Hatimoğulları ve Bakırhan, 2011’den bu yana süregelen iç savaşta, tüm toplumsal kesimleri ve farklılıkları tanıyan kapsayıcı ve demokratik bir anayasal çözümü savunduklarını belirtti. “Farklılıkların tanınması, demokratik birliğin teminatıdır” anlayışıyla hareket ettiklerini vurguladı.
HTŞ Yönetiminin Dışlayıcı Politikaları Eleştirildi
8 Aralık 2024’te Esad rejiminin devrilmesinin ardından, Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTŞ) Suriye’nin önemli bir kısmında kontrolü ele geçirdiğini hatırlatan eş genel başkanlar, Ahmed El Şara (Colani) liderliğindeki yönetimin, Kürtleri, Alevileri, Dürzileri, kadınları ve “kendisinden” olarak tanımlamadığı tüm toplumsal kesimleri dışlayan bir politika izlediğini ifade etti. Bu dışlayıcı yaklaşımın, Suriye’de yeni gerilim ve çatışmalara neden olacağına dair endişelerini dile getirdiklerini belirtti.
Lazkiye ve Tartus’taki Katliamlar Kınandı
Son dönemde Lazkiye ve Tartus’ta Arap Alevilerine yönelik gerçekleştirilen katliamların, bu tekçi ve dışlayıcı anlayışın acı bir sonucu olduğunu ifade eden Hatimoğulları ve Bakırhan, Hama, Humus ve birçok köyde yoğunlaşan ve failinin HTŞ olduğu katliamların yaşandığını belirtti. Bu durumun, 2011’den bu yana devam eden iç savaşın halen bitmemiş olduğunun açık bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Uluslararası Kamuoyuna Çağrı
HTŞ yönetiminin Alevi halkına yönelik katliamlarını ve zorla yerinden etme politikalarını en güçlü şekilde kınayan DEM Parti eş genel başkanları, HTŞ yönetimine bu saldırılara derhal son verme ve Arap Alevilerinin meşru ve demokratik taleplerini tanıma çağrısında bulundu. Ayrıca, uluslararası kamuoyunu Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan bu katliamlara karşı etkin bir tutum almaya ve Suriye’deki Alevi halkıyla dayanışma içinde olmaya davet etti.