Soma, Ermenek, Hendek, Amasra, Çorlu, Bozkurt, Gayrettepe, Aladağ, Balıkesir, Mecidiyeköy, Bornova, İliç… Ülkenin her yanı AKP iktidarında yaşanmış bir faciayı hatırlatıyor.
21 Ocak 2025 günü Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki bir otelde çıkan yangında aralarında çok sayıda çocuğunda olduğu 78 yurttaşı kaybettik. Çocukların, annelerin, babaların güzel hayalleri olmayacak artık. Daha önce MESEM’lerde çalışırken iş cinayetlerinde kaybettiğimiz Arda, Ulaş, Zekai, Ömer, Muratcan gibi, Alican, Elif Nas, Eren, Pelin, Kerem, Ömür, Doğa, Mavi, Ala Dora, Kemal, Atlas Kaan, Defne, Demir, Lalin, Sedat, Vedat, Dilara koşuşturamayacak, oynayamayacak, şeker yiyemeyecek, Nil yüzemeyecek, sağ kalanlar gülemeyecek, gülümseyemeyecek.
Sadece 78 eve değil, Ankara Spor Salonu dışında ülkenin her yanına ateş düştü. Ankara Spor Salonunda yapılmakta olan AKP İl Kongresi tamamlanıncaya kadar ölümler uzun saatler boyunca gizlendi.
AKP iktidarında toplu ölümler olağan bir şey
AKP iktidarında hemen her yıl onlarca toplu ölüm yaşanıyor. AKP iktidarında, iş cinayetlerinde, depremlerde, patlamalarda, yangınlarda yüz binin üzerinde insanı kaybettik.
Yanlış şehirleşme ve konut politikaları, imar afları nedeniyle Kahramanmaraş depreminde 50.000’in üzerinde can kaybı yaşandı. İktidar depremi “yüzyılın felaketi”, iş cinayetlerini “fıtrat”, “kader” , yangınları “görevini yapmayan belediyeler” olarak kabullenmemiz için çaba gösteriyor. Depremde, enkaz altındakiler “kimse yok mu” diye, yangında oteldekiler “nasıl çıkacağız” diye çaresizce seslendi. Çaresizce öldüler.
Bilim, teknik, mühendislik esas alındığında, iş kazaları tamamıyla önlenebilir, yangınlar, patlamaların oluşturacağı zarar tamamıyla yok edilebilir. Depremlerde yıkımlar, ölümler önlenebilir.
Yangınların büyümesi, söndürülememesi olağan dışı
Öncelikle yapılması gereken şey, yangının meydana gelmesini önlemektir. Eğer yangın meydana geldi ise en kısa sürede algılayacak, uyarı verecek, otomatik olarak devreye girip yangını söndürecek sistemler ile yangına müdahale etmek, yayılmasını önlemek mümkündür.
Öncelik yangının çıkmasını önlemek olmakla birlikte, yangın çıktığında, binada bulunanların zarar görmemesini önceleyecek hazırlıkların yapılması, acil durum ve tahliye planlarının hazırlanması gerekir.
Bunlar, yangın algılama, alarm ve söndürme, tahliye sistemleridir. Bu sistemlerin sürekli çalışır durumda tutulabilmesi için düzenli bakımlarının yapılması ve periyodik kontrollerinin yapılması gerekmektedir.
Kartalkaya’da, yangın algılama sistemi, otomatik yağmurlama sistemi, kaçış yolları, duman tahliye sistemi, yangın merdivenlerinin olmadığı görülmektedir.
Felaketler, felaketlerdeki ölümlerin artması, yetkilerin merkezileşmesinin sonucudur
AKP iktidarı boyunca tüm alanlara, özellikle de imara ilişkin konularda merkezileşme söz konusu oldu. Yerel yönetimlere, TMMOB ve odalara ilişkin yetkiler, yok edildi. Mevzuatta rantı önceleyen düzenlemeler yapıldı.
Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’te belediyelerin denetleme yetkisini ortadan kaldıran birçok değişikliğin yanında, Son olarak Turizm Tesislerine İlişkin Yönetmelik’te yer alan; “Genel kullanım alanlarında müşterilerin ve personelin güvenliğinin sağlanmasına yönelik elektronik ve fiziki güvenlik önlemleri alınır. Her türlü tesisat, elektrik ve mekanik donanımlarının standartlara uygun ve nitelikli olması ve ayrıca bakımının düzenli yapılması zorunludur” hükmü 22.12.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yönetmelikten çıkarılmıştır.
Bilimsel, teknik, alanlara ilişkin eksiklerin varlığı, denetim yapılmamasının nedeni AKP’nin sermayeden yana tavrıdır. Felaketlerden sonra Bakanlar, kamudaki sorumlular hiçbir şekilde hesap vermemektedir. Sermayedarlar nadiren kısa süreli olarak ceza evinde kalmaktadırlar. Soma, Ermenek, Hendek, Torunlar cinayetleri Kahramanmaraş depremi bunların en somut göstergesidir.
Bakanlıklar, bilimsel, teknik, mühendislik alanlarına ilişkin eksiklikleri biliyor, ancak, insan yaşamı, esenliği değil, daha fazla rant önceleniyor. Onun için ölümlere rağmen her gün rantı artıracak yeni düzenlemeler yapılıyor.
Yangını algılama, haber verme, söndürme, insanları tahliye etme cihazlarının, ekipmanlarının varlığı, periyodik kontrollerinin yapılıp yapılmaması konusunda görev ve sorumluluk otel sahiplerinde olduğu kadar, denetleme yükümlülüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndadır. İşyerinde çalışanlar da olduğundan aynı zamanda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığındadır.
Ülkemiz insanları her sabah bir felaket haberi ile uyanmak istemiyor
Kapitalizm sermayenin aşırı kâr sistemini esas alır. Ölüm ya da yaşam seçeneğini yaşamak, güçler dengesine, örgütlülük seviyesine, mücadele isteğine göre belirlenir. Ama ülkemizde çürümüşlük aşırı seviyede, Bunun en önemli nedenini ülkedeki yönetim sistemi yansımalarının kılcal damarlara kadar yansımış olması olarak söylemeliyiz. Demokrasi, insan hakları mücadelesi yükselmedikçe, sistem değişmedikçe, her yıl en az bir kez “bu felaket son olsun” diyeceğiz.
İnsan yaşamına önem verilmemesi sonucu meydana gelen ölümleri kaza sonucu ölüm olarak adlandırmak doğru değildir. Bu ülkenin onurlu insanları, iş cinayetlerini kaza olarak adlandırmadı, “kaza-kader değil cinayet” dedi. “Deprem doğa olayıdır, onu felakete dönüştüren mühendisliği, bilimi, tekniği yok sayan AKP politikalarıdır” dedi. “Yangınlar, patlamaları felakete dönüştüren alınmayan önlemler, hesap vermeyen işverenlerdir” dedi. Denetlemeyen, mühendisliği, bilimi yok sayan, mühendisleri, örgütlerini etkisizleştiren siyasi iktidardır” dedi. Yangınları, iş cinayetlerini, toplu ölümleri seyredenler dün Taksim’de “yaşamak istiyoruz” diyenlere müdahale edip gözaltına aldılar.
Ülkemiz insanları, her sabah bir felaket haberine uyanmak istemiyor, Bakanların hesap vermediği bir sistemi istemiyor, Bilimin, tekniğin, mühendisliğin, mühendis örgütlülüğünün yok sayıldığı bir sistemi istemiyor.
İşçi sınıfının, demokrasi güçlerinin, sendikaların mücadelesi yükselirse, “afet”, “felaket” , “kaza” olarak ifade edilen, insan canını önemsiz sayan kan, gözyaşı üzerine kurulu bu düzen değişecek, işçiler iş cinayetlerinde, çocuklar yangınlarda, kadınlar, erkekler, gençler, çocuklar depremde ölmeyecek, sorumlular hesap verecek.