Niğde’nin Bor ilçesinde çalıştığı plastik geri dönüşüm fabrikasında makinaya kaptırdığı kolu omuz hizasından kopan 14 yaşındaki Abdurrahman Özkul ağır yaralı olarak götürüldüğü hastanede hayatını kaybetti. Dedesi Vahap Özkul Evrensel’den Uğur Zengin’e anlatmış. Elektrikli bisiklet almak için girmiş fabrikaya. “Ben okumak istemiyorum, dışarıdan okuyacağım.” demiş. Elektrikli bisikletin bedeli olan 25-30 bin lirayı biriktirmek için aylardır çalışıyormuş.
Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde, Küçük Sanayi Sitesi’nde tamirci çırağı olarak çalışan 15 yaşındaki Şerafettin Başarır’ın elindeki balata spreyi birden alev almış. Vücudunun yüzde 85’inde dördüncü derece yanıklar oluşmuş. On gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmiş.
Suriyeli 14 yaşındaki Ali Gaziantep’te çalıştığı tekstil atölyesinde asansörle duvar arasına sıkışarak feci şekilde can vermiş. Haberlerde soyadı yok Ali’nin. Sadece “Suriyeli çocuk işçi Ali”, o kadar!
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin 2025 yılı başından bugüne tespit edebildiği çocuk işçi ölümü sayısı 24 olmuş.
∗∗∗
Ahmet Yıldız’ı hatırlıyor musunuz?
Adana Yüreğir’de çalıştığı işyerinde 14 Mart 2013’te kolunu pres makinasına kaptırıp ölmüştü. Patron önce işyerindeki kanları temizledi, sonra “Otomobil çarptı, plakasını alamadık” diyerek hastaneye götürdü.
Acildeki doktorun olayın trafik kazası olmadığını fark etmesi üzerine olay savcılığa bildirildi. Bilirkişi raporunda yüzde yüz kusurlu bulunan patron üç ay hapis yatıp tahliye oldu.
Davanın sonunda patron Ali Koç’a 4 yıl 2 ay hapis cezası verilip, “sanığın aile ve meslek sahibi olması, eylemin ‘kusurlu eylem’ sayılması ve pişmanlık durumu nedeniyle” günlük 20 TL üzerinden 30 bin 40 TL adli para cezasına çevrildi. Cezanın 24 takside bölünmesi de unutulmadı!
Çocuk işçi Ahmet iş cinayetinde hayatını kaybettiğinde henüz 13 yaşındaydı.
Yaşasaydı 25 yaşında olacaktı.
∗∗∗
İSİG Meclisinin tespitlerine göre 2013 yılında en az 59, 2019’da en az 54, 2015’te en az 63, 2016’en az 56, 2017’de en az 60, 2018’de en az 67, 2019’da en az 67, 2020’de en az 67, 2021’de en az 62, 2022’de en az 62, 2023’te en az 54, 2024’te en az 71; 2013-2024 yılları arasında en az 742 çocuk işçi ölümü.
Ölenlerin beşi 4 yaşında, altısı 5 yaşında, beşi altı yaşında, yedisi yedi yaşında, on altısı 8 yaşında, on dördü 9 yaşında, yirmi beşi 10 yaşında diye gidiyor tablo.
Ölümlerin işkollarına göre dağılımında ilk dörtte sırasıyla tarım, inşaat, metal ve konaklama yer alıyor. Tarım hala en başta olsa da sanayi ve inşaatlardaki çocuk işçi ölümü sayısı giderek artıyor. Çünkü bir yandan kırsal yoksulluk devam ediyor, bir yandan kentsel yoksulluk yaygınlaşıp derinleşiyor.
∗∗∗
Çocuk işçiliğinin artışında AKP döneminde yapılan iki düzenlemenin büyük rolü oldu.
Birincisi 2012 yılında zorunlu eğitimin sözde 12 yıla çıkarılıyor gibi yapılıp “4+4+4” formülüyle üçe bölünüp son 4 yılın örgün eğitim dışına çıkarılması. Niğde’de ölen çocuk işçi Abdurrahman Özkul’un “Ben okumak istemiyorum, dışarıdan okuyacağım” diyerek okulu bırakması birçok yoksul ailede yaşanıyor.
Zaten eğitimle bir yerlere gelebilme umudu ellerinden alınmış olan çocuklar ailelerine ekonomik destek olabilmek için açık liseye geçip çalışmaya başlıyorlar. “Açık liseye geçip” demem sözün gelişi. Çoğu fiili olarak eğitim hayatlarına son vermiş oluyorlar. Eğitim-Sen’in geçenlerde açıkladığı gibi örgün eğitim dışında bırakılan çocuk sayısı 1,5 milyonu geçmiş durumda.
İkincisi de şu malum MESEM meselesi. Adında “Mesleki Eğitim” geçmesine, Milli Eğitim Bakanlığının “Mesleki eğitim merkezi öğrencileri haftada 1 gün okulda teorik eğitim, 4 gün işletmelerde pratik eğitim alır.” demesine bakmayın. İşyerlerinde kimsenin eğitim filan verdiği yok. Doğrudan ucuz işçi muamelesi görüyor çocuklar.
∗∗∗
Geçtiğimiz Pazartesi, 28 Nisan İş Cinayetlerinde Hayatını Kaybedenleri Anma ve Yas Günü dolayısıyla İSİG Meclisi ve İstanbul Tabip Odası Kadıköy’de basın açıklaması yaptı.
“TÜİK verilerine göre 15-17 yaş grubundaki çocukların işgücüne katılma sıklığı 2022’de yüzde 18,7 iken 2023’te yüzde 22,1’e ve 2024’te yüzde 24,9’a yükseldi. Yani 970 bin çocuk işçi olduğu açıklandı. Ancak bu sayıya 500 bin MESEM’li çocuk, bu yaş grubunda çalışan kayıt dışı çalışan çocuklar ve 15 yaş altı çalışan çocuklar dahil değil.” denilen açıklamada Türkiye’de çocuk işçi sayısının 3-4 milyona ulaştığı belirtildi.
Tam bir çocuk işçi cehennemi oldu memleket.