Antakyalı Sanatçı Gamze’nin Güversin Müzik’ten ”Hodri Meydan” adlı bir albümü çıktı.
Gamze, 1975 yılında Ağrı’da doğan Gamze, ilk ve orta öğreniminde okul korolarında yer aldı, Türkiye Liseler Arası Halk Müziği yarışmasında ikinci oldu. Üniversitede Umuda Türkü isimli müzik grubunda yer aldı. Adana’da Çağdaş Sanat Atölyesi bünyesinde Grup Çıngı’yı kurdu. Altı yıl boyunca ilçe ve beldelerde konserlere çıktı. 2005 yılından 2012 yılına kadar Grup Nidal bünyesinde solistlik yaptı. Halen Hatay’ın Tavla beldesindeki bir ortaokulda müzik öğretmenliği yapmaktadır. Gezi Direnişi’nde Armutlu Mahallesi’nde katıldı.
2015 Mayıs’ında Güvercin Müzik’ten çıkan ‘‘Hodri Meydan’’ albümü özgün protest formunda. Ağırlıklı olarak; bağlama, ney, keman ve yan flüt kullanılmış. Albümde 11 parça bulunuyor. Bu 11 parçanın 10 tanesinin bestesi ve sekiz parçanın sözleri Gamze’ye ait. Bir parçanın söz ve müziği yazar Oktay Esgin’e, diğer iki parçanın sözleri ise Şair ve Yazar M. Kazım Ablak’a ait. Siyasi Haber olarak Gamze’yle yeni albümünü konuştuk:
Siyasi Haber: Bize kendiniz ve sanat yaşamınız hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz?
Gamze: Aslında klasik bir başlangıç vardır “çocuk yaşlarda” diye.. İlk orta ve lise yıllarında okul halk müziği korolarında yer aldım. Üniversitede arkadaşların bağlaması ile kendi kendime deyim yerindeyse tıngırdatıp söylemeye devam ettim. “umuda türkü” adıyla bir müzik grubu kurduk.okul bitince dağıldı. Adana’da görev yaptığım yıllarda Grup Çıngı’yı kurduk. 6 yıl adana mersin ilçe ve beldelerinde konserler verdik. 2005 yılında Antakya’da grup Nidal bünyesinde 7-8 yıl kadar solistlik yaptım. Tüm grup arkadaşlarıma bu vesile ile bana kattıklarından ötürü teşekkür ederim.
“Hodri Meydan” isimli albümünüz gezi şehitlerine atfen çıkardınız. Fikir nasıl oluştu?
– Gezi süreci benim için 80 darbesinden sonra, 89 bahar eylemlikleri ve ardı sıra gelen sendikaların toplu sözleşmeli grev hakkı için verilen mücadeleler gibi insanların yaşam alanlarına ve haklarına sahip çıkma eylemleriydi. Çok insani taleplerle sokaklara çıktı insanlar. Ve Gezi’nin yarattığı, ki bitti denilen kardeşlik, paylaşım, üretim ve direniş ruhu beni çok etkiledi. O dönem de Armutlu da ikamet ediyordum. Küçük bir oğlum vardı yetiştirme çalıştığım. Belki de bir anne olmanın verdiği duygunun kendisi de gencecik fidan gibi güzelim çocuklarımız! Bunlardan Abdullah Cömert iki sokak ötemizde diğeri Ahmet Atakan dört sokak ötemizde vuruldu, kaybettik onları. Mehmet Ayvalıtaş, Ali İsmail Korkmaz, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan ve Hasan Ferit Gedik… Her vurulan gencin haberinde, ben oğlumun o küçük yüreğine sığındım. Annelerin yerine kendimi koyup empati kurdukça acının derinliğini tarif edemeyeceğimi düşünüyordum. Besteleri daha çok bu acı ile yaptım. Albüm fikri yoktu. Üzerinden bir yıl geçmişti ateş sadece düştüğü yeri değil hepimizi yakmıştı ve yakmaya devam ediyordu. Başta eşim ve Ablam Nejla olmak üzere, arkadaşlarım bu besteleri bir albümde toplamam gerektiğini söylediler. Önceleri yok desem de sonra düşününce, direnenleri bu uğurda ödenen bedelleri, yarına taşımanın en güzel ve en etkili yolunun sanattan geçtiğine ikna oldum. En azından ben ve benim kuşağım ilk olarak Ahmet Kaya, Zülfü Livaneli, Grup Yorum, Grup Kızılırmak ve Ezginin Günlüğü gibi sanatçılar sayesinde, tarihle bağ kurmuş, sonra ise okuyup bilinçlenerek kendi yolunu çizmişti. O zaman ben de bu bilinçle Hareket etmeliyim dedim ve yola çıktım. Şarkılar üzerinde çalışırken acı yüreğimden hiç çıkmadı.
Bu albümün daha çok kimlere ulaşmasını istersiniz?
– Gezi’yi unutmak istemeyenlere, gençlere, kadınlara, kendi ve doğası için mücadele edenlere ulaşmasını çok isterim. Bu albüm boyun eğmeyenlerindir. Bu albüm insandan yana olanlarındır. Bu albüm direnenlerindir, acıyı hissedenlerindir. Ölümün yerine yaşamı, talanın yerine doğayı, yalanın yerine doğruyu, nefretin yerine sevgiyi, haksızlığın yerine adaleti, eşitliği savaşın yerine dil din ırk ayrımı yapmadan barışı savunanlarındır…
Albümün hazırlık dönemlerinde zorluklarla karşılaştınız mı?
– Her zaman olduğu gibi en büyük sıkıntı ekonomikti. Ablamın gönderdiği gün parası ile başladım. Sonra arkadaşlarımla beraber, dişimizden tırnağımızdan arttırdıklarımızla sonuca ulaştık. Kimseden sponsorluk almadım. Diğer bir zorluk ise ilk başta Antakya koşullarında bir albümün çıkarılabileceğine dair insanların ön yargısıydı ama zaman içinde kırıldı. Bir anne hem de eğitim emekçisi olarak süreci yürütmek zor olsa da eşimin desteği ile bunu da aştık
Son olarak neler söylemek istersiniz?
– Aslında söylenecek çok şey var. Şunları da söylemeden geçmek istemiyorum. Bu albüm üç gencini Gezi’de şehit vermiş bir il olan Antakya’da hazırlandı. Albüme hem enstrümanlarıyla hem de sesleriyle, yüreklerini taşıyan arkadaşlar ve dostlar Antakyalı. Ya da uzun yıllardır Antakya’da ikamet ediyor. Hepsine buradan ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sevgili Barış Atay da Gezi’nin ruhunu gülüşüne taşıyan aslen Antakyalı değerli bir sanatçımız olarak albümde ‘‘Liman’’ şiirimizi seslendirerek katkı sundu. Yine Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan bu sürece oğlunu vermiş bir insan, bir anne olarak diğer gezi şehitleri annelerinin de bir bakıma yüreğinden gelen sesi olarak albüme katkı sundu. Analarımızın o güzel onurlu çocukları yetiştiren ellerinden ve O çocukları kendi çocukları gibi sahiplenen herkesi yüreklerinden öperim.
Aranje ve yönetmenliği yapan sevgili Bilal Göktürk ve sanat danışmanlığımızı yapan değerli Berhan Arısoy’a teşekkür ediyorum. Eşim Zidan KIRIK oyun ve uyku zamanından çaldığım oğlum Özgür Kıvılcım, Ablam Nejla Ablak ile şiir ve bestelerini esirgemeyen M. Kazım Ablak ile Oktay Esgin’e eksik olmasınlar diyorum. Son olarak emek veren destek veren herkese teşekkürü borç bilirim.
(Albümün facebook sayfası: https://www.facebook.com/pages/Gamze/1117693231579811 )