Geçtiğimiz günlerde ayrıntıları kamuoyuna yansıyan 11. Yargı Paketi’ne dönük tepkiler sürüyor. Paketteki düzenlemeye bir tepki de, Antakya Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’ndan geldi. Necmi Asfuroğlu Anadolu Lisesi önünde yapılan açıklamaya, bileşenler katıldı.
“Susmuyoruz Korkmuyoruz İtaat Etmiyoruz” , “Nefrete İnat Yaşasın Hayat” ve “Kadınlar Susmadı Susmayacak sloganlarının atıldığı yürüyüşte konuşan Platform Sözcüsü Sinem Özkan, 11. Yargı Paketindeki düzenlemelere dikkat çekerek şunları söyledi: ”11. Yargı Paketi, ‘genel ahlaka aykırılık’, ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete uygun davranmama’, ‘ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi’ gibi ifadelerle, 15-18 yaş arasındaki çocukların işledikleri suçlarda yetişkin gibi cezalandırılmasını da kapsayan, son derece geniş bir suç ve suçlu tanımı getiriyor. İktidar, yeni yargı paketiyle kadınların, LGBTİ+’ların her gün daralan yaşamını daha da zorlaştırmak istiyor.”
‘Mücadele biçimleri suç haline getirilmek isteniyor’
11.Yargı Paketi’ne hayır demek için bugün sokaklarda olduklarını dile getiren Sinem Özkan “Bugüne kadar haklarımıza, kadın cinayetlerine, İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılmasına, erkek yargıya karşı mücadele ederken; hayatı durdurduk, yolları kapadık, yaşamlarımıza sahip çıktık. Şimdi ise bu tasarıyla TCK’nın 223. maddesine “ulaşım araçlarının hareketinin engellenmesi” suçu eklenerek, her birimizin anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı hedef alınıyor. Şimdi bu yasa değişikliğiyle bu mücadele biçimleri suç hâline getirilmeye çalışılıyor” diye konuştu.
‘LGBTİ+’ların varoluşu açıkça hedef hâline getiriliyor’
Türk Ceza Kanunu’nun 225. maddesindeki “hayasızca hareketler” ifadesinin kapsamının genişletildiğine dikkat çeken Sinem Özkan, şunları söyledi: “Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı teşvik eden, öven veya özendiren kişiler”, “aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapması” şeklindeki ifadeler ile LGBTİ+’ların varoluşu açıkça hedef hâline getiriliyor. Bu düzenleme ile “genel ahlak”, “övme”, “özendirme” kavramları üzerinden gidildiğinde suçlu olmak için bir kadının saçını kısa kestirmesi dahi yeterli olabilir. Kadınların Aile 10 yılı ile ev içinde nasıl çalışacağını, kaç çocuk yapacağını söyleyen iktidar, sokakta ne giyeceğini, nereye gideceğini, nasıl davranacağını da bu yargı paketi taslağıyla belirlemek istiyor.”
‘Cinsiyet değiştirme yaşının 18’den 25’e çıkarılması hedefleniyor’
Kadınların ve lubunyaların buna izin vermeyeceğini dile getiren Sinem Özkan, cinsiyet değiştirme yaşının 18’den 25’e çıkarılmasının hedeflendiğine dikkat çekerek “Anayasa Mahkemesi tarafından daha önce iptal edilmiş olan “üreme yeteneğinden sürekli olarak yoksun bulunma” şartı yeniden yasalaştırılmaya çalışılıyor. Başvuranların yalnızca Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenen hastanelerde ruhsal ve tıbbi destek alabileceği yargı paketinin taslağında öneriliyor. Translara istedikleri tıbbi bakımı alma hakkını bile tanımak istemiyorlar. Kaldı ki iktidarın nefret politikaları düşünüldüğünde, transların bu hastanelerde nasıl baskı ve şiddete uğrayacaklarını tahmin etmek zor değil. 25 yaşından önce cinsiyet uyum sürecini başlatanlara ceza öngörülürken, bu süreçte görev alan sağlık çalışanlarına da 3 yıldan 7 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Muğlak, iktidar politikalarıyla değişebilen, keyfi, hâkimlerin takdirine bırakılmış bu maddelerle; LGBTİ+ varoluşlarımıza, eşit, özgür ve insan onuruna yaraşır yaşam mücadelemize saldırılıyor. Nefretin meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
‘Çocukları katil yapan karanlıkla hesaplaşmak istiyoruz’
Taslaktan sadece kadınlar ve LGBTİ+’lar değil, çocukların da nasibini aldığını dile getiren Sinem, şunları söyledi: “Kasten öldürme suçunun 15-18 yaş arasındaki çocuklara ceza indirimi uygulanması ifadesinin “uygulanabilir” olarak değiştirilmesi ile çocukların yetişkin gibi cezalandırılmasının önü açılıyor. Türkiye, organize suç örgütlerinin ve çetelerin yuvasına dönüştürülüyor. Yoksulluğun, ayrımcılığın ve eşitsizliğin derinleştiği bu dönemde çocukların MESEM’ler aracılığıyla sermayeye ucuz iş gücü olarak sunulmaları görmezden gelinirken, faturanın yine geleceksiz bırakılıp çetelerin tetikçisi yapılan çocuklara kesilmesini kabul etmiyoruz. Biz çocukları katil yapan karanlıkla hesaplaşmak istiyoruz.”
‘Halk düşmanı 11. Yargı Paketi’nin karşısında birlikte duralım’
Güvenli alanlarda yaşamanın tüm kadınların hakkı olduğunu belirten Sinem, “Topyekûn halkın her kesimini etkileyecek bu yasa tasarısı meclise getirilemez. Çocukların 16 yaşında zorla evlendirilmesine de, yetişkin gibi yargılanmasına da, kölece çalıştırılmasına da; bir kişinin kendi bedeni hakkında karar verebilmesi için 25 yaşını beklemesinin dayatılmasına da itiraz ediyoruz. Bugün buradan herkese sesleniyoruz: Mücadelelerimizle kazandığımız hiçbir hakkın elimizden alınmasına izin vermeyeceğiz. Halk düşmanı 11. Yargı Paketi’nin karşısında birlikte duralım” dedi.
Açıklamanın ardından kadınlar “Kadınlar Susmadı Susmayacak” ve “Genel Ahlak Kimin Ahlakı” sloganları eşliğinde dağıldı.
