Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

    29 Mayıs 2025

    Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

    29 Mayıs 2025

    AKP ile anayasa? 

    29 Mayıs 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

      28 Mayıs 2025

      Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

      21 Mayıs 2025

      Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

      18 Mayıs 2025

      Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

      18 Mayıs 2025

      Gerilla’nın devletle bütünleşme örneği olarak Mujica ve Ortega

      17 Mayıs 2025
    • Seçtiklerimiz

      Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

      29 Mayıs 2025

      Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

      29 Mayıs 2025

      AKP ile anayasa? 

      29 Mayıs 2025

      Gezi direnişi 12 yaşında: Tarih sizi nasıl yazacağını biliyor

      28 Mayıs 2025

      İsrail’in yeni silahları: Su, gıda ve tıbbi malzeme yokluğu

      28 Mayıs 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      Mahir Sayın: Yeni çıkış sosyalistler açısından sağlam bir başlangıç noktası

      22 Mayıs 2025

      Tsitsekun’un 161’inci yılında: “Yas günü”nün ötesine nasıl geçeceğiz?

      21 Mayıs 2025

      Bir Türkiye hikâyesi olarak Golik: ‘Görülmüştür’ damgalı Kürtçe mizah dergisi, nasıl dava konusu oldu?

      21 Mayıs 2025

      Gençler geleceksizliğe mahkum edilişilerine baş kaldırıyor – Ertuğrul Kürkçü

      23 Mart 2025

      İzmir’in kadın itfaiyecileri ve muhtarları

      16 Mart 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bir milyon uçurtma ve 100 yılın hikayesi: Çocuk Hakları Bildirgesi

    Bir milyon uçurtma ve 100 yılın hikayesi: Çocuk Hakları Bildirgesi

    ÜMİT KARTOĞLU T24 için yazdı: Geçtiğimiz Kasım ayındaki altı günlük insani duraklama dışında, tüm yıl boyunca bombardımanın olmadığı sadece iki gün vardı. Her üç saatte bir sivil altyapı vurulurken, her 17 saatte bir çadır ve geçici barınma, her dört günde bir okullar ve hastaneler, her 15 günde bir de yardım dağıtım noktaları ve depoları İsrail ordusunca hedef alınıyor
    Ümit Kartoğlu3 Kasım 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    “Evimde en çok özlediğim yer odam.
    Her şey var orda. Oyuncaklarım ve…
    ve… istediğim her şey.
    Geri gidip bir şey alacak olsam
    Bütün evimi alıp giderdim.”

    Lina Al Thaher, 7 yaşında, Gazze, Kasım 2023

    * * *

    Cenevre Bildirgesi olarak da bilinen Çocuk Hakları Bildirgesi, Eglantyne Jebb tarafından kaleme alınmış, ‘Birleşmiş Milletler’in atası Milletler Cemiyeti tarafından bundan tam 100 yıl önce, 1924’te kabul edilmiş, çocuk haklarını destekleyen uluslararası bir belge. Eglantyne Jebb (1876-1928), I. Dünya Savaşı sonrası açlıktan etkilenen Avusturya-Macaristan ve Almanya’daki çocuklara yardım ulaştırmak için yapılandırdığı Save the Children organizasyonunun kurucusu, İngiliz bir sosyal reformcu. Eglantyne, 1919’da Save the Children‘ı kurduğunda, “çocukların sağlıklı, eğitimli ve güvende büyüme hakkına sahip olmaları” henüz yaygın kabul gören bir fikir değildi.

    23 Şubat 1923’te Eglantyne tarafından Cenevre’de duyurulan, 26 Eylül 1924’te Milletler Cemiyeti tarafından onaylanan Çocuk Hakları Bildirgesi, insanlığın “Çocuğa verebileceğinin en iyisini borçlu olduğunu” belirtiyordu ve sadece 5 maddeden oluşuyordu:

    1. Çocuğa hem maddi hem de manevi olarak, normal gelişimi için gerekli imkanlar sağlanmalıdır.

    2. Aç olan çocuk beslenmeli, hasta olan çocuk bakılmalı, geride kalan çocuk desteklenmeli, suça yönelmiş çocuk yeniden kazandırılmalı, yetim ve kimsesiz çocuklar korunup yardım edilmelidir.

    3. Sıkıntılı zamanlarda yardıma ihtiyacı olan ilk kişi çocuk olmalıdır.

    4. Çocuklar geçimlerini sağlayacak bir konuma getirilmeli ve her türlü istismara karşı korunmalıdır.

    5. Çocuk, yeteneklerini insanlığa hizmet için kullanması gerektiği bilinciyle yetiştirilmelidir.

    Bu metin, Milletler Cemiyeti Asamblesi tarafından Dünya Çocuk Esirgeme Şartı olarak kabul edilmiş ve hükümetler arası bir kurum tarafından onaylanan ilk insan hakları belgesi olmuştur.

    Milletler Cemiyeti’nin 5. Asamblesinde 26 Eylül 1924’te kabul edilen Cenevre Bildirgesi

    Bildirge her ne kadar hükümetler arası bir kurum tarafından onaylanan ilk insan hakları belgesi olsa da giriş bölümünde yer alan “Asamble, üye devletleri çocuk refahı çalışmalarında deklarasyon ilkelerine göre hareket etmeye davet eder” cümlesi, 1924 belgesiyle hiçbir zaman üye devletlere bağlayıcı yükümlülükler getiren bir belge oluşturma amacı güdülmediğini göstermektedir. İnsanlığın “Çocuğa verebileceğinin en iyisini borçlu olduğu” görevi bir anlamda Cemiyet tarafından yetişkin erkek ve kadınlara yani ülkelerin vatandaşlarına verilmiştir. Bildirgede çocuklar özel hakların sahipleri olmaktan çok, ilkelerde sayılan yaklaşımların birer alıcısı durumundaydılar. Çocukların uluslararası hukukun öznesi değil nesnesi olarak görülmesi gibi temel bir sınırlılığa karşın bildirge tarihsel açıdan çok önemli bir belgedir.

    * * *

    Hammoud’un kardeşi ‘günaydın’ dediğinde –

    “Hiç de aydın bir gün değil.
    Korkunç bir rüya gördüm.
    Seni aldılar…
    Aldılar seni…”

    Hammoud, 7 yaşlarında, Gazze, Ocak 2024

    * * *

    Gazze

    1924’te kabul edilen Çocuk Hakları Bildirgesi, 1938’de Milletler Cemiyeti tarafından yeniden onaylanır. 1945’te Milletler Cemiyeti’nin yerine kurulan Birleşmiş Milletler, yeni bir bildirge hazırlama dahil farklı seçenekleri tartışıp, 1946’da ilk kabul edilen bildirgeye 2 madde daha ekler, bu yeni genişletilmiş bildirge 1948’de kabul edilir. Daha sonra, 1948’de onaylanan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ışığında, 1924 bildirgesinin yapısına ve içeriğine sadık kalınarak 10 maddelik yeni bir Çocuk Hakları Bildirgesi hazırlanır, 20 Kasım 1959’da da Birleşmiş Milletler Genel Asamblesi’nde kabul edilir. Yeni bildirgede 10 madde halinde sayılan çocuk hakları şöyle özetlenebilir:

    1. Irk, din ya da ulusal köken ayrımı yapılmaksızın eşitlik hakkı
    2. Çocuğun fiziksel, zihinsel ve sosyal gelişimi için özel korunma hakkı
    3. İsim ve vatandaşlık hakkı
    4. Yeterli beslenme, barınma ve tıbbi hizmetlere erişim hakkı
    5. Çocuğun fiziksel ya da zihinsel engelli olması durumunda özel eğitim ve tedavi görme hakkı
    6. Ebeveynler ve toplum tarafından anlaşılma ve sevilme hakkı
    7. Eğlence faaliyetleri ve ücretsiz eğitim hakkı
    8. Her koşulda yardımdan ilk yararlananlar arasında olma hakkı
    9. Her türlü ihmal, zulüm ve sömürüye karşı korunma hakkı
    10. Anlayış, hoşgörü, halklar arası dostluk ve evrensel kardeşlik ruhuyla yetişme hakkı

    * * *

    Gazeteci dünyaya ne söylemek istediğini sorduğunda Layana gözyaşları içinde cevap verir –

    “Dünyanın bizim için hissetmesini istiyorum
    Mesajımın anneme ulaşmasını istiyorum
    Onları görmek istiyorum. Çok özledim onları
    Annem, babam ve iki erkek kardeşim
    Onlara geri dönmek istiyorum. Onlarla birlikte olmak istiyorum.
    Onları öyle çok özlüyorum ki.”

    Layana Shhebar, 10 yaşlarında, Gazze, Ocak 2024

    * * *

    1959 bildirgesi, 1924 bildirgesinden farklı olarak yalnız ebeveynlere, kadın ve erkeklere birey olarak çağrıda bulunmaz, gönüllü kuruluşlara, yerel yönetimlere ve ulusal Hükümetlere bu hakları tanımaları ve aşağıdaki ilkelere uygun olarak aşamalı olarak alınan yasal ve diğer tedbirlerle bu hakların gözetilmesi için çaba göstermeleri gerektiğinin altını çizse de ülkelere bağlayıcı bir yükümlülük getirmeyen bir bildirgedir.

    1970’lerde çocuk refahı ve hakları konusundaki farkındalığın artmasıyla, 1978’de Polonya Birleşmiş Milletler’e bağlayıcı bir sözleşme önerisi sundu. BM İnsan Hakları Komisyonu’nda, hükümet temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve çocuk hakları savunucularının oluşturduğu bir çalışma grubu bu taslağı hazırlama görevini üstlendi. Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme Taslağı Çalışma Grubu Başkanlığı ve Raportörlüğü görevini Polonyalı hukukçu Prof. Adam Lopatka üstlendi. Neredeyse on yıl süren bu süreçte, taslakta birçok kez düzenlemeler yapıldı, uluslararası geçerliliğin ve farklı kültürel, siyasi, yasal yapılarla uyumun sağlanması için detaylı tartışmalar yürütüldü.

    Bu süreç sonunda Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, 20 Kasım 1989’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından oybirliğiyle kabul edildi. Sözleşme, çocukları birey olarak tanıyan ve onlara sivil, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklar tanıyan ve bağlayıcı karakterde olan ilk uluslararası antlaşmaydı. 2 Eylül 1990’da yürürlüğe giren sözleşme, dünya çapında en çok onaylanan antlaşmalardan biri oldu. Bu sözleşme, çocuk haklarının korunmasına yönelik küresel taahhüdü temsil etmekte olup uygulamanın denetlenmesini sağlamak amacıyla BM Çocuk Hakları Komitesi gibi çeşitli izleme ve uygulama mekanizmalarının da temelini oluşturmuştur.

    Eglantyne Jebb ve Adam Lopatka

    “Özgür olabileceğimizi ve bu uçurtmaların havada tadını çıkardığı özgürlüğün aynısını yaşayabileceğimizi umuyoruz.
    Aradığımız tek şey normal çocuklar gibi büyümek.”

    Marwan Mohammad, 11 yaşında, Gazze, Temmuz 2009

    * * *

    1989 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme‘yi imzaladığı halde onaylamayan tek ülke ABD’dir.

    İsrail sözleşmeyi 1991 yılında onayladı. İsrail, çocuk hakları konusunda atanan bir komisyon oluşturmadığı ve çocuk haklarına yönelik çeşitli İsrail yasalarını uygulamaya yönelik ulusal bir çocuk hakları programı geliştirmediği için UNICEF tarafından 2010 yılında eleştirildi. UNICEF raporunda, İsrail’in, sözleşmenin Batı Şeria’da geçerli olmadığını söylemesi ve İsrail yasalarının sözleşmeye uygun olarak 18 yaşın altındakileri çocuk olarak tanımlamasına karşın işgal altındaki topraklarda Filistinli çocuklar için bunu daha aşağıya çekmesi konusuna dikkat çekiyordu. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, 2012 yılında İsrail’i Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere yönelik bombalı saldırılarından dolayı eleştirmiş ve “Evlerin yıkılması, okullara, sokaklara ve diğer kamu tesislerine zarar verilmesi çocukları ciddi şekilde etkilemektedir” ifadesini kullanmış, çocukların silahlı çatışmalara dahil edilmesine ilişkin İhtiyari Protokol’ün ve uluslararası insancıl hukukun ağır ihlalleri olarak nitelemişti.

    * * *

    “Yıldızların parladığı göğe götür beni.
    Huzur içinde yaşayan yıldızlara.
    Birlikte yaşayabiliriz, yıldız olabiliriz.
    Sevgiyle yaşamak için bir çatıya ihtiyacımız yok
    İhtiyacımız var
    yalnızca kalbimizdeki insanlara.”

    Joudy Isleem, 11 yaşında, Gazze

    * * *

    Gazze

    Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi’nin Milletler Cemiyeti’nce kabul edilmesinin üzerinden 100 yıl geçti. Eylül ayında Cenevre Bildirgesi’nin 100. yıl dönümünde Gazze’deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan açıklamada İsrail ordusunca 7 Ekim’den bu yana süren saldırılarda öldürülen çocukların 15 bin 821’e, kadınların ise 10 bin 475’e ulaştığı ve 10 bin kişinin üzerinde de kayıp olduğu bildirildi.

    Gazze’de gönüllü olarak görev yapan Dünya Cerrahi Vakfı’nın başkanı Amerikalı Yahudi bir el cerrahı, İsrailli keskin nişancıları Filistinli çocukları kasten tam noktadan atışlarla hedef alıp öldürmekle suçladı. Dr. Mark Perlmutter, Gazze’deki ilk haftasında tanık olduklarının profesyonel kariyerinde gördüğü tüm trajedileri aştığını söyledi. Mark, “Doğal afetler ve ABD Dünya Ticaret Merkezi’nin bombalanması da dahil olmak üzere, 40 saha gezisi boyunca gördüğüm tüm felaketlerin toplamı, Gazze’deki ilk haftamda sivillere karşı gördüğüm katliamın düzeyine eşit değil” dedi. “Neredeyse sadece çocuklar, bunu daha önce hiç görmemiştim. Hayatım boyunca gördüğümden daha fazla yakılmış çocuk gördüm. Çoğu bombalama sonucu yıkılan binaların altında parçalanmış çocuklar gördüm. 8 yaşındaki bir çocuktan baş parmağım büyüklüğünde şarapnel parçası çıkardım. Ve sonra keskin nişancı mermileri var, iki kez vurulan çocuklarım vardı. Hiçbir çocuk, ‘dünyanın en iyi keskin nişancısı’ tarafından yanlışlıkla iki kez vurulmaz.”

    Silahlı Şiddete Karşı Eylem (Action on Armed Violence) 23 Eylül’e kadar toplanan verilerin, İsrail’in savaşın başlamasından bu yana ortalama her üç saatte bir Gazze’deki sivil altyapıyı patlayıcı silahlarla vurduğunu gösterdiğini belirtti. Geçtiğimiz Kasım ayındaki altı günlük insani duraklama dışında, tüm yıl boyunca bombardımanın olmadığı sadece iki gün vardı. Her üç saatte bir sivil altyapı vurulurken, her 17 saatte bir çadır ve geçici barınma, her dört günde bir okullar ve hastaneler, her 15 günde bir de yardım dağıtım noktaları ve depoları İsrail ordusunca hedef alınıyor. Londra Üniversitesi’nde bir araştırma kuruluşu olarak çalışan Adli Mimarlık (Forensic Architecture) geçtiğimiz hafta ‘Soykırımın Kartografyası’nı yayınladı. Ekim 2023’ten bu yana İsrail’in Gazze’deki askeri harekatına ilişkin verileri toplayan ve analiz eden araştırma kuruluşunun bulguları İsrail’in sistematik olarak sivil yaşamın her yönünü hedef aldığını gösteriyor.

    * * *

    “Ellerimle yaptığım bu küçük uçurtma,
    kuşatma altındaki Gazze çocuklarını ve beni temsil ediyor…
    Uçurtmayı değil, kendimi uçuruyorum.”

    8 yaşlarında bir çocuk, Gazze, 2015

    * * *

    Cenevre Bildirgesi’nin 100. Yıl dönümünde bir de Gazzeli çocukların şiirlerinden ve tanıklıklarından oluşan bir derleme yayınlandı. Leila Boukarim ve Asaf Luzon, Gazzelilere yardım eden kuruluşları desteklemek için fon toplamak ve akıl almaz adaletsizliklere maruz kalan ve acı çekmeye devam eden Gazzeli çocukların seslerini yükseltmek amacıyla Aralık 2023’te bir araya geldi. Bu küçük Bir Milyon Uçurtma kitabı o zaman doğdu. Bu kitabın satışından elde edilen tüm gelir Gazze halkına yardım eden kuruluşlara bağışlanıyor.

    Aslında 1924’te Milletler Cemiyeti tarafından kabul edilenden çok önce bir Çocuk Hakları Bildirgesi’nin gerekliliğinden bahseden ilk isim, Polonyalı Yahudi çocuk doktoru, eğitimci, çocuk yazarı Janusz Korczak’tı. Korczak, yasa koyucuların ‘görevleri’ ‘haklarla’ karıştırdıklarını söylüyordu. Onaylanan bildirgelerdeki dili beğenmeyen Korczak “Bildirgeler iyi niyete hitap ediyor, oysa ısrar etmesi gerek. Talep etmesi gereken yerde sanki yalvarıyor.” diyordu. 1959’da kabul edilen ikinci Bildirge de yasal bağlayıcılığı olmayan ve uygulanmasını sağlayacak bir prosedür içermeyen bir belge olmanın ötesine gidememişti. 1979’da Polonya, Korczak’ın öğretilerinden ilham alan bir metne dayalı olarak bir sözleşme taslağının hazırlanmasını önerdi. Çocuk Haklarına Dair Sözleşme, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989’da oybirliğiyle kabul edildi. Yani, ülkelerin Korczak’ın kitaplarında ortaya koyduğu çocuk haklarını somutlaştırması ve bunu yasal bağlayıcılığı olan bir boyutta sözleşmeye dönüştürmesi 50 yıldan fazla sürmüştü.

    Varşova Gettosu’nun Naziler tarafından tasfiyesi sırasında, birçok Polonyalı hayranı ve arkadaşı tarafından Korczak’a sayısız kurtarma girişimi teklif edildi, bu teklifleri reddeden Korczak, Varşova Gettosu’ndan çıkıp Treblinka‘nın gaz odalarına giden trene iki yüz yetimiyle birlikte bindi. İngiliz çocuk psikoterapisti Sandra Joseph, Korczak için “Binlerce Yahudi ve Polonyalı çocuğu yetiştiren bu adam, ölürken bile ona olan güvenlerini ve insanın iyiliğine olan inançlarını sürdürebilsinler diye onları terk etmeyi reddetti.” diye yazdı. Polonyalı yönetmen Andrzej Wajda’nın da Korczak‘ın yaşamının son günleri ve Varşova Gettosu’ndaki Yahudi yetimleri korumaya olan bağlılığının yani ölüme gidişinin filmini çektiği Korczak bugün İsrail’in soykırım kurbanları için yaptığı resmi anıt Yad Vashem’de Moldovalı Yahudi heykeltraş Boris Saktsier’in eseri, muhteşem anıt heykelde Varşova Gettosundaki çocuklarını kucaklıyor.

    Solda: Andrzej Wajda’nın efsanevi Polonyalı pedagog Dr. Janusz Korczak’ın yaşamının son günleri ve Varşova Gettosu’ndaki Yahudi yetimleri korumaya olan bağlılığının filmi (Korczak, 1991), sağda: Yad Vashem’de Moldovalı Yahudi heykeltraş Boris Saktsier’in yaptığı Korczak anıt heykeli (1978)

    Gettonun çocukları mı? Yok yok, Gazzeli olmasın o çocuklar?

    “Hadi canım” demeyin.

    O çocuklar Gazzeli… Hani çocuk hakları bildirgelerinde kullanılan dili eleştiriyordu ya, Korczak bu eleştirilerini alternatif kelimelerle ördü hep. Bildirgelerin “çocuğun sevilme hakkı var” deyişine karşı oldukça yalın, açık ve net konuşuyordu Korczak:

    “Sadece kendi çocuğunuzu değil, her çocuğu sevin.”

    Bugün Korczak’a sorarsanız, “sarıldıklarım Gazzeli çocuklar” diyecektir…

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

    29 Mayıs 2025

    Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

    29 Mayıs 2025

    AKP ile anayasa? 

    29 Mayıs 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Zeynel A. Göçer

    Artı Değer Van Spor ve Marx’ın teorisi üzerine mizahi bir deneme

    Siyasi Haber

    Ahmet Saymadi’nin ilk duruşması: “Tutukluluk halinin devamına…”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Tarihin sustuğu yüzyıl: Kürtler, Lozan ve barışın hikâyesi

    Tolga Güney

    Demokratikleşme 19 Mayıs’la yüzleşmeden olmaz

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    M. Ender Öndeş

    Gezi ve Kürtler: Bir tanıklık

    Özlem Kaygusuz

    Rejimin otoriter pazarlıkları ve Kürt meselesi

    Ertuğrul Kürkçü

    AKP ile anayasa? 

    Yetvart Danzikyan

    Gezi direnişi 12 yaşında: Tarih sizi nasıl yazacağını biliyor

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Emeğin Son Çaresi: Boykot Stratejisini Anlamak – Eric Dirnbach

    7 Nisan 2025

    Ankara Tabip Odası, TTB, KESK, TMMOB: Barışçıl protesto haklarına müdahaleye son verin

    28 Mart 2025

    DİSK ve KESK’ten adliye önünde açıklama

    26 Mart 2025
    KADIN

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025

    DEM Parti Kadın Meclisi’nden Saadet Partisi’ne ziyaret

    14 Mart 2025

    Kadınlar Taksim’de yasağa rağmen yürüdü: Susmuyor, isyan ediyoruz

    8 Mart 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.