Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

    15 Eylül 2025

    İsrail Gazze’de 3 gazeteciyi daha katletti: Basın çalışanı sayısı 251’e yükseldi

    15 Eylül 2025

    Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

    15 Eylül 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

      15 Eylül 2025

      Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

      15 Eylül 2025

      Erken seçim, hemen şimdi!

      14 Eylül 2025

      Tek yol birlikte mücadele

      13 Eylül 2025

      Çıkış Yolu: Emek, Özgürlük, Demokrasi Cephesi

      11 Eylül 2025
    • Seçtiklerimiz

      Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

      15 Eylül 2025

      Güney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma

      14 Eylül 2025

      Geç faşizmin hızı, yeni konjonktür ve sosyalist strateji

      9 Eylül 2025

      Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

      7 Eylül 2025

      Ertuğrul Kürkçü: “Bu bir onur isyanıdır”

      7 Eylül 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Özgürlükçü Gençlik: Gençliğin sürece dahil olması tercih değil zorunluluktur

      15 Eylül 2025

      Gençlik Devirecek: Gençler, barışın seyircisi değil, doğrudan öznesi olmalıdır

      14 Eylül 2025

      SGDF: Gençliğin ve Kürt Halkının Talepleri Buluşturulmalı

      14 Eylül 2025

      Yeni Demokrat Gençlik: Gençlik, örgütlü mücadelenin parçası olmadan sürece katkı sunamaz

      13 Eylül 2025

      Öğrenci İnisiyatifi: Gençlik yalnızca “barış isteyen” değil, “barışı inşa eden” bir konumda olmalıdır

      12 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bütün Bakanlar Kurulu Kürt olsa ne fayda

    Bütün Bakanlar Kurulu Kürt olsa ne fayda

    OHANNES KILIÇDAĞI Agos için yazdı: Kürtlerin sorunu olup olmadığına Kürtler karar vermelidir. Hatta, bir grup Kürt bile başka bir grup Kürt’ün sorunu olup olmadığına, bununla ilgili bir talebi olup olmaması gerektiğine karar veremez. Bu, temel insan hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorun ve taleptir. Dolayısıyla, bir kimse kendi haklarından vazgeçiyor diye başkalarının da vazgeçmesini bekleyemez.
    Ohannes Kılıçdağı1 Kasım 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Önce Daron Acemoğlu’nun Nobel’i vesilesiyle Türklük tartışması, sonra siyasette normalleşme, “Kürtlerle yeni bir dönem”, Devlet Bahçeli’nin çıkışları derken, bir türlü halledemediğimiz temel meselelerimize geri döndük. Geri döndük dediysem lafın gelişi, aslında hep oradayız, aşıp geçemiyoruz. Bu temel meseleyi en yalın hâliyle tanımlayacak olursak, “Türklüğün mahiyeti, vatandaşlıkla ve Türk olmayan kimliklerle ilişkisi” diyebiliriz. 101. yılını dolduran cumhuriyet ilk günden beri bunu tartışıyor ama bir ortak noktada buluşulamıyor.

    Adına Kürt sorunu denen mesele de bu anlaşmazlığın, ihtilafın en büyük tezahürü aslında. Ülkede sadece Türkler ve Kürtler yok tabii ama diğer grupların nüfus büyüklüğü ve bu nüfusun coğrafi yoğunluğu, siyasi örgütlenmesi, tarihi, sosyokültürel kimliğinin konsolidasyonu Kürtlerinki gibi ve o düzeyde olmadığı için ‘Kürt sorunu’ndan bahsediyoruz. Öte yandan, Türklük, vatandaşlık, Kürt sorunu, eşitlik, kimlik vb. meselelerde Türkiye’de hiç söylenmemiş bir söz kaldığını da pek zannetmiyorum. Bu yazıda söyleyeceklerim de dâhil aynı şeyler farklı dönemlerde, farklı kişiler tarafından birçok kereler söylendi ama anlaşılmadığına göre bizce doğru olanı tekrar tekrar anlatmaktan başka bir yol yok.

    Bahçeli’nin, gerekirse Öcalan’ın gelip TBMM çatısı altında konuşabileceğini söylemesi, Özgür Özel’in Demirtaş’ı ziyareti ve “Kürt sorunu vardır” mealindeki açıklamaları, kamuoyunu ve sosyal medyayı hareketlendirince zaman zaman gündeme gelen “Kürtlerin ne sorunu var ki canım” mealindeki küçümseyen, retorik soru tekrar ortaya atıldı. Sorunun ne olduğuna geçmeden önce söylenmesi gereken şu ki Kürtlerin sorunu olup olmadığına Kürtler karar vermelidir. Hatta, bir grup Kürt bile başka bir grup Kürt’ün sorunu olup olmadığına, bununla ilgili bir talebi olup olmaması gerektiğine karar veremez. Bu, temel insan hak ve özgürlükleriyle ilgili bir sorun ve taleptir. Dolayısıyla, bir kimse kendi haklarından vazgeçiyor diye başkalarının da vazgeçmesini bekleyemez.

    Sorunun ne olduğuna gelecek olursak. Aslında, dediğim gibi, Kürtlerin sorunları olmasına sebep olan zihniyet sadece onların sorunu değil, kendini Türk olarak tanımlamayan herkesin sorunu. Bunun kaynağı da kendini bu ülkenin tek sahibi, efendisi, diğerlerini de kendine tâbi olması gereken insanlar olarak gören, bunu kabul etmeyene kapıyı gösteren, göndermekle, hatta ortadan kaldırmakla tehdit eden hâkim Türklük anlayışı.

    Bu anlayış, Türk olmayanları öteden beri iki kategoride değerlendirdi: Türklüğe asimile edilebilecek olanlar ve olmayanlar. Asimile edilemeyecek olanlar (ki bunlar Müslüman olmayan Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani vb. gruplardı) söz konusu olduğunda amaç onların sayılarını şu veya bu yoldan azaltmak oldu. Bunda ‘başarılı’ da olundu, bugün bu gruplar nüfusun binde biri bile değil. Kürtler ise hep belli bir vadede Türklüğe asimile edilebilecek bir grup olarak görüldü ve dolayısıyla dil ve eğitim politikaları bu amaç doğrultusunda şekillendi. Bu yaklaşımın bir parçası olarak yakın zamana kadar tedavülde olan, hâlâ da tamamen ortadan kalkmayan, ‘Kürt’ diye ayrı bir halk olmadığını iddia eden inkâr politikaları devreye sokuldu.

    İşte Kürtlerin, en azından önemli bir kısmının sorunu bu asimilasyon politikasıdır. Bu Kürtler Türklük içinde eriyip kaybolmak istemiyor, çocuklarının da torunlarının da Kürt kimliğini korumasını istiyorlar ki bu isteğin gayrimeşru hiçbir tarafı yok. İşte ana dilinde eğitim burada devreye giriyor, çünkü kurumsal eğitimin, yani okul, özellikle de ilkokulun ve burada hangi dilde eğitim yapıldığının kimlik üzerinde belirleyici bir etkisi var. Evde hangi dili konuşursanız konuşun, (ilk)okuldaki dil yavaş yavaş baskın gelir. [Konumuz o değil ama Ermeni okullarındaki sorun da bunun tersidir. Okulda konuşulan dil olan, daha doğrusu olması gereken Ermeniceyi destekleyecek bir sosyal hayat yoktur. Okullarda doğru dürüst Ermenice de konuşul(a)maz, o da ayrı.]

    Dolayısıyla, ana dilinde eğitim almayan kuşakların kimliği iklim şartlarına karşı açıkta bırakılmış bir eşya gibi zaman içinde yıpranacak veya rüzgâra kapılmış yaprak gibi savrulacaktır. Buradan bakınca tek tek Kürt bireylerin ulaştığı mertebelerin pek bir anlamı veya etkisi yoktur. Hani derler ya, “Bu ülkede Kürt cumhurbaşkanı, Kürt başbakan olmuştur”; Kürt kimliğini koruyacak sistemi, politikaları oluşturup hayata geçirmedikten sonra isterse bütün Bakanlar Kurulu Kürt olsun, fark etmez.

    Şunu da söyleyelim: Bazı Kürtler (veya Türk olmayan diğer grupların bir kesimi) asimile olmakta bir beis görmeyebilirler, bunu rahat yaşamanın bir yolu olarak tercih edebilirler de. Kimileri bu tercihin saygıdeğer olmadığını iddia edebilir ama bu tercihin de gayrimeşru bir tarafı yok, isteyen hayatını öyle yaşayabilir. Fakat, onları emsal göstererek herkesten asimilasyona itiraz etmemesini beklemeye kimsenin hakkı yok.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

    15 Eylül 2025

    Güney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma

    14 Eylül 2025

    Geç faşizmin hızı, yeni konjonktür ve sosyalist strateji

    9 Eylül 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Yunus Emre Özel

    Gençliğimizi çalanlardan hesap soracağız!

    Elif Gamze Bozo

    Dilin Gücü: “Engelli” mi, “özel gereksinimli” mi?

    Ekim Veyisoğlu

    Erken seçim, hemen şimdi!

    Tuncay Yılmaz

    Tek yol birlikte mücadele

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Akdoğan Özkan

    Dünyaya kaos havası ufaktan yerleşirken

    Ümit Akçay

    Güney Kore ‘mucizesi’nin karanlık yüzü: Otoriter kalkınma

    Şebnem Oğuz

    Geç faşizmin hızı, yeni konjonktür ve sosyalist strateji

    Ümit Akçay

    Kilitlenmiş düzen: Hindistan örneğiyle yol gösterici planlamanın sınırları

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Metal işçisi yoksullaşıyor

    14 Eylül 2025

    AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan TSE’deki grev 60 gün yasaklandı

    13 Eylül 2025

    İzmir’de DİSK/Genel-İş yöneticileri gözaltında: “Erdoğan’a hakaret” suçlaması

    12 Eylül 2025
    KADIN

    Kadın avukata komşu tacizi: “Evimde yalnız kalmaya korkuyorum”

    14 Eylül 2025

    Ağustos ayında 28 kadın katledildi, 25 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti

    6 Eylül 2025

    Eline, beline sahip çıkmayanlar itibardan olacaklar

    3 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.