Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    İran’ın güneşli günleri

    29 Haziran 2025

    Savaşın maddi koşulları

    29 Haziran 2025

    Kürt hareketindeki ideolojik ve politik kırılma

    28 Haziran 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      İsrail’in nükleer politikası ve stratejik silah sistemleri 

      24 Haziran 2025

      Kuyu tipi hapishaneler: Faşizmin tecrit politikaları ve devrimci tutsakların direnişi

      19 Haziran 2025

      Özdağ serbest, ‘Barış’ tutsak!

      18 Haziran 2025

      Bir Banka, Bir Saat, Bir Yalnızlık: isviçre

      16 Haziran 2025

      NATO’nun çürüyen tahtı; Emperyalizmin hırsızlık imparatorluğu çöküyor mu?

      2 Haziran 2025
    • Seçtiklerimiz

      İran’ın güneşli günleri

      29 Haziran 2025

      Savaşın maddi koşulları

      29 Haziran 2025

      Kürt hareketindeki ideolojik ve politik kırılma

      28 Haziran 2025

      “Bana bunları neden öğrettin!”

      28 Haziran 2025

      Faşizm ve direniş

      26 Haziran 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025

      Josu Urrutikoetxea: Silahlı mücadeleden müzakereye, ETA’dan Kürt mücadelesine

      9 Haziran 2025

      Bırakılan silahların yankıları: PKK ve ETA’nın karşılaştırmalı analizi

      9 Haziran 2025

      Grup Yorum’un notası emperyalizme teslim olmadı

      8 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Che Guevara’nın oğlundan Kahraman’a: Che’ye dil uzatacak birinin bir iki şey bilmesi gerekiyor

    Che Guevara’nın oğlundan Kahraman’a: Che’ye dil uzatacak birinin bir iki şey bilmesi gerekiyor

    Siyasi Haber23 Ekim 2016
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Camilo Guevara, babası Che Guevara’ya ‘katil kişilik’ diyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman’a yanıt verdi: “Che’ye dil uzatan birinin, öncelikle onun tarihiyle ilgili bir iki şey biliyor olması gerekir.

    Camilo Guevara, daha önce de Meclis Başkanı Kahraman gibi konuşanların olduğunu belirterek "Tarih bir tanedir. Yalanlarla yapılmaz. Che'nin düşmanları onu öldürdükten sonra, tarihini de saptırmak istediler. Onun hatırasını, mirasını silmeye, yalan yanlış şeylerle zedelemeye çalıştılar. Jose Marti (Küba'nın milli kahramanı) 'İnsan, başkaldırısının büyüklüğüyle ölçülür' demişti. Babam dev bir imparatorluğa kafa tuttu" ifadesini kullandı.


    Camilo Guevara'nın Hürriyet'ten Çınar Oskay'a verdiği mülakat şöyle:

     


    Adınız, babanızın arkadaşı, devrim kahramanı Camilo Cienfuegos’tan mı geliyor?


    – Evet, Küba’da çok Camilo vardır. Kaderimizi belirleyen, tarihimizin en güçlü karakterlerinden biriydi. Karizmatikti ve gerçek bir halk adamıydı. Tam bir Kübalıydı. Biruçak kazasında öldü.


    O da çok gençti galiba…


    – Evet, maalesef. Kübalıları çok üzen bir olaydır. Birçok çocuğun ismi ona adandı. Bende onlardan biriyim. Çok şefkatli, sevgi dolu, doğal biriymiş.


    Havana’da Devrim Müzesi’nde Che ile ona ayrılmış bir oda ve ikisini yan yana savaşırken gösteren bir heykel var. Yakın arkadaş mıydılar?


    – Evet, hem de çok. Devrimde de beraber çarpıştılar. Küba’da bağımsızlık mücadeleleri hep ülkenin doğusundan batısına ilerlemiştir. İspanyol sömürgeciler döneminden beri. İşte Fidel (Castro), bu doğudan batıya harekât görevini Camilo ile Che’ye verdi. Sonunda Santa Clara’daki kritik muharebe devrimin yolunu açtı. Camilo şehrin çevresini tuttu, Che kenti işgal etti. Batista güçleri bir daha belini doğrultamadı. Ama dostlukları daha önce, kaçak olarak Küba’ya girdikleri Granma teknesinde başlamış. Bu felakette Camilo elindeki son kutu sütü babamla paylaşmış. O da bunu hiç unutmamış.


    Adınızı babanız mı vermiş, anneniz mi? Anneniz Aleida March da efsanevi bir devrimci…


    – Aslında benim adım babam gibi Ernesto olacakmış. Ama annem bunun bir çocuk için baskı oluşturacağını, kafamı karıştıracağını düşünmüş. Sonunda Ernesto olmayacaksa Camilo koyalım demişler.


    Chenin oğlu Camilo Guevara: Babam kasırganın kalbinde yaşadı


     


    Annenizle ilişkiniz nasıl?


    – İyi, çok iyi, o benim annem… İşle ilgili sık sık görüşüyoruz.


    1968’in öğrenci liderlerinden Tarık Ali, bir makalede Che’nin annenize yazdığı son şiirlerden birine yer vermiş. ‘Rüzgâra ve Dalgaya Karşı’ şiirin adı. Biliyor musunuz?


    – Hayır, duymadım. Nasıl bir şiir?


    Şiir çevirmek korkunç bir şey. Özür dileyerek deneyeyim…


    Oğullarımızın bir fotoğrafı,


    Cebimdeki tabancanın en güzel mermisi,


    Gizli ve derinde, çocukların silinmez hatırası,


    Senin ve benim bir gün birlikte yarattığımız,


    Bana kalan bir parça hayatı da,


    Tereddütsüz ve mutlulukla devrime veriyorum,


    Bizi birleştiren hiçbir şey, bundan daha güçlü olamaz. 


    – Bu anneme yazdığı bir mektup olabilir. Bazıları yayımlandı, bazılarını annem sakladı.



    Çocukken hiç içinizden “Keşke babam sıradan bir insan olsaydı ama burada, yanımda kalsaydı” dediğiniz oldu mu?


    – Babasızlık zor bir şey, evet… Bir ulusun köklü bir değişim sürecini yürütüyordu. O anın gerektirdiği irtifaya ayak uydurmak zorundaydı. Sarsılmaz bir etik anlayışı vardı. “Kendim yapmadığım bir şeyi başka birinden de isteyemem” diye bakardı. Örnek olmak, öyle yönetmek isterdi. Kasırganın kalbindeydi ve bir misyonu vardı. O ölmeye gitmedi ki. Dünyayı değiştirmeye gitti. Herkesin bir babası var. Elektrikçi, marangoz, öğretmen, doktor… Evden çıkıp bir kaza geçirip ölebilirler. Bir doktor hastalanabilir. Bir sürü Kübalı doktor var Afrika’da, böyle hastalanan… Ebola ile savaşıyorlar orada. Babam Che, dünyayı değiştirmek istedi. Bunu yapmaya çalışırken öldü. Büyük bir onurla… Tabii ki onu her gün yanımda görmek isterdim. Ama hayat böyle…


     


    Kim bilir dünyada kaç insan babanızın Bolivya’daki ölümünü hatırlayıp hâlâ üzülüyordur, “Keşke gitmeseydi” diyordur. Sizin de aklınızdan geçiyor mu bu?


    – Fidel de böyle düşünüyordu. Ama Che’nin ahlaki bir sorumluluğu vardı. Hemen o ‘ilk anda’ gitmek… Hatırla, Che örnek olmak isteyen biriydi. Kendisi gitmeden başkalarını ölüme gönderemezdi. Ben onun bu duruşunu anlıyorum. Tabii ki babamın ölmesini istemezdim, Fidel de gitmesini istemiyordu. Ama yine de gerçekten anlıyorum onu. Onurlu bir adam olarak buna mecburdu. Generalleri ölürken oturup kenardan seyredebilecek biri değildi. Kongo’da savaşan Kübalıların da hep yanındaydı.  İnsanlar ölümle sonuçlanabilecek bir tehlikeye atılıyordu ve o en önde olmalıydı.


    Chenin oğlu Camilo Guevara: Babam kasırganın kalbinde yaşadı


    Babanızı hiç hatırlıyor musunuz?


    – Çok kopuk kopuk… Net hatırlıyorum diyemem. O Küba’dan Kongo’ya geçtiğinde üç yaşındaydım. Sonra döndü Küba’ya ama gizli şekilde. Öldüğünde ise beş yaşındaydım. Doğru düzgün görememişiz zaten onu hiç…


    Türkiye’de, şu oturduğumuz yerde bile emin olun tartışılmıştır bu konu… Che’nin Küba’dan Fidel’le sürtüştüğü için ayrıldığı söylenir. İkisi arasında bir ego çatışması var mıydı sizce?


    – Biraz önce sana Camilo ile Che arasındaki şahane dostluktan bahsettim ya… Buna benzer müthiş bir dostluk da Fidel ile Che’ninkidir. Bir insanın maske takıp gerçek duygularını gizlemesi çok zordur. Babam, konuştuğu insanın gözüne, içine bakan biriydi. Karşısındaki insanı anlamak konusunda eğitimli, yetenekliydi. Eğer Che’nin Fidel hakkında söylediklerini bilseydin, anlardın… Çok büyük saygı ve sevgi vardı. İkisi de birbirine her zaman sadık kaldı. Meksika yıllarında örgütte herkes hapse giriyor. Sonra Kübalıların büyük bölümü salınıyor ama Che içerde kalıyor. Che “Beni beklemeyin, devrime devam edin” diyor. Ama Fidel “Devrime devam edeceğiz ama seni de burada bırakmayacağız” karşılığını veriyor. Sonunda Che hapisten çıkıyor ve Küba’ya birlikte geliyorlar. Granma teknesinde felaketi yaşıyorlar. Yoldaşları ölüyor, vuruluyor. Sonra Sierra Maestra Dağları’nda Fidel’in komutan (commandante) atadığı ilk kişi Che oluyor. Kardeşi Raul’u, Almeida’yı, Moncada saldırısına birlikte katıldığı birisini değil, Che’yi komutan yapıyor.


    Acaba entelektüel bir yakınlık mıydı?


    – Öncelikle dava arkadaşlığı… Zamanla ilişkileri derinleşti. Kardeş gibi oldular. Fidel ile Che kardeşti. Tabii ki görüş ayrılıkları olabilir ama sonuçta kardeşlerdi. Sonradan Küba vatandaşı yapılan sadece bir kişi daha vardı; 19. yüzyıl bağımsızlık kahramanımız Maximo Gomez. İkincisi ise bir Arjantinli olan babama verildi. Sonra Che, devrimin dünyadaki yüzü oldu.


    Fidel’in “Ben ön planda olayım” gibi bir takıntısı yoktu o zaman…


    – Fidel artık devlet başkanı olmasa da devrimin tartışılmaz lideridir. Ahlaki otoritedir.


    Tanışıyor musunuz onunla?


    – Artık belli bir yaşta ve dinlenmede… Ama eskiden ailemize, özellikle babam öldükten sonra çok destek oldu. Çok duyarlı biridir. Kendi ailesi için bile vakti yoktu ama fırsat buldukça bizimle zaman geçirirdi. Önemli zamanlarda hep yanımızdaydı. Annemin en zor anlarında ona yardımcı oldu. O yüzden diyorum ki, Fidel’in rol yapıyor olması imkânsız… Duyguların saf ve temizse bu görünür, bunun taklidi olmaz.


     


    Chenin oğlu Camilo Guevara: Babam kasırganın kalbinde yaşadı


     


    Küba, özellikle Soğuk Savaş yıllarında, hem Sovyetler Birliği’ni hem de burnunun dibindeki ABD’yi çok ustaca idare etti. Bazen aklımdan geçer, bu adamlar küçük bir Karayip adasının değil de sanayileşmiş ülkelerin başında olsaydı dünya ne yönde değişirdi diye… 


    – Bizde şöyle bir deyim vardır… “Anneannemin … olsaydı” diye.


    Tamam, anladım, bizde de var o!


    – Ne olurdu bilmiyorum ama buradan bile Latin Amerika’yı geri dönülemez şekilde değiştirdiler.


    Küba Başkan Yardımcısı Miguel Diaz-Canel ile ilgili ne düşünüyorsunuz? O mu başkan olacak Raul 

    Castro’dan sonra?


    – Seçilirse evet, ama kesin değil. Devrim için çok çalışmış, prensipli bir adam. Bizim ulusal projemiz Raul Castro’nun gitmesiyle sona erecek bir şey değil. Tarihi, derinlere dayanan sebepleri var. Hayallerimiz öyle bir anda ortadan kalkacak şeyler değil.


    Dünyanın her yerinde Che Guevara tişörtleri, posterleri var. Bir votka markasına bile adını vermiş. Che imajının ticarileşmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?


    – Bunun tek sebebi birilerinin para kazanmak istemesi, buna şüphe yok… Buna tabii ki karşıyım. Ama şu da var: Birçok kişi bunları kendini Che ile özdeşleştirdiği için giyiyor. İki yanı keskin bıçak? Bu adam kim diye merak edip öğreniyorlarsa, bunun faydaları olabilir. Ama Che’nin imajını onun tarihi kişiliğinden ayırmak isteyenler de var. Mesela İtalyan faşistleri bir gösteride Che pankartı taşımış. Bu, olacak şey değil tabii! Yani iyi yanlarına baksam da bu ticari işlere biraz sinirleniyorum.


    Kısa süre önce Türkiye’nin Meclis Başkanı, Che gömleği giyen liselilere kızdı, Che için “Kendisi infazlar yapan katil kişilik” dedi. Ne 

    düşünüyorsunuz?


    – Biliyorum. Küba Büyükelçiliği resmi bir tepki verdi, kınadı zaten. Tarih bir tanedir. Yalanlarla yapılmaz. Che’nin düşmanları onu öldürdükten sonra, tarihini de saptırmak istediler. Onun hatırasını, mirasını silmeye, yalan yanlış şeylerle zedelemeye çalıştılar. Jose Marti (Küba’nın milli kahramanı) “İnsan, başkaldırısının büyüklüğüyle ölçülür” demişti. Babam dev bir imparatorluğa kafa tuttu. Ahlaki açıdan tertemizdi. İnsanların hayran olacağı, takip edeceği bir örnekti. Che’ye dil uzatan birinin, öncelikle onun tarihiyle ilgili bir iki şey biliyor olması gerekir. Sağcı, solcu fark etmez, eğer dürüst bir insansanız, hassas bir insansanız, en azından şöyle dersiniz: ‘Yahu bu ilginç, enteresan bir insan’. Ve öğrenmek istersiniz.  Che, her şeyden önce büyük bir hümanistti. O koşullar içinde sadece silahlı mücadele yolu açıktı. Başka bir şansları yoktu.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Mahir Sayın: “Demokratik konfederalizm, bölge halklarının barışa ve refaha kavuşabilmeleri için tek seçenek gibi durmaktadır”

    28 Haziran 2025

    Barış Ünlü: “AKP ‘Türklük Sözleşmesi’nin devlet ayağını çökertti”

    6 Haziran 2025

    Kürt Dili Bayramı, ana dili ve sağlık

    14 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Coşkun Özdemir

    İsrail’in nükleer politikası ve stratejik silah sistemleri 

    Coşkun Özdemir

    Kuyu tipi hapishaneler: Faşizmin tecrit politikaları ve devrimci tutsakların direnişi

    Mehmet Murat Yıldırım

    Özdağ serbest, ‘Barış’ tutsak!

    Zeynel A. Göçer

    Bir Banka, Bir Saat, Bir Yalnızlık: isviçre

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Kıvanç Eliaçık

    İran’ın güneşli günleri

    Ümit Akçay

    Savaşın maddi koşulları

    Deniz Altay

    Kürt hareketindeki ideolojik ve politik kırılma

    Bahadır Altan

    “Bana bunları neden öğrettin!”

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    İşçiler ne yapsın?

    11 Haziran 2025

    Grev okulundan dersler

    10 Haziran 2025

    İzBB grevinin hatırlattıkları…

    7 Haziran 2025
    KADIN

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.