Belçika’nın başkenti Brüksel ilk kez Kürt kültüre motiflerinin ön planda olduğu bir haftalık etkinliklere tanıklık etti. Şengal trajedisi ve Kobanê’ye yönelik saldırıların gölgesinde geçen Kürt Kültür Haftası, farklı kültürlerin de buluştuğu bir etkinlik olmayı başardı. Bir kültür köyünü andıran bu etkinlikler, Kürt diasporasına da yeni bir pencere açıyor.
17 Eylül’de başlayan Kürt Kültür Haftası, beş gün boyunca Brüksel’in tarihi meydanı Grand Place’a birkaç yüz metre mesafedeki İspanya Meydanı’nda düzenlendi. 21 Eylül’e kadar devam eden Kültür Haftası boyunca meydanda kurulan çadırlar, stantlar, danslar, konserler, sergiler ve konferanslarla Kürtler anlatıldı.
ETKİNLİK GELİRLERİ ŞENGAL VE KOBANÊ’YE
Kültür Haftası’nın organizatörlerinden biri olan Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK)’den bir temsilci, etkinliklerin yoğun ilgi gördüğünü söylerken, “Kültürel etkinliklerimiz Avrupa’da yaratılan ‘terörist’ gibi ön yargıların kırılması açısından çok önemli” dedi. Organizatör, kültürel ve sanatsal etkinliklerin diğer toplumlarla ortaklaşmak için etkili bir role sahip olduğunun altını çizdi.
Kültürel boyutun ön planda olduğu etkinliklerde, Şengal’de 3 Ağustos’ta IŞİD istilası ardından yaşanan ağır insanlık trajedisi ile Batı Kürdistan’ın Kobanê bölgesine yapılan saldırılar unutulmadı. Ziyaretçilere Kürdistan’da yaşanan gelişmeler anlatılırken, etkinlikte elde edilen gelirler de Şengal ve Kobanê için toplandı. Kobanê direnişine destek olmak ve uluslararası toplumu acil eylem çağrısı yapmak için meydanda bir eylem de yapıldı.
Amed, Van ve Batman belediyelerinin de destek sunduğu Kültür Haftası’nda bu her üç belediyenin gönderdiği tanıtım kitapları, broşürler, biblolar, anahtarlık ve diğer süs eşyaları ziyaretçilere sunuldu. Ayrıca Kürt kültürünü yansıtan il eşlemesi halılar da stantlarda yer aldı.
Belçika Kürt Kadın Hareketi’nin açtığı çadırda geleneksel Kürt kadın kıyafeti Xeftan (Kaftan) ve patik gibi eşyaların satışı yapıldı. Yemek standında her gün düzenli olarak gözleme yapılırken ayrıca içli köfte, sarma, dolma ve poğaçanın da yer aldığı değişik tatlardan yemekler sunuldu. Kürt mutfağını tanıtma sorumluluğunu Brüksel, Charleroi, Liege ve Leuven dernekleri üstlendi. Alanda yapılan gözleme ve çiğ köftenin dışında ki diğer mutfak ürünleri, Kürt aileler tarafından evlerde yapıldıktan sonra çadıra getirildi.
KIL ÇADIR SU GEÇİRMEDİ
Meydandaki en dikkat çeken etkinliklerden biri kıl çadır oldu. Çadırın yanına her gelen burada bir hatıra fotoğrafı çekmeden geçmek istemedi. Hemen yanında “Kaniya Yado” adı verilen bir çeşme kuruldu. Kürt kültür hareketi TEV-ÇAN’ın kurduğu çadır, diasporada yaşayan Kürtlerin anılarını canlandırarak geçmişe bir yolculuk yapmalarını sağladı. Kültür hareketi çalışanı Amele, bu çadırın keçi kılından yapılmış olmasından dolayı yılan ve akrep gibi yabani hayvanların yanaşmadığını ve yağmur geçirmediğini söylüyordu. 20’yi 21 Eylül’e bağlayan gece yağan yoğun yağmur, tüm meydanı süpürürken, bu bilgiyi yeterince doğruladı. Çadır yağmurun şiddetine rağmen su geçirmedi.
Meydana ilk gelenler at sırtındaki Don Kişot ve eşeksırtındaki Sanço Panza’nın heykeli altında İngilizce diliyle yazılmış “Kürt Kültür Haftası’na hoş geldiniz” pankartıyla karşılaştı. Miguel de Cervantes Saavedra’nın romanın karakterlerinin sağ tarafından kurulan sahnede farklı gruplar şarkılar söyleyip dans gösterileri yaparken, daha aşağıda bir fotoğraf sergisi dikkat çekti.
Çadırlar beş gün boyunca 24 saat meydanda kaldı. Her sabah Kürt müziği ile uyanan çevredeki insanlar, geç saatlere kadar farklı etkinliklerle birlikte Kürt müziğini dinledi. Yine her gün, özellikle akşam saatlerinde 35 dakikalık sinevizyon gösterimleri ile Kürdistan’ın dört parçasından görüntüler Brüksel’e taşındı. Kürt gelenek ve göreneklerinin yanısıra trajediler, doğal güzellikler, çocuk oyunları, düğünler, kıyafetler, yöresel mutfak ve Kürt müziği ekrana yansıdı.
SİNEMA VE KONSERLER
Meydandaki etkinliklere paralel olarak, La Bellone Gösteri Evi’nin tarihi salonunda sinema gösterimleri, konserler ve bir fotoğraf sergisi yapıldı. La Bellone’daki film programında Nuray Şahin’in “Folge der feder”, “Hiner Salem’in “My sweet pepper land”, Fransız Philippe Lioret’in “Welcome” ve Yılmaz Güney’in “Sürü” filmi gösterildi.
Aynı salondaki müzik programında Tara Caf ve Mehmet Atlı konserleri ile Leyla Sipki’nin klasik müziğine yer verildi. Kültür Haftası boyunca La Bellone’da Belçikalı genç gazetesi Colin Delfosse’nin kadın gerillaları anlatan fotoğrafları sergilendi. Serginin organizatörü Sibel Ceylan, bu serginin Kasım ayında Charleroi kentindeki Fotoğraf Müzesi’nde sergileneceğini söyledi.
HİNT MÜZİĞİ VE DANSI
İspanya Meydanı, Kürt Kültür Haftası’nın son iki gününde iki farklı grubu da ağırladı. 20 Eylül günü Hint müziği ve dansını sunan “Khan Brothers” (Khan Kardeşler) yoğun ilgi topladı. Kürtlerle dayanışma için gelen grupta iki kadın ve üç erkek yer aldı. Bir “guru” (spiritüel üstad) Smita Nagdev, telli ve uzun saplı bir enstrüman olan “sitar” ile sahneye çıktı. Küçük yaşlardan beri sitar çalan Nagdev, tek başına da çok sayıda etkinliğe katıldığını söyledi. Nagdev, günümüzde sitar çalan nadir kadınlar arasında yer alıyor.
Hint dansı ile yoğun ilgi toplayan Belçikalı Maya Spera ise, Gent kentinden geldiğini ve ilk kez Khan Kardeşler ile birlikte sahne aldığını belirtti. Bazı ziyaretçiler, sahneye çıkmadan önce stantta renkli geleneksel Hint kıyafetleri ile bekleyen Spera’nın üzerindeki kıyafetlerine benzetmesi dikkat çekti.
‘KÖKLERDEN YILDIZLARA GÖTÜREN’ MÜZİK
Aynı gün Xamanek grubu sahneye çıktı. Latin aksanıyla farklı rock stillerini buluşturan grup, kendilerini “anti-morozite” (somurtkanlık karşıtı) olarak tanımlıyor. Sundukları müziğin ise “köklerden yıldızlara” yolculuk yaptırdığını söylüyor. Melez bir müzik ile aşk, sevgi ve irade dilini şenlik havasında buluşturan grup, alanda coşkulu anlar yaşattı. Liege’li grubun vokalisti Victoria Sepulveda, babasını Kürt olduğunu açıkladıktan sonra “Dar hejîrokê” şarkısını seslendirdi. Sepulveda, Kürtçe bilmediğini de sözlerine ekledi.
Kültür Haftası’nda ayrıca 19 ve 20 Eylül tarihlerinde Belçika Senatosu ve Flaman Parlamentosu’nda iki konferans düzenlendi. Birinde Belçika’daki Kürt diasporası temel konu olurken, ikincisinde Kürtlerin mücadeleleri, çözüm önerileri ve Avrupa’nın Kürtler yaklaşımı tartışıldı.
Etkinliklerin son gününde Kürt kültürünün temel taşlarından biri olan dengbejlik divanı kuruldu. Kıl çadırda canlandırılan dengbejliğin yanısıra TEV-ÇAND’a bağlı kadın folklor grubu çevredekilerin ilgisini üzerine çekmeyi başardı.(ANF)