Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Ekim 2025’e ait hapishane istatistiklerini yayımladı. Rapora göre Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü toplam 420 bin 904 mahpus bulunuyor. 304 bin 964 kapasiteli 402 cezaevinin yüzde 138 oranında dolu olduğu belirtildi. AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana mahpus sayısı 7 kat artarak 59 binden 420 bine çıktı.
Cezaevlerinde Alarm Veren Yoğunluk
Rapora göre mahpusların 120 bini açık, 300 bini kapalı cezaevlerinde kalıyor. 357 bin 646’sı hükümlü, 63 bin 258’i ise tutuklu. Hapishanelerde 269 engelli, 6 bin 543 yaşlı, 4 bin 561 çocuk ve 19 bin 290 kadın mahpus bulunuyor. Kadınların yanında 0-6 yaş arası 822 çocuk da cezaevi koşullarında büyüyor.
“Tutuklama Değil, Özgürlük Esas”
İstanbul Barosu Genel Sekreteri ve Adil Yargılanma Hakkı İzleme Merkezi Koordinatörü Avukat Hürrem Sönmez, mahpus sayısındaki artışın doğrudan iktidarın ceza politikalarıyla ilişkili olduğunu söyledi:
“Tutuklama istisna olmalı, özgürlük esas. Ancak mahkemeler, tutuklamayı cezalandırma aracına dönüştürüyor. Bu da hem cezaevlerindeki doluluğu hem de insan hakları ihlallerini artırıyor.”
İnfaz Yakmalar Yoğunluğu Artırıyor
Sönmez, “infaz yakma” uygulamalarına da dikkat çekerek, denetimli serbestlik hakkını kazanmış mahpusların idari gözlem kurulları tarafından keyfi biçimde içeride tutulduğunu belirtti:
“Tahliye edilmesi gereken birçok kişi, gözlem kurulu kararlarıyla içeride tutuluyor. Bu uygulama, hem hukuka hem insan haklarına aykırıdır.”
Hak İhlalleri Derinleşiyor
CİSST ve baroların raporlarına göre, cezaevlerinde personel yetersizliği, görüş kısıtlamaları, fiziksel koşulların uygunsuzluğu ve avukat görüş odalarının yetersizliği gibi sorunlar artıyor. Sönmez, bu durumun hem mahpusların hem de ailelerinin temel haklarını ihlal ettiğini söyledi:
“Cezaevleri kapasitelerinin çok üstünde mahpus barındırıyor. Bu durum kötü muamele, iletişim kısıtlaması ve sağlık hizmetlerine erişimde ciddi sorunlar yaratıyor.”
Çözüm: Hukukun Uygulanması ve İnfaz Yakmaların Sona Ermesi
Sönmez, çözümün açık olduğunu vurguladı:
“Tutukluluk bir cezalandırma yöntemi olmaktan çıkarılmalı. İnfaz yasaları doğru uygulanmalı, keyfi tutuklamaların önüne geçilmeli. Devletin görevi, özgürlüğü kısıtlanmış kişilerin hem fiziksel hem psikolojik sağlığını korumaktır.”
CMK 100. Maddeye Göre Tutuklama Şartları
1. Kuvvetli suç şüphesi: Tutuklama kararı için somut deliller gerekir.
2. Tutuklama nedeni: Suç şüphesine ek olarak, delil karartma veya kaçma tehlikesi gibi gerekçeler bulunmalıdır.
3. Orantılılık: Tutuklama, ölçülü ve zorunlu hallerde uygulanmalıdır.