Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Bir dönüm noktasında mıyız?

    10 Ağustos 2025

    SDG: Türkiye destekli gruplar ateşkesi ihlal ediyor

    9 Ağustos 2025

    Ferhat Tepe’nin 32 yıllık sessiz çığlığı Galatasaray’da yankılandı

    9 Ağustos 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Saz, cümbüş ve zurna: Barışın ezgisi Aram Tigran

      8 Ağustos 2025

      Komisyon : “Kürdün onurunun Türkün gururuyla”  imtihanı

      6 Ağustos 2025

      Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

      4 Ağustos 2025

      “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

      2 Ağustos 2025

      Gerçek barış mı, ideolojik restorasyon mu?

      31 Temmuz 2025
    • Seçtiklerimiz

      Bir dönüm noktasında mıyız?

      10 Ağustos 2025

      Kürt sorunu, komisyon ve Marx…

      9 Ağustos 2025

      “Sahte diploma” çetelerinin uzun tarihçesi…

      9 Ağustos 2025

      Eşikte…

      7 Ağustos 2025

      Sular yükseliyor, sanık ayağa kalk! 

      6 Ağustos 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      İsrail’in ‘iç’ mücadelesi gerçekten çıkmazda mı?

      21 Temmuz 2025

      SYKP Eş Genel Başkanı Mertcan Titiz: Kalıcı barış için sürecin seyircisi değil, öznesi olmalıyız

      8 Temmuz 2025

      Yangınların ortasında dayanışmanın motor gücü: Kuryelerin afetle mücadelesi – Mesut Çeki

      2 Temmuz 2025

      Kadir Akın: “Türk sosyalistleri Ermeni sosyalistlerinin varlığını görmezden geldiler, çünkü onlar Ermeniydi.”

      27 Haziran 2025

      SYKP’li Turgan: Solun örgütsel bir yenilenmeye ihtiyacı var

      11 Haziran 2025
    • Dosyalar
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Bir dönüm noktasında mıyız?

    Bir dönüm noktasında mıyız?

    ÜMİT AKÇAY Evrensel için yazdı: İktidar bloku bir dönüşüm peşinde. Ancak sonuçları baştan sona tayin edecek güçte ve kapasitede değil. Dolayısıyla siyasi müdahalelerin çok daha önemli hale geleceği bir konjonktürden geçiyoruz.
    Ümit Akçay10 Ağustos 2025
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Geçen haftaki yazıda 2025 yılının ikinci yarısındaki iktisadi ve siyasi gelişmeleri şekillendirebilecek bazı temel dinamiklere işaret etmiştim. Bu haftaki yazıda, odağı biraz daha genişleterek yapısal kriz tartışması bağlamında içinden geçmekte olduğumuz döneme dair bazı temel hususları işaret etmek istiyorum: İktidar blokunun giriştiği ‘terörsüz Türkiye’ sürecini, yapısal kriz konjonktürü bağlamında ele alabiliriz.

    Yapısal kriz

    Yapısal kriz kavramı iktisadi ve siyasi kriz konjonktürlerinin üst üste gelmesini ve birbirini beslemesini tarif etmek için kullanılıyor. Kavramın iktisadi yönünü birikim/büyüme modeli krizi, siyasi yanını da devlet krizi oluşturuyor.

    Yapısal kriz dönemlerinin temel özelliği kendisinden önceki dönemlerle sonrasında gelen dönemler arasında bazı temel iktisadi ve siyasi farklılıkların oluşmasıdır. Elbette bizatihi yapısal krizin kendisi, krizin nasıl çözüleceğini şekillendirmez. Kriz ancak yeni bir birikim/büyüme koalisyonu ve bu sınıfsal ittifaka uygun olarak şekillenen devlet mimarisi ve hukuki rejim ile aşılabilir.

    Yapısal kriz kavramının kullanılmasını örneklemek gerekirse, 1970’lerin sonunda Avrupa’da refah devleti uygulamalarının sonlanması ilk akla gelen tarihsel süreçlerden biri olabilir. Türkiye’de ise 1978-1980 ya da 1998-2001 arası dönemler iktisadi krizlerle siyasi krizlerin iç içe geçtiği tarihsel uğraklar olarak görülebilir.

    Birikim/büyüme modeli krizi

    Birikim/büyüme modeli krizi, yapısal krizin iktisadi yönünü oluşturur. Birikim modeli kavramını kısmen Fransız Düzenleme Okulu’ndan, büyüme modeli kavramını daha yakın dönemli karşılaştırmalı siyasal iktisat literatüründen hareketle kullanıyorum. Birikim/büyüme modeli, bir ekonomide büyümenin kaynaklarını inceleyen, ülkenin uzun dönemli makroekonomik özelliklerini ele alan ve söz konusu ekonominin dünya ekonomisiyle bağlantılarını analiz etmemize olanak sağlayan bir kavramdır.

    Birikim/büyüme modeli genellikle üretici güçlerin gelişkinliği ya da o ülkenin teknolojik, sanayi ve doğal kaynak donanımına dayalı olarak şekillenir. Büyüme modelleri, çeşitli büyüme stratejileri izlenerek değiştirilebilir. Bu anlamda büyüme stratejileri, iktidar bloku içinde çeşitli sermaye fraksiyonları, bürokrasi ve siyasi iktidar arasındaki uyumlanmayla oluşan büyüme koalisyonlarıdır.

    Birikim/büyüme modeli krizi, basit anlamda ekonomik kriz yani resesyon anlamına gelmez. Ekonomik büyümenin uzun dönemli dinamiklerinin çeşitli yurt içi ya da uluslararası nedenlerle sürdürülemez hale gelmesiyle oluşur. Birikim/büyüme modeli krizi, büyümenin belirli bir patika içinde yeniden garantiye alınmasıyla aşılabilir ve bunun için yeni hukuksal ve siyasal düzenlemeler de gerekebilir.

    Devlet krizi

    Devlet krizi, iktidar blokunun siyasi ve bürokratik ayakları içindeki uyumsuzlukların sürdürülemez hale gelmesiyle tanımlanabilir.  Bir başka ifadeyle iktidar bloku arasındaki çatışma, devlet krizini tanımlar. Devlet krizi birikim/büyüme modeli krizinin giderek derinleşmesiyle bunun yönetilmesi için gereken siyasi biçimlerin değişmesi ihtiyacı ile şekillenebilir. Ya da iktidar bloku dışı toplum kesimlerinin ya da sınıfların aşağıdan gelen itirazları sonucunda oluşabilir.

    Yukarıda verdiğim örnekler üzerinden düşünmeye devam edersek, 1978-1980 döneminde devlet krizi askeri darbe ve yeni anayasa ile çözülebilmiştir. Benzer şekilde 1998-2001 döneminde köklü siyasi ve kurumsal düzenlemeler, devlet krizinin aşılmasını sağlamıştır.

    Somut konjonktür

    Yukarıda açıkladığım kavramları içinden geçmekte olduğumuz dönemin temel özelliklerini anlayabilmek için kullanabilir miyiz? Bu çaba oldukça meşakkatli olabilir ancak bazı ipuçlarını şu şekilde sıralayabiliriz.

    İlk olarak, birikim/büyüme modeli krizi açısından baktığımızda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek koordinasyonunda uygulanan istikrar programının yapısal krize uzun dönemli ve istikrarlı bir yanıt üretmesi söz konusu değil. Daha önceki yazılarda çeşitli boyutlarıyla bu konuyu ele aldığım için burada açmıyorum, ancak şunu belirteyim: Bir an için Şimşek programının başarılı olduğunu düşünelim; bu durumda enflasyonun kontrol altına alınması için atılan adımlar, birikim modeli krizini daha da derinleştirirdi.

    İkincisi, devlet krizi açısından sürece baktığımızda, 2007’deki Cumhurbaşkanlığı seçimi kriziyle başlayan devlet krizinin çeşitli aşamalardan geçerek 2018 yılında siyasi rejim değişikliğini getirdiği (Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiş, CHS) ve iktidar blokunun 2018 sonrasındaki gündeminin yeni rejimin konsolidasyonu olduğunu görebiliriz.

    CHS’nin konsolidasyonu kırılgan bir zeminde yürüyor. Bir yandan birikim/büyüme modelindeki kriz ve o krize karşı kısa dönemli ve seçim endeksli verilen politika tepkileri siyasi iktidarın oy desteğini daraltıyor (ya da artırıyor); diğer yandan da yeni bir büyüme koalisyonunun ve büyüme stratejisinin formüle edilememesi, yapısal kriz konjonktürünün devamını getiriyor.

    ‘Terörsüz Türkiye’

    Bu analizi daha da somutlaştırırsak, iktidar bloku açısından bakıldığında, son dönemde geliştirilen ‘Terörsüz Türkiye’ açılımının bir yandan jeopolitik gereklilikler diğer yandan da yapısal krizin yarattığı siyasi destek erozyonunu tamir etmek için girişilen bir yol olduğu düşünülebilir.

    Çeşitli aşamalardan geçen ve TBMM’deki ‘Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’ ile somut adımlar atmaya yönelen bu girişim, bir yanıyla yeni anayasa gündemine bağlanan mevcut rejim konsolidasyonu sürecinin bir parçası olarak görülebilir. CHP’nin üzerindeki baskıların arttığı bir dönemde bu girişimin eşzamanlı olarak başlaması da tipik olarak görülen bir muhalif cepheyi bölme adımı olarak değerlendirilebilir.

    Ancak herhangi bir konjonktürde olduğu gibi şu anda içinden geçmekte olduğumuz yapısal kriz döneminde de sürecin sadece iktidar blokunun dizayn ettiği ve baştan sona belirlediği şekilde hayata geçeceğini düşünmek yanıltıcıdır. Tam da bu nedenle iktidar bloku dışı toplumsal sınıf ve kesimlerin bu süreci nasıl değerlendireceği kritik olacak. Önemli olan iktidar blokunun stratejilerini mutlaklaştırmadan, karşı toplumsal ve siyasi projelerin mevcut yapısal kriz konjonktüründen çıkış için formüle edilmesi ve bunun toplumsal olarak örgütlenmesidir.  

    Kısacası, iktidar bloku bir dönüşüm peşinde. Ancak sonuçları baştan sona tayin edecek güçte ve kapasitede değil. Dolayısıyla siyasi müdahalelerin çok daha önemli hale geleceği bir konjonktürden geçiyoruz.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Kürt sorunu, komisyon ve Marx…

    9 Ağustos 2025

    “Sahte diploma” çetelerinin uzun tarihçesi…

    9 Ağustos 2025

    Eşikte…

    7 Ağustos 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Mehmet Murat Yıldırım

    Saz, cümbüş ve zurna: Barışın ezgisi Aram Tigran

    Muhsin Dalfidan

    Komisyon : “Kürdün onurunun Türkün gururuyla”  imtihanı

    Tuncay Yılmaz

    Komisyonu Komisyoncunun keyfine bırakmayalım!

    Ömer Bölüm

    “Türkiyeli” demeye bile tahammülü kalmayanların ülkesinde Hamdi Ulukaya…

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Ümit Akçay

    Bir dönüm noktasında mıyız?

    Murat Sevinç

    Kürt sorunu, komisyon ve Marx…

    Gökçer Tahincioğlu

    “Sahte diploma” çetelerinin uzun tarihçesi…

    Ertuğrul Kürkçü

    Eşikte…

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    Moto kuryeler örgütlendi: Yaşam hakkı istiyoruz!

    7 Ağustos 2025

    Dersim’de Peri Tekstil direnişi: “Bizi çileden çıkarmayın dediler. Biz direndik!”

    5 Ağustos 2025

    Öğretmenlerden Bilir Eğitim Kurumu önünde protesto: “Alın terimize el koyamazsınız!”

    5 Ağustos 2025
    KADIN

    Temmuz ayında en az 28 kadın katledildi: Şiddet yayılıyor, sessizlik büyüyor

    6 Ağustos 2025

    Patriarkayı yık

    22 Haziran 2025

    Kadının İnsan Hakları Derneği, İstanbul Sözleşmesi’ni AİHM’e taşıdı

    3 Mayıs 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.