Dolmabahçe’deki ofisinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, başkanlık sistemini ‘sürekli tek başına iktidar’ olarak tanımladı. “Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez” diyen Yıldırım, eğitim ve sağlıkta özelleştirmeler yapılması gerektiğini savundu.
Başbakan Binali Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın katılımıyla Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde, aralarında Hürriyet Gazetesi Ekonomi Müdürü Sefer Levent'in de bulunduğu gazetelerin ekonomi müdürleriyle bir araya gelerek, soruları cevapladı.
Başkanlık sistemini 'sürekli tek başına iktidar' olarak tanımlayan Yıldırım, “Yapı öyle kurulmalı. Böyle olunca, şu anda tek başına iktidar yok mu? diye sorabilirsin. Var şu anda. Bir şikayetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey yok. Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez. Çok büyük bir zaman çerçevesinde olayı düşünmek lazım. Türkiye’de mutlaka istikrar üreten, güçlü siyasi irade getiren bir iktidar olması lazım. Bu da başkanlık sistemi” ifadelerini kullandı.
‘Başkanlığa karşı çıkmalarının sebebi özgüven eksikliği’
“Başkanlık sistemi yapısal reform olarak düşünülebilir mi?” sorusuna “Gayet tabii… En büyük yapısal reform. İstikrarı ilelebet kalıcı hale getirir" şeklinde cevap veren Yıldırım, "Şimdi başkanlığa karşı çıkmanın mantığı ne? Özgüven eksikliği. Biz kazanamayız, AK Parti kazanır. Sen de çalış kardeşim" dedi.
‘Her şeyi dolara bağlamanın anlamı yok’
Başkanlık sistemine ilişkin tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gelmesi halinde dolarda görülebilecek spekülatif hareketlere ilişkin bir soru üzerineyse Yıldırım, “Her şeyi getirip dolara bağlamanın bir anlamı yok. Dolar yükseldi, alçaldı. Piyasa şartları neyi gerektiriyorsa o olacak. Yani çıkıyor, iniyor. Spekülatif algılar oluşturuluyor. Bakınız biz 15 Temmuz’u yaşadık. Ekonomik parametrelerdeki değişim herhangi bir olay nedeniyle mesela Brexit’teki olay gibi oldu. Sterlin orada yüzde 20 değer kaybetmişti, orada başka bir sistem mi konuşuluyor? Euro keza kaybetti. Yani başkanlık açıklaması küresel anlamda bir spekülasyona meydan vermez, aksine daha da olumlu algı oluşturur. Çünkü başkanlık istikrar demek. Ha kafanızda başkanlıktan başka bir şey anlıyorsanız o ayrı. Ona yapacak bir şey yok. O algıyı düzeltmek de bizim görevimiz” diye konuştu.
‘Kamuda personel fazla’
Başbakan Yıldırım, nüfus artışına oranla kamudaki personel sayının fazla oldğunu iddia ederek, “Açığa alınan, memuriyetten çıkarılan öğretmenleri de saysanız toplamda bana verilen bilgiye göre 40 bin öğretmen fazlamız var ama dağılımda sorun var. Niye? Herkes büyük şehirlerde olmak istiyor. Açığa alınan, atılanlar, memuriyetten çıkarılanlara itiraz mekanizması başlattık. İşin sonunda eğer gerekli özen göstermeden işlem yapılmış olanlar varsa bunlar mutlaka düzelecek" dedi.
‘Eğitim ve sağlık özelleştirilmeli’
Yatırımcıların karşısında bürokratik mekanizmalar olduğunu öen süren Yıldırım, “Adam yatırım yapacak 50 yere gidiyor. Onu gör, o belediyeyi gör, o bakanlığı gör, dolanıp duruyor. Şimdi bunların hepsini basitleştiriyoruz. İşimiz; kamu süreçlerinin hızlandırılması, mevzuatın basitleştirilmesi ve kamu karar vericilerin, memurların inisiyatif kullanmasını sağlayacak düzenlemelere hız veriyoruz" şeklinde konuştu.
Yıldırım, eğitim ve sağlıkta özelleştirilmeleri savunarak, “Orada da vatandaş işin içine girebilir. Sağlıkta zaten girdi, eğitimde yüzde 14-15 seviyelerine çıkıyor özel eğitim. Ama güvenliği bence delege etmemek lazım. Güvenlik işi ve adalet işinde asla ‘outsource’ olmaz" ifadelerini kullandı.