DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Meclis Genel Kurulu’nda 2026 bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada Türkiye’nin demokratikleşme, Kürt meselesi, yerel yönetimler, hukuki reformlar ve bölgesel barış konularında dikkat çeken mesajlar verdi. Konuşmasına siyasi tutukluların isimlerini anarak başlayan Bakırhan, bütçenin “bir tercih belgesi” olduğunu söyleyerek savunma harcamalarındaki artışı eleştirdi. Kürt meselesinin bir “güvenlik konusu” değil, “hukuk ve eşit yurttaşlık” meselesi olduğunu vurgulayan Bakırhan, çözüm için hem tarihi hem de güncel perspektiften kapsamlı bir çerçeve sundu.
“Bu bütçe bir tercih belgesidir”
Bakırhan, 2026 bütçesinin sosyal devlet, adalet ve yerel demokrasi yerine güvenlik harcamalarını öncelediğini belirterek, “Savunmaya 10 verip sağlığa, eğitime 1 bırakıyorsanız mesele denge değil, tercihtir” dedi.
Tarihten bugüne demokrasi eleştirisi
Takrir-i Sükûn’dan 12 Eylül’e, 90’lardan 2016’ya uzanan bir çizgide devletin demokratikleşme hatalarını sıralayan Bakırhan, anti-demokratik her uygulamanın “ülkeye gözyaşı, acı ve keder olarak döndüğünü” söyledi.
“Cumhuriyet demokrasiyle buluşsaydı bu ülkenin hikâyesi çok daha farklı olurdu” dedi.
“Kürt meselesi yanlış teşhis edildi”
Kürt meselesinin yıllarca “terör”, “geri kalmışlık” ya da “aldatılmış insanlar” çerçevesinde ele alınmasının temel hata olduğunu vurgulayan Bakırhan, şu ifadeleri kullandı:
- “Kürt meselesi terör meselesi değildir.”
- “Eşit yurttaşlık, varlık ve hukuk meselesidir.”
- “Kürt’ün hukukunu tanımak üniter devlet için risk değil güvencedir.”
“Yerel demokrasi ülkeyi ayakta tutan harçtır”
Merkeziyetçiliğin artık işlemediğini belirten Bakırhan, güçlü yerel yönetim ve demokratik adem-i merkeziyetçilik çağrısı yaptı:
- “Mahallenin sorununu Ankara’dan çözemezsiniz.”
- “Yerel demokrasi Diyarbakır kadar Manisa’nın da hakkıdır.”
- “Kayyım uygulamaları demokratik siyaseti darbeliyor.”
Öcalan vurgusu
Kürt meselesinin son 40 yılı konuşulurken Abdullah Öcalan’ın rolünün yok sayılamayacağını belirten Bakırhan, “Barış için söz kurması kadar doğal bir şey yoktur” diyerek çözüm süreçlerinin şeffaf ve hukuki çerçevede yürütülmesi gerektiğini söyledi.
“Cumhuriyet eksik bırakıldı, tamamlamalıyız”
1921 Anayasası’nın yerel demokrasi vurgusuna dikkat çeken Bakırhan, Cumhuriyetin ikinci yüzyılının demokrasiyle taçlanması gerektiğini ifade etti:
“Cumhuriyeti eksik bıraktık; eşit yurttaşlıkla tamamlamalıyız.”
Demokratik entegrasyon ve hukuk reformu çağrısı
Bakırhan, anadilinde eğitim, AİHM ve AYM kararlarının uygulanması, infaz mevzuatının demokratikleştirilmesi ve “barış yasası” gibi öneriler sundu.
İkili hukuk anlayışına son verilmesini istedi.
Bölgesel barış ve Ortadoğu vizyonu
Yüzyıl önceki Sykes–Picot düzeninin bölge halklarını çatışmaya mahkûm ettiğini söyleyen Bakırhan:
- “Ortadoğu’da sınırları değiştirmeden anlamsızlaştırmalıyız.”
- “Türkiye, Kürtlerle birlikte düşünen bir bölge stratejisi kurarsa kazançlı çıkar.”
- “Kuzey ve Doğu Suriye’ye güvenlik değil diyalog penceresinden bakmalıyız.”
“Eşiğin ağzındayız: Barış için cesaret gösterin”
Hükümete, muhalefete ve topluma çağrı yapan Bakırhan şöyle konuştu:
- “Her çatışma konuşarak biter.”
- “Barış en büyük ulusal güvenliktir.”
- “Kürt meselesinde çözümü erteleyen muhalefet Türkiye’ye alternatif olamaz.”
“Demokratik cumhuriyet için bir araya gelelim”
Son bölümde tüm topluma seslenen Bakırhan, devletin geçmiş hatalarıyla yüzleşmesini ve eşitlik temelinde yeni bir toplumsal sözleşme oluşturulmasını istedi:
“Türkiye hepimizin ülkesidir. Demokratik hakları herkes için istiyoruz. Bu ülkeyi eşitlik ve özgürlük temelinde yeniden kurmak için herkesle bir araya gelmeye hazırız.”
