbirimize olan inancımızı, güvenimizi kaybettik. Tekçi anlayışlar hepimizin kaybetmesine yol açtı. Canlarımızı, ekonomiyi, çevremizi, doğamızı kaybettik. Biz HDP’yi 20 den fazla siyasi örgüt, inanç, kadın, çevre hareketi olarak kurduğumuzda bu paradigmayı esas aldık. Biz çoğulcu bir toplumuz, çoğulcu bir demokrasiyi temel alabiliriz. Yani sayımız kaç olursa olsun aramızda kendini Kürt, Laz, Çerkez, Ermeni olarak ifade eden ya da kendini bir etnisiteye bağlı olarak ifade etmeyen bütünü Türkiye toplumunu oluşturuyor. Böyle bir topluma tekçi zihniyeti dayatamayız. Ulus kavramında bunu ifade etmemiz gerek dedik. Demokratik ulus kavramında bir araya geldik, HDP’yi kurduk” diye konuştu.
AKP İLE IŞİD’İN ANLAYIŞI BENZER
HDP’nin kuruluşu ile bir arada yaşamın kanıtlanmış olduğunu söyleyen Demirtaş, “Bize ‘Bu ülkede bir arada yaşayamazsın’ diyenlere biz, bir siyasi partide bile birlikte mücadele edebiliyoruzu gösterdik. Sonra partinin programında, seçim bildirgesinde çoğulculuğu yansıttık. Seçim kampanyamızda bunu gösterdik. Karşımızda tekçiliği dayatan AKP iktidarına bu ideolojiye karşı ideolojik bir zafer ilan ettik. Türkiye’nin yarısı bu politikanın Türkiye’de uygulanması gerektiğini seçim anketlerinde ortaya koydu” diye konuştu. Suriye’de ve Irak’ta aynı şehirde farklı kimliklerin yaşayamadığına dikkat çeken Demirtaş, IŞİD’in tekfirci anlayışı ile AKP’nin benzer bir anlayış içerisinde olduğunu söyledi.
Demirtaş, şöyle devam etti: “Homojen mahalleler, homojen şehirler ve giderek aynı ülkede yaşayamaz hale gelecek. IŞİD’in tekfirci anlayışı budur. İşte bunun üzerinden kendini var ediyor. İslam’a da uygun olmayan faşizan bir yaklaşımla bunu yaratmaya çalışıyorlar. Keserek yapıyorlar, kadınları köle pazarlarında satarak yapıyorlar. Türkiye’de şu an uygulanmaya çalışılan tekçi anlayışı daha çıplak ortaya koyuyorlar. ‘AKP ile ne alakası var’ diyorlar, ama bu noktada benziyorlar. Biz Suriye gibi olmayalım dediğimizde, HDP gibi olalım diyoruz. Farklılıklarımızla bir arada kalalım diyoruz. Bu ancak birlikte yaşam ve radikal demokrasi ile mümkündür. Eğer bütün sorunlar çözülmek isteniyorsa eşitlik ve adalet olması gerekiyor. HDP bu nedenle radikal demokrasiyi ortaya koyan bir politikayı savundu.”
HDP’nin 7 Haziran seçimlerinde AKP’nin tekçi ve tekfirci anlayışına karşı bir zafer kazandığını belirten Demirtaş, seçim yenilgisini hazmedemeyen AKP’nin savaşa sarıldığını ifade etti. Demirtaş, “Tekçi tekfirci anlayışa karşı bir zafer kazandık. ‘AKP’ye oy vermeyen insan bile değil’ dayatmasına karşı ideolojik bir zafer kazandık. Bunu hep birlikte yaptık. Türkiye’nin batısı ya da doğusu hep birlikte başarı kazandık. Bu başarı giderek büyüyen bir akıma dönüşmeye başlayınca yeni bir karar verdiler. Bugün içerisinde bulunduğumuz durum budur. Bunun önüne geçebilmenin tek yolu vardı savaş çıkarmak. 6-8 Haziran arasında değişen siyasi durum nedir diye sorulduğunda bir tek HDP’nin aldığı oydur. 6 Haziran’da neden savaş kararı almadı da 8 Haziran’da aldı. ‘PKK şehirlerde silahlandı’ diyorlar 7 Haziran akşamımı silahlandı. 2.5 yıldır Ankara’da, İmralı’da ne konuşuluyordu. Bunlar konuşuluyordu. Dolmabahçe’de açıklanan da budur. Bir silahsızlanma programıydı. Geri kalan şey bir hafta sonra müzakere etmekti, bu kalmıştı. Bir hafta sonrasında artık o nihai deklerasyonla silahların toprağa gömüleceği tarihi duyacaktı. Biz halen soruyoruz bir cevap alabilmiş değiliz. Neden Dolmabahçe’deki masayı devirdiniz. Cumhurbaşkanı yanlıştı diyor, yanlışsa senin bilgin dahilinde yapıldı. 13 yıldır yaptıkları suçları başkasına atarak mağdur edebiyatı yapıldı. 28 Şubat Dolmabahçe Mutabakatı üzerinden de bir mağduriyet inşa etmeye çalışıyorlar” diye konuştu.
‘7 HAZİRAN SONRASI BİR DARBEDİR’
Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Anneler ağlamasın, bizim çocuklarımız ağlamasın. Kürt, Türk, polis, asker, gerilla fark etmez önce ölümleri durduralım. Yarın değil haftaya değil, şu saatte ölümlerin durması lazım. PKK’nin silahlı eylemlerini şehirlerde, dağlarda durdurması lazım. AKP de işlediği günahları örtmek için çocukları dağlarda, sokaklarda öldüremez. AKP üzerindeki sıkışmışlığı şiddet yoluyla ihraç etmeye çalışmasına izin vermeyeceğiz” dedi. 7 Haziran seçimleri sonrası yaşananları “darbe” olarak nitelendiren Demirtaş, şunları kaydetti: “Bize göre 7 Haziran sonrası bir darbedir. Bu savaş bir vatan savunması değil saray savunmasıdır. Silahlar tümden devre dışı kalacakken, o 10 günlük sürede Dolmabahçe Mutabakatı’nı reddedenler bunun hesabını vermek zorundadırlar. Biz çözüm sürecinde birçok çaba sarf ettik. Yüzlerce miting, toplantı yaptık. Bunu AKP için yapmadık. Halkımızın barışa ihtiyacı vardı, onun için yaptık. Barış sürecini kendi partizan çıkarlarına göre dizayn edenler bu savaşın sorumlusudurlar. Bu sorunun çözümüne çok çok yaklaşmıştık. Fakat şunu gördüler eğer bir hafta daha görüşme yapılırsa silahların devre dışı kalabileceği bir süreç başlayabilir ve kendileri savaşı kullanan bir hareket parti olmaktan çıkabilirler. Bunu gördüler ve seçim öncesi biz silahsızlanma takviminin önüne geçtiler.”
‘ERKEN SEÇİM İKİ ÇİZGİ ARASINDA’
Erken seçimin partiler arasında değil barıştan ve savaştan yana olan iki çizgi arasında geçeceğini ifade eden Demirtaş, “Durduğumuz noktada artık yakın geçmişe bakarak, onun hayıflanması ile geleceğimizi kuramayız. Bir tarafta kendi iktidarı için iç savaşı bile göze alan bir anlayış var, diğer tarafta da bu savaşın mağduru haline gelmiş ezilenler, kadınlar ve gençler var. Tüm kışkırtmalara rağmen bir arada olmak zorunda olan toplumumuz var. Bu erken seçim partiler arası bir seçim değildir. Bugün Türkiye bir iç savaş tehlikesi ile karşı karşıyadır. Seçim olacaksa da insanların birbirini boğazladığı bir ortamda olsun diyorlar. Türkiye’de iç savaştan kazanabilecek kimse yoktur. Hep birlikte kaybederiz. Burada güçlü bir arada bir toplum var. Yıllarca bir arada demokrasi için mücadele etmiş halklarız. Bize iç savaşı dayatanlara karşı birbirimize sarılmak zorundayız. Gelecek artık iki farklı parti arasında değil, iki farklı çizgi arasındadır. Temel ilkelerde Türkiye bu iki çizginin kapışmasıyla sandığa gidecektir. Ve barış yanlıları kazanacaktır. AKP artık birinci parti bile olamayabilir” dedi.
‘HDP, AKP’NİN TEK BAŞINA İKTİDAR OLMASINI ENGELLEDİ’
7 Haziran seçimlerinde AKP’ye oy verenlerin pişman olduğunu söyleyen Demirtaş, “7 Haziran’da AKP oy verenlerinde pişman olacaklarını biliyorum. Elini tabuta koyup seçim çalışması yapanlara o tabutun içerisindekiler bizim canımız ciğerimiz çocuklarımızdır diyeceklerdir” dedi. HDP’nin başarısının AKP’nin tek başına iktidar olmasını engellediğini vurgulayan Demirtaş, şöyle konuştu: “HDP, AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelledi. 20 yıldır hazırlık yaptık. HDP engel oldu diyorlar bu nedenle seçim sonuçlarını kabul etmediler, yeniden seçim yapacağız dediler. Geçti artık. Halklarımız kafanızdaki tekçi zihniyetine oy vermedi, eğer böyle düşünüyorsanız çıkın programınızı açıklayın, aleni bir şekilde istediklerinizi açıklayın. Biz Erdoğan’ın halife olduğunu inanıyoruz, aldığı yüzde 10’u rüşvet olarak görmüyoruz deyin oy isteyin bizim itirazımız yok ama dürüst olun. İleri demokrasi adı altında topluma başka bir şey dayatmayın. HDP bu tekçi anlayışa karşı radikal demokrasiyi ortaya koymuştur.”
Barış ve bir arada yaşam heyecanının diri tutulması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, HDP’ye yönelik gerçekleştirilen saldırıların birçoğunun ideolojik duruşu nedeniyle gerçekleştiğini ifade etti. Demirtaş, “Türkiye’nin Suriye olmamasının teminatı HDP’dir. Ne kadar oy alırız bilemiyoruz ama bu heyecanı diri tutmamız lazım. Bunu yok etmeye çalışıyorlar. HDP bu kadar saldırı altındaysa bunun nedeni aldığı oy değil, ideolojik duruşudur. Biz onların dediği gibi uluslararası kirli bir proje değiliz. Biz yüzde 100 yerliyiz. Halkın kurduğu ve emekleriyle büyümüş bir partiyiz. Kişilere bağlı tek adam partisi değiliz. Toplumun yarısının kadın olduğu bir yerde devrim yapan bir partiyiz. Kadınların yüzde 50 ile yönetimde olduğu bir partiyiz. Bize dayatılan tekçi anlayışa karşı devrimci bir duruş ortaya koyuyoruz. Geri adım atarsak inanın bize nefes aldırmayacaklar. Belki aynı şehirde bile yaşayamayacağız” dedi.
‘TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN BARIŞA SES VERİN’
HDP’nin saldırılara rağmen her zaman barışı savunduğunu vurgulayan Demirtaş, “Bu kadar ağır saldırılar altında bile savaş kokan tek bir cümle bile kurmadık. HDP’nin başka bir programı, başka bir politikası yoktur, olamaz. Seçim için kurmadık HDP’yi. Çok stratejik temel bir yürüyüşün geçmişten aldığımız tüm devrimci mirasları temel alarak kurduk. Her seçimde kazanacağız her seçimde büyüyeceğiz. Çok ciddi bir tarihe ve halka dayanıyoruz. Tarih hep bunu yazmıştır. Tarih ve kültürel miraslarımız bütün Ortadoğu’yu gezin, yıkılmış saraylar göreceksiniz ama yıkılmış halklar göremezsiniz. Halklarımız her yerde ayaktadır. Şanı ve şöhreti saraylarda değil, halkın yüreğinde aramak lazım. Bizim için en acil konu seçim değil barıştır” dedi.
Silahsız ve şiddetsiz yollarla AKP’yi yenebilecek güce sahip olduklarını da belirten Demirtaş, “Cumhurbaşkanı çıkıyor ‘Evlatlarımızı feda edeceğiz’ diyor, kimin evlatlarını ne için feda ediyorsunuz. Çürük raporu aldırdığınız evlatlarınızı mı feda ediyorsunuz. Bütün tabutların içerisinde yoksulların çocukları var. Bu politikaya dur dememiz lazım. Bu politika çirkin bir politikadır. Türkiye’nin her yerinden barışa ses istiyoruz. Türkiye’nin her yerinden Türk analar, Kürt anaları cenazelerimiz gelmeden ses verelim. Başaracağımıza inanıyoruz” diye konuştu. (DİHA)