İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT yayınında organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarını yalanladığı açıklamalarına AKP’den yalanlama geldi. Hükümet yetkilileri, Bodrum Yalıkavak Marina ve Peker’in çocuğuna silah doğrultulduğu iddialarını doğruladı.
BBC Türkçe, Peker’in videolarında bahsettiği iddiaları, aralarında hükümet yetkililerinin de bulunduğu bazı AKP kaynaklarına sordu.,
BBC Türkçe’den Fundanur Öztürk’e konuşan bir hükümet yetkilisi “Soylu’nun o yayında söyledikleri doğru değil. O operasyonda Peker’in çocuğuna silah doğrultmak gibi aileyi rencide edici olayların yaşandığı aslında biliniyor” dedi.
“Aileyi rencide edici olaylar yaşandı”
İçişleri Bakanı Soylu ise geçen hafta katıldığı bir televizyon programında, Peker’in evinin arandığı baskının görüntülerini paylaşarak, “Yok kızıma şöyle yaptılar, kızıma böyle yaptılar. Gösterin bakalım videoyu, kızına ne yapılmış. Türk polisi ne yapacağını falan iyi bilir. Karısının iç çamaşırına sığınan acizler, edepsiz” demişti. Ancak BBC Türkçe’ye konuşan bir hükümet yetkilisi ise Peker’in iddiasıyla ilgili şunları söyledi:
“Soylu’nun o yayında söyledikleri doğru değil. O operasyonda Peker’in çocuğuna silah doğrultmak gibi aileyi rencide edici olayların yaşandığı aslında biliniyor.”
“Çok değerli olan o limanla ilgili iddialar doğru”
Hükümet yetkilisi Sedat Peker’in Bodrum Yalıkavak Marina’ya ‘çökmekle’ suçladığı Mehmet Ağar ile ilgili ise şöyle dedi:
“Ağar’ın bu tarz işlerle malına mal kattığı sürekli kulağımıza çalınıyordu. Çok değerli olan o limanla ilgili iddialar doğru. Burada Aliyev’in başlattığı bir operasyonla limanın alındığı ve FETÖ iddiasının asılsız olduğu zaten dillendirilen, parti içerisinde konuşulan bir şeydi. Bu iddia doğru. Limana el koymak için yapmışlar.”
Sedat Peker ayrıca Soylu’nun, “operasyon ekibi” olarak nitelediği bir ekip tarafından, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Başkanının eşi hakkında “asılsız bir FETÖ soruşturması başlatarak”, MASAK Başkanı’nın “elini kolunu bağladığını” iddia etmişti.
Hükümet yetkilisi bu iddiayla ilgili olarak ise “O dönem MASAK Başkanı ve eşinin asılsız yere soruşturmalara maruz kaldığı ve kendilerine baskı yapıldığı, adamı tabiri caizse ‘mahvettikleri’ bilinirdi. MASAK, o dönem (Berat) Albayrak’ın bakanlığına bağlı olduğu için iki bakan arasındaki gerilimin bir parçasıydı ve bunun böyle olduğu bilinirdi” dedi.
Soylu’nun ‘Raftan indirdik’ dediği dosyada ne var?
Sedat Peker hakkında biri İstanbul diğeri Bursa’da olmak üzere iki farklı dosya bulunuyor.
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda 2018 yılında, Sedat Peker hakkında, “2014 yılında tahliye olduktan sonra suç işlemeye devam ettiği, örgütün faaliyetlerine devam ettiği ve çeşitli mağdurlara yönelik suçlar üzerine” bir soruşturma başlatıldı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya göre, birkaç yıldır rafta duran bu dosya bizzat Soylu tarafından raftan indirilerek operasyon başlatıldı:
“İstanbul’u da aylar sonra operasyona döndüren benim. Bundan 3-3,5 ay evvel İstanbul Emniyet Müdürü, ‘Böyle böyle bir savcıdan talep var, bu dosya burada duruyor, ne olacak’ diye… Ne kadar duruyor? 1,5 yıldır duruyor. Hemen açın, başlatın hemen. Hemen açıldı ve başlatıldı.”
Bu kapsamda mağdurlardan biri olduğu belirtilen H.H.B’nin ifadesi alınarak, Peker’in kendisinden 1 milyon TL aldığı iddiasıyla, Peker hakkında “nitelikli yağma” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı.
Bu soruşturma kapsamında 9 Nisan 2021 tarihinde 61 şüpheli hakkında eş zamanlı operasyon düzenlendi. Şüphelilerden 10 kişi tutuklandı, diğerleri serbest bırakıldı.
Peker hakkında ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 248. maddesinin 5. fıkrası uyarınca tutuklanması amacıyla yakalama emri çıkarıldı.
İlgili madde, “Kaçağın Cumhuriyet savcısına başvurmasını veya duruşmaya gelmesini sağlamak amacıyla Türkiye’de bulunan mallarına, hak ve alacaklarına, amaçla orantılı olarak, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine, sulh ceza hâkimi veya mahkeme kararıyla el konulabilir ve gerektiğinde idaresi için kayyım atanır” hükmünü içeriyor.
Daha sonra Peker’in Birleşik Arap Emirlikleri’nden (BAE) Türkiye’ye iade edilmesi için hazırlanan dosyanın, Adalet Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı’na gönderildiği belirtiliyor.
Interpol kırmızı bülten çıkardı mı?
İsmini vermek istemeyen bir hükümet yetkilisi, Peker hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına ilişkin tüm resmi yazışmaların tamamlanarak Uluslararası Polis Teşkilatı’na (Interpol) iletildiğini ancak sürecin Interpol’de tıkandığını belirtiyor.
Yetkili, Interpol’den resmi bir kırmızı bülten çıkarılmamasına rağmen, İçişleri Bakanlığı’nın Peker’in bulunduğu ülkelerle resmen temasa geçerek Peker’in iadesini istediğini söyulüyor.
Peker ise yayımladığı son videoda, bir ülkeden diğerine kaçmasına neden olan süreci anlatırken, Türk hükümetinin büyükelçiliklerin aracılığıyla bulunduğu ülkelerin hükümetleri nezdinde baskı kurduğunu öne sürüyor.
Bu gelişmeler AKP içerisinde nasıl değerlendiriliyor?
Sedat Peker’in yedi videoda anlattığı iddialarla ilgili olarak AKP’den Süleyman Soylu’ya yönelik güçlü bir destek açıklaması gelmediği; Soylu’nun, hem AKP hem de MHP tarafından “yalnız bırakıldığı” yorumları Ankara’da sıklıkla dile getiriliyor.
AKP’den bir kaynağa göre ise bu görüntünün en önemli nedeni, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuda henüz herhangi bir işaret vermemiş olması. Aynı kaynak, bu sürecin başlangıcı ve varabileceği noktayla ilgili olarak Ankara’da birden fazla senaryonun öne çıktığını söylüyor:
“Parti için çok ciddi bir kriz söz konusu. Herkes Cumhurbaşkanı’nın takınacağı tutumu bekliyor. Parti içerisinde Tayyip Bey’in daha fazla suskun kalmaması isteniyor. Çünkü bu iddialar doğrudan Cumhurbaşkanını hedef almasa bile hem ona hem de AK Parti’ye zarar veriyor.”
AKP kaynağına göre Cumhurbaşkanı’nın bu konuda net tavır almasını zorlaştıran başlıklardan biri Cumhur İttifakı’nda kriz potansiyeli, diğeri de Soylu ve Albayrak arasındaki gerilim:
“Cumhurbaşkanı’nın Cumhur İttifakı ile ittifak koşulu olan Soylu’dan ve onun ile Albayrak arasında yaşananlardan rahatsız olduğu, ittifakın AKP açısından çok bağlayıcı olduğu ve bunun rahatsızlık yarattığı zaten biliniyor.
“Bu süreç, Soylu’yu hükümet içerisinde daha pasif bir pozisyona çekmekle ya da doğrudan istifasıyla sonuçlanabilir. Bunu bizzat ‘devletin’ kendisi yapıyor olabilir. Bu kriz, Soylu’nun gitmesi ve Cumhur İttifakı’nın zorunlu koşullarının ortadan kalkmasına neden olabilir.
“Soylu bir anda görevden alınarak parti dışında bırakılamaz belki ama daha önce de partide istenmeyen kişilere yapıldığı gibi parti içerisinde etkisiz hale getirilmesinin taşlarını döşeyen bir süreç olabilir. Ya bu savaş giderek çirkinleşir ve iddialarda adı geçen aktörlerin sayısı artar ya da Soylu istifaya zorlanır.”
Öte yandan Erdoğan’ın tamamen sessiz kalmadığı, bu konudaki yaklaşımını 17 Mayıs’ta yaptığı açıklamada dile getirdiği belirtiliyor. Erdoğan açıklamasında şunları söylemişti:
“En büyük üzüntümüz ülkemizde hala çetelerden medet umacak kadar zavallılaşan, küçülen, haysiyet fukarası kişiliklerin olduğunu görmektir. Terör örgütleri gibi suç çeteleri zehirli bir yılan gibidir. Onlarla aynı çuvala girerseniz daha sonra başınıza geleceklere rıza göstermiş olursunuz.”
Hükümet, Peker’in iddialarıyla ilgili olarak sessiz kaldığı gerekçesiyle eleştiriliyor.