25 Kasım Erkek ve Devlet Şiddetine Karşı Uluslararası Mücadele günü kapsamında, 90’a yakın kadın örgütü 16 gün boyunca çeşitli etkinliklerle kadınlara yönelik şiddete dikkat çekiyor. Bern Kadın Dayanışması’nın “Kadına Yönelik Şiddete Karşı 16 Gün” etkinlikleri kapsamında gerçekleştirdiği eylemde, erkek şiddeti dolayısıyla İsviçre’ye sığınan kadınların ve LGBTİ+ların hayati tehlike yaşadıkları ülkeye geri gönderilmek istenmesi protesto edildi.
İsviçre’nin İstanbul Sözleşmesinin 60. ve 61. Maddelerine şerh koyması eleştirilerek, bu maddelere konulan şerhin kadınların ve LGBTİ+ların hayatlarına konuşmuş şerh anlamına geldiği vurgulandı.
İstanbul Sözleşmesinin 61. Maddesi cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle koruma talebinde bulunanların haklarını düzenlerken 61. Madde ise geri gönderme yasağını kapsıyor. İsviçre sığınmacılar için hayati önemdeki bu iki maddeye de şerh koymuş durumda.
Yaşamak İstiyoruz
Türkçe ve Almanca dillerinde yapılan açıklamanın tam metni şöyle:
Yaşamak İstiyoruz!
Bizler, doğup büyüdüğümüz anayurtlarımızda erkek şiddetine maruz kaldığımız için İsviçre’ye sığınmak zorunda kalan kadınlarız. Kimimiz çocuk yaşta, kimimiz hayatımızın baharında, kimimiz ise yıllarca emek verdiğimiz düzenimizi geride bırakarak geldik buraya. Aramızda ev kadınlarından mühendislere, öğretmenlerden iş kadınlarına kadar farklı meslek ve hayat deneyimlerine sahip kadınlar bulunuyor.
Bu zorlu göçün tek sebebi var: Yaşamak istiyoruz. Ölmek, sakat kalmak, travmalarla yaşamak ya da şiddete maruz kalmak istemiyoruz. Bu kadar basit.
Erkek şiddeti, coğrafya ya da sınır tanımıyor. Kadınlar, dünyanın her yerinde erkekler tarafından katlediliyor. İsviçre de bu durumun bir istisnası değil. Sadece bu yıl İsviçre’de erkekler tarafından öldürülen kadın sayısı 20’ye ulaştı. Hayatlarını kaybeden bu kadınlar da yalnızca yaşamak istiyorlardı.
Bizim suçumuz hayatta kalmak mı? Kendi ülkemizde öldürülmeyi mi beklemeliydik? 200 yılı aşkın feminist mücadelenin bir kazanımı olan İstanbul Sözleşmesi, kadınları ve LGBTİ+ bireyleri şiddetten korumak için imzalandı. İsviçre de bu sözleşmeyi imzalayan ülkelerden biri. Ancak, İsviçre İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için en kritik maddelerine şerh koymuş durumda. 60. Madde, cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle koruma talebinde bulunanların haklarını düzenliyor. 61. Madde ise geri gönderme yasağını kapsıyor. İsviçre’nin bu maddelere koyduğu şerh, bizim hayatlarımıza konmuş bir şerhtir.
Bizler yaşamak için İsviçre’ye sığındık, ancak İsviçre, bizleri koruyan uluslararası anlaşmaları yok sayıyor. İsviçre devleti derhal İstanbul Sözleşmesi’nin 60. ve 61. maddelerini eksiksiz bir şekilde uygulamalıdır. Çünkü yaşam hakkı, tüm hakların ön koşuludur. Hayatımıza mal olacak hak ihlallerinin telafisi yoktur.
İsviçre, şiddet nedeniyle sığınma talebinde bulunan birçok kadın arkadaşımızı ya deport etti ya da psikolojik baskı yoluyla “dönmeye” zorladı. Ancak, hiç kimsenin şiddete ya da ölüme “ikna edilebileceğine” inanmıyoruz. Deport edilen ya da dönmeye zorlanan kadınlardan ölüm ve ağır yaralanma haberleri aldık. Bu haberler, her birimiz için büyük bir acı ve öfke kaynağıdır.
Bir kez daha tekrar ediyoruz: Bizler ölmek istemiyoruz. Şiddete uğramak istemiyoruz. Yaşamak istiyoruz! Şiddet mağduru kadınlar hakkında alınan her deport kararı, onları ölüme geri göndermek anlamına gelecektir. İsviçre devletine çağrımız nettir:
- İstanbul Sözleşmesi’nin 60. ve 61. maddelerini derhal uygulayın.
- Cinsiyete dayalı şiddet nedeniyle koruma talebinde bulunan kadınların haklarını kabul edin.
- Kadınları geri göndermeyin!
Ölmek istemiyoruz! Erkek ve devlet şiddetine son! Yaşasın Kadın Dayanışması!
Bern Kadın Dayanışması
Açıklamanın Almancası: