Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland, Uluslararası Af Örgütü ve Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı Antonio Panzeri ile Yeşiller Grubu’ndan Rebecca Harms yaptıkları açıklamalarla akademisyen ve STK temsilcilerinin gözaltına alınmasına sert tepki gösterdi.
Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala’nın tutuklu bulunduğu Anadolu Kültür Derneği’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Anadolu Kültür Derneği Yönetim Kurulu Başkanvekili Yiğit Ali Emekçi, Yönetim Kurulu Üyesi Ali Hakan Altınay, Genel Koordinatör Asena Günal ve dernek danışmanlarından Çiğdem Mater, Meltem Aslan Çelikkan ile aktivistler Bora Sarı, Ayşegül Güzel, Filiz Telek, Yiğit Aksakoğlu, Yusuf Cıvır, Hande Özhabeş, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Betül Tanbay, Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Turgut Tarhanlı’nın olduğu yer aldı.
Avrupa Konseyi Sekreteri: Alarm verici gelişme
Avrupa Konseyi Sekreteri Jagland 13 Akademisyen ve STK temsilcisinin gözaltına alınmasına ilişkin “Aralarında Hakan Altınay’ın da bulunduğu bir grup akademisyenin gözaltına alınmasından büyük endişe duyuyorum. Bu alarm verici gelişmeyi acil bir konu olarak Türk hükümetinin gündemine getireceğim.” ifadelerini kullandı.
AF Örgütü: Akademisyenler derhal ve şartsız serbest bırakılmalı
Uluslararası Af Örgütü'nün Brüksel'deki Türkiye Koordinatörü Jenny Vanderlinden Türkiye’de bu sabah birçok akademisyenin gözaltına alınmasına sert tepki göstererek, "hükümetin ifade özgürlüğünü ve muhalifleri tamamen yok etmeye çalıştığını" söyledi.
Jenny Vanderlinden: "Türk hükümeti uzun zamandır insan hakları savunucularını hedef alıyor, olayı bu kapsamda değerlendirmek gerekiyor. Türk hükümetinin amacı ifade özgürlüğünü tamamen yok etmek ve muhalifleri susturmak. İfade özgürlüğü hedef alınıyor. Gözaltına alınan akademisyenler Osman Kavala ile bağlantıda bulunuyor. Bu insanlar derhal ve şartsız olarak serbest bırakılmalı. Kimileri barış için akademisyenler bildirisini imzaladı. Uluslararası hukuk çerçevesinde kendilerine yöneltilen hiç bir suçlama kabul görmüyor." şeklinde konuştu.
"Kabul edilemez bir durum"
Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komisyonu Başkanı Antonio Panzeri ise "Akademisyenlerin ve entellektüellerin gözaltına alınması şaşırtıcı değil zira Erdoğan birçok kişinin cezaevine girmesi için yoğun bir kampanya yürütüyor. Hükümet tarafından uygulanan politikalar muhalifleri tamamen susturmayı amaçlıyor. Bu çok vahim bir durum, bunu gözardı edemeyiz ve buna izin veremeyiz. Kabul edilemez bir durum."
"Amaç korku ve güvensizliği yaymak"
Avrupa Parlamentosu Yeşiller grubundan Rebecca Harms ise yaptığı yazılı açıklamada, "Bugün yaşanan operasyonlar ve gözaltılar muhalif Türk vatandaşlarına yönelik baskının olağanüstü halin kaldırılmasına rağmen devam ettiğini gösteriyor. Yeni gözaltı dalgası korku ve güvensizliği yaymayı amaçlıyor. İfade özgürlüğü, sanat ve özgür düşünceye karşı hareket ediliyor. Avrupa Birliği ve üye ülkeler ekonomi dahil her türlü ağırlıklarını koyarak keyfi uygulamalara dur demeli. Operasyonlar Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri'nin geçtiğimiz günlerde açıkladığı Türkiye raporunu da doğrular nitelikte."
Türkiye ile ilgili taslak raporu açıklayan Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Kati Piri ise insan hakları ihlalleri nedeniyle üyelik müzakerelerinin resmi olarak askıya alınmasını talep etmeye hazırlanıyor.
20 kişiye ilginç suçlamalar
20 kişilik listeden gözaltına alınan 13 kişi arasında bulunan Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Matematik Bölümü öğretim üyesi olan Betül Tanbay, Gezi Parkı eylemleri sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen heyetin arasında yer almıştı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı açıklamada Osman Kavala yönetimindeki şirket ve derneklerin “sivil itaatsizlik eylemleri”ni organize ettiği, bu yolla yaratılacak kaos ortamında “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma”nın amaçlandığı ileri sürülmüştü.
Emniyet’in açıklamasında, bir yılı aşkın süredir hakkında iddianame düzenlenmeden hapishanede tutulan iş insanı Osman Kavala’nın olayları organize ve finanse ettiği iddia edildi. Kavala ile birlikte 'hiyerarşik bir düzen içinde hareket ettiği' iddia edilen 20 kişi hakkında gözaltı kararı verildiği ifade edilmişti.
Açıklamada şu ifadelere yer verilmişti:
* Açık Toplum Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli şirketin sahibi Mehmet Osman Kavala isimli şahsın 27.05.2013 tarihinde başlayan Gezi Parkı Olaylarını Türkiye geneline yaymak ve yurt genelinde kaos ve kargaşa ortamı meydana getirmek ve bu şekilde Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeyi amaçladığı, Açık Toplum Vakfı ve Anadolu Kültür A.Ş. isimli vakıf ve şirketi kullanarak olayları finanse ve organize ettiği tespit edilmiştir.
* Mehmet Osman Kavala ile hiyerarşik bir düzen içerisinde şüphelilerin;
– Gezi Parkı olaylarını derinleştirmek ve yaygınlaştırmak için Anadolu Kültür AŞ’ye ait DEPO isimli yerde toplantılar düzenledikleri,
– Sivil İtaatsizlik ve Şiddetsiz Eylem başlıkları altında Gezi Parkı olaylarının devamlılığını sağlamak için yurt dışından aktivizm eğiticileri, kolaylaştırıcılar ve profesyonel eylemciler getirttikleri (Duran Adam, Piyano Çalan Adam, Kırmızılı Kadın vs.),
– Yeni medya oluşturma faaliyetleri içerisine girerek Gezi Parkı sürecinin devamı ve yaşanması muhtemel Gezi benzeri olayların kendi medyaları üzerinden gündem oluşturulmasının amaçladıkları,
– Mehmet Osman Kavala’nın Avrupa’da birçok kurum ve şahısla görüşme yaparak, Gezi Parkı olaylarında gündeme gelen biber gazının Türkiye’ye ithalinin durdurularak, yasaklanması için çalışmalar yaptıkları tespit edilmiştir.
Euronews