Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu ve Düzce Üniversitesi’nden Yrd.Doç.Dr. Latife Akyüz; Göç İdaresi ve TODAİE’den Barış için Akademisyenler bildirisine imza atan öğretim üyelerine uygulanan akademik sansürü anlattı.
Barış bildirisine imza atan akademisyenlere yönelik soruşturma, karalama ve linç kampanyası yeni bir evreye ulaştı. Göç İdaresi ve TODAİE aralarında Prof. Dr. Kuvvet Lordoğlu’nun da bulunduğu üç akademisyenin bilimsel bir konferansa katılımı engelledi. Barış bildirisine imza atan akademisyenlerden üçünün Göç İdaresi ve TODAİE tarafından düzenlenen Anadolu’da Göç adlı konferansa yolladıkları bildiri özetlerinin kabul edilmesinden kısa bir süre sonra, kendilerine bildiri konularının uygun olmadığı ve konferans kapsamından çıkarıldığı bildirildi.
Göç İdaresi ve TODAİE (Türkiye Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü) tarafından 2015 yılı sonunda "Anadolu'ya Göç" adlı bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı. Konferans tarihi, danışma kurulu, düzenleme komitesi bu iki kamu tarafından kararlaştırıldı. 28-29 Nisan 2016 tarihinde yapılacak bu konferansın takvimi ve bildiri konularını içeren afişler hazırlandı ve akademi camiasına çeşitli yollarla duyuruldu.
Bu takvime ve programa uygun olarak aralarında benim de bulunduğum akademisyenlerin gönderdikleri özetlerin kabul edildiği kendilerine 1 Şubat 2016 tarihinde iletildi. Özetlerin kabul edilmesi bildiri konularının konferans programına uygun olduğu anlamına geliyordu. Ancak henüz tam metin bildiriler konferansa sunulmadan akademik gelenek ve uygulamayla bağdaşmayan bir gelişme yaşandı.
Aralarında benim de bulunduğum ve barış bildirisinde imzası bulunan üç akademisyen bu konferans için özetlerinin kabul edildiğine dair bir cevap aldıktan bir süre sonra, 31 Mart 2016 tarihinde bildirilerinin kapsam dışına çıkarıldığı bilgisini aldılar. Kendilerine yollanan Göç Araştırmaları Merkezi imzalı yazıyla "Konferansın amacı ve öncelikleri üzerinde yapılan ortak değerlendirme sonucunda program üzerinde değişiklik yapılması ve bazı konuların kapsam dışına çıkarılmasının faydalı olacağı sonucuna varılmıştır. Üzülerek belirtmek isteriz ki, (…) başlıklı bildiri özetinizin konferansın konusu kapsamında olmadığı değerlendirilmiştir" biçimde bir değerlendirme yer almıştır. Özet gönderen ve danışma kurulunda yer alan üç akademisyenden biri ise hiçbir gerekçe gösterilmeden bu kuruldan çıkartılmıştır.
Özetleri kabul edilen bildirilerimizin programdan çıkarılması bir kamu kurumu bir akademik kurum tarafından uygulanan sansürdür. Bu sansürün asıl nedeni barış bildirisini imzalamış olmamızdır. Nitekim bu husus yaptığımız temaslarda sözlü olarak da teyit edildi.
Bilindiği gibi "Barış İçin Bildiriye" imza atan 1128 akademisyen için bir cadı kazanı oluşturuldu. Bunların bir sonuncusu da yansız ve tarafsız olması gereken bir kamu kurumu ve akademik kurum üzerinde gerçekleştirilmiş ve bilimsel bir toplantıya bildiri sunmamız hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmadan keyfi olarak engellenmiştir. Akademik geleneklere ters bir biçimde gerçekleştirilen bu uygulama aynı zamanda akademideki yapılan hak ihlallerinin, ifade özgürlüğü ihlallerinin yeni bir örneğini oluşturmaktadır.