Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. Doğan, hem bölgesel gelişmelere hem de 9 Ekim 1998’de başlayan uluslararası komploya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Doğan, konuşmasında Gazze’deki ateşkes anlaşmasını desteklediklerini ifade ederek, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırdı.
“9 Ekim’de Türk-Kürt savaşı hedeflendi, ama başarılamadı”
Doğan, Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasıyla başlayan 9 Ekim sürecine dikkat çekerek, “Bu komployla Türk-Kürt savaşının fitili ateşlenmek istendi, ama başarılamadı. Başarısız olması büyük bir mücadele ve ağır bedellerin sonucu oldu,” dedi.
“Öcalan demokratik bir yaşam modeli sundu”
Doğan, Öcalan’ın 27 yıldır sürdürülen tecride rağmen demokratik bir yaşam modeli geliştirdiğini vurguladı:
“Öcalan, Türkiye ve Ortadoğu’ya yönelik demokratik toplum, eko-ekonomi, demokratik entegrasyon ve müzakereci demokrasi kavramlarını bir yaşam modeline dönüştürdü.”
“Silahlar sustuysa, şimdi hukuk ve demokrasi konuşmalı”
Sürecin yalnızca sözle değil, somut adımlarla ilerlemesi gerektiğini belirten Doğan, “Silahlar sustuysa şimdi yasalar, hukuk, demokrasi görünür olmalı. Çatışmasızlığın kalıcı hale gelmesi için adım atılması gerekiyor,” dedi.
“Komisyonun Öcalan ile irtibat kurması gerekir”
Meclis’te kurulan komisyonun Abdullah Öcalan’la doğrudan temas kurması gerektiğini ifade eden Doğan, “Bahçeli’nin bu konudaki açıklamalarını olumlu buluyoruz. Ancak Meclis Başkanı ve komisyon başkanından hâlâ bir açıklama gelmedi,” diye konuştu.
“Barış istiyoruz çünkü” kampanyası sürüyor
Doğan, Ekim ayı boyunca “Barış istiyoruz çünkü” kampanyasının süreceğini belirtti:
“Tüm bölgelerde örgütlerimiz aracılığıyla barış çağrısını büyütüyoruz. Yeni dönemde de bu konuda somut planlamalarımız olacak.”
“Adım atılmıyor, süreç Öcalan’ın inisiyatifine bırakılmış durumda”
Doğan, sahadan gelen tepkilere değinerek, “Sürecin sorumluluğu büyük ölçüde Öcalan’a bırakılmış durumda. Onun özeni ve hassasiyeti ortada, ancak buna karşılık verilmesi gerekiyor,” dedi.
“Entegrasyon tek taraflı değil, karşılıklı bir süreçtir”
Suriye’deki gelişmelere de değinen Doğan, entegrasyonun tek taraflı bir tabiiyet değil, karşılıklı dönüşüm olarak anlaşılması gerektiğini söyledi:
“Demokratik entegrasyon, karşılıklı bir bütünleşmedir. Türkiye açısından da bu yaklaşımın geçerli olması gerekiyor.”