Boğaziçili akademisyenler direnişin 90’ncı nöbetlerinin 70’inci gününde bir kez daha “Kayyumluk”a sırtını döndü. Akademisyenler, tüm atanmışların istifasını talep ederek, ücretsiz izne çıkartılan Cinsel Tacizi Önleme Ofisi Koordinatörü’nün derhal görevinin başına getirilmesini istedi.
Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun kayyum atanmasının ardından başlayan “Boğaziçi içi Direnişi” 96. Gününde. Boğaziçili akademisyenler sürdürdükleri nöbet ve sırt dönme eyleminin 70’inci gününde yine Güney Kampüs’te “kayyumluk” önündeydi.
Sırtlarını “kayyumluk”a dönerek açıklamalarını gerçekleştiren akademisyenler, atanmış rektör Melih Bulu’nun Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörü kısa çalışma ödeneği bahanesiyle ücretsiz izne göndermesine ve Cinsel Tacizi Önleme Komisyon u başkanlığına yine atanmış rektör yardımcısı Fazıl Önder Sönmez’i atadığına dikkat çekerek, “İktidarın İstanbul sözleşmesinden ayrılma kararıyla uyumlu olan bu kararı kabul edilemez buluyoruz. CİTOK Koordinatörü derhal görevinin başına getirilmelidir” dedi.
Akademisyerin açıklaması şöyle:
“Sizlere , basının ve mezunlarımızın alınmadığı, çevresinde polisin ağır silahlarla gezdiği kampüsümüzden sesleniyoruz.
Atanmış rektör ve yardımcıları üniversitemizin seçilmiş kurum ve komisyonlarını tahrip eden uygulamalara bu haftada devam etti. 2016 yılından beri üniversitemizde cinsel tacizi önlem Komisyonu’nun girişimiyle kurulan bir koordinasyon ofisi bulunmaktadır. Bu ofisin tek çalışanı olan koordinatörümüzün kısa çalışma ödeneği bahane edilerek ücretsiz izne çıkartıldığını öğrendik.
Bundan sonra başvuruların CTÖK komisyonu başkanı olarak görevlendirilen yine bir rektör yardımcısına Fadıl Önder Sönmez’e yöneltileceği ilan edildi. Bu karar koordinatörlüğü fiilen işlevsiz hale getirmiştir. Oysa görüşme ve başvuruları hem uzmanlık çerçevesinde, hem de çıkar çatışması olmaksızın gizlilik ilkesine bağlı olarak değerlendirecek bir koordinatörün varlığı elzemdir. CİTÖK Koordinatörün görevi uzmanlık alanları cinsel tacizin önlenmesi için üniversite bileşenlerine yönelik eğitim programları oluşturmak ve uygulamak, cinsel taciz ve benzeri fillere maruz kalan kişilere tıbbi, psikolojik, psikososyal ve hukuki destek sağlamaktadır.
CİTOK Komisyon Yönergesinde başkanın seçimle belirleneceği açıkça yazmasına rağmen göreve atamayla getirilen Fazıl Önder Sönmez’inse söz konusu deneyim vasıflara sahip olmadığı açıktır. Bu durum üniversite mensuplarının maruz kalabileceği cinsel taciz vakalarının bilinmez kılınmasına, mağdurların gerekli desteği alamamasına yol açacaktır.
İktidarın İstanbul sözleşmesinden ayrılma kararıyla uyumlu olan bu kararı kabul edilemez buluyoruz. CİTOK Koordinatörü derhal görevinin başına getirilmelidir. Atanmış Rektörlük Kurulu, üniversitenin kurumsal yapısının ve akademik işleyişinin teminatı olan kurul ve komisyonları kendine bağlayarak işlevsizleştirmekten vazgeçmeli; demokratik ilkelere, uzmanlık ve liyakate saygı göstermelidir.”
Direnişin 100. Günü yaklaşırken bir kez daha Boğaziçi’ndeki tüm atanmışların istifası istendi
Tüm olumsuz koşullara rağmen tüm üniversite bileşenleriyle kararlılıkla özerk demokratik üniversite mücadelesine devam ettiklerini belirten akademisyenler, direnişin 100. Günü yaklaşırken bir kez daha başta atanmış Rektör Melih Bulu olmak üzere, atanmış rektör yardımcıları Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve yeni kurulan Hukuk Fakültesi’ne atanan Selami Kuran’ı istifaya çağırdı.
Akademisyenler açıklamalarına şöyle devam etti:
“Bu olumsuz koşullara rağmen, bu hafta da tüm bileşenlerimizle beraber demokratik ve özerk bir üniversite mücadelemize devam ettik. Çarşamba günü Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi üyeleri, rektör atamasına karşı 5000 mezunumuzun imzaladığı dilekçeyi Güney Meydan’da sergiledi ve bir basın açıklaması yaptı. Mezunlarımız rektör atama kararına karşı açtığımız davaya müdahil oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde yetkili sendika olana Eğitim-Sen iki yeni fakülte açma kararına karşı dava açtı. Üniversite Yönetim Yapılandırması Çalışma Komisyonu’nun geçen hafta tamamladığı ara rapor görüş almak için bölümlere gönderildi ve bu hafta bölüm kurullarımızda tartışılmaya başlandı. 7 Nisan Çarşamba günü akademik özgürlükleri ve özerk üniversiteyi savunan, Boğaziçi’nin de imzacılarından biri olduğu Magna Carta Universitatum Bildirgesi’ni konuşmak için Magna Carta Gözlemevi başkanı ve bir yönetim kurulu üyesi ile çevrimiçi bir panel düzenledik. Toplantı’da, üniversitelere yöneltilen otoriter saldırılar karşısında uluslararası dayanışmanın imkanlarını, akademik özgürlüğün ve özerkliğin 21. Yüzyılda ne anlama geldiğini tartıştık. Dün akşam Boğaziçi Üniversitesi için Mezunlar Girişimi de Boğaziçi Üniversitesi mezunlarıyla birlikte İstanbul Üniversitesi, ODTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinin ve Ankara Üniversitesi’nden KHK ile ihraç edilmiş bir akademisyenin davetli olduğu bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi. Üniversiteler arası dayanışmanın öneminin vurgulandığı toplantıda, demokratik üniversite mücadelesine dair deneyimler paylaşıldı.
Direnişimizin 100. Günü yaklaşırken tüm grileştirme çabalarına karşı özgür ve çoğulcu kampüs hayatımızı tüm renkleriyle sahiplenmeye devam ediyoruz.
Atanmış Melih Bulu, Gürkan Kumbaroğlu, Naci İnci, Fazıl Önder Sönmez ve bir gecede kurulan Hukuk Fakültesi’ne atanmış Selami Kuran’ın istifasını bir kez daha talep ediyoruz.”
Kabul etmiyoruz. Vazgeçmiyoruz.”