Close Menu
Siyasi HaberSiyasi Haber

    Subscribe to Updates

    Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.

    What's Hot

    Ameliyatlı bacağı nedeniyle uçağa alınmadığını söyledi: “Engelliyim, biletimi de iptal etmiyorlar”

    13 Ekim 2025

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    13 Ekim 2025

    CHP İstanbul İl Başkanlığı paylaşımlarına dava: Gazeteci Fatoş Erdoğan’a 5 yıla kadar hapis istemi

    13 Ekim 2025
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Facebook X (Twitter) Instagram
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    • Güncel
      • Ekonomi
      • Politika
      • Dış Haberler
        • Ortadoğu
        • Dünya
      • Emek
      • Kadın
      • LGBTİ+
      • Gençlik
      • Ekoloji ve Kent
      • Haklar ve özgürlükler
        • Halklar ve İnançlar
        • Göçmen
        • Çocuk
        • Engelli Hakları
      • Yaşam
        • Eğitim
        • Sağlık
        • Kültür Sanat
        • Bilim Teknoloji
    • Yazılar

      Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

      13 Ekim 2025

      Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

      12 Ekim 2025

      AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

      7 Ekim 2025

      Avrupa’da iki hayalet dolaşıyor: Faşizmin ruhu ve komünizmin hayaleti

      2 Ekim 2025

      Uçakta engelli yolcuların bitmeyen çilesi

      2 Ekim 2025
    • Seçtiklerimiz

      Ateşkes ne için?

      13 Ekim 2025

      SDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı?

      13 Ekim 2025

      İsrail’in spor turnuvalarından menedilmesi gerekliliği

      10 Ekim 2025

      Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

      10 Ekim 2025

      7 Ekim’den iki yıl sonra: İsrail neyi hedefledi, neyi başardı?  

      8 Ekim 2025
    • Röportaj/Söyleşiler

      ‘Kadıköy Kültür Evi hem nefes aldığımız hem de birlikte söz kurduğumuz bir yer’

      10 Ekim 2025

      Herkes için Onurlu Bir Barış

      5 Ekim 2025

      Beyza Üstün: Sadece halklar değil tüm canlılar, ekosistemler özgür olmalı

      1 Ekim 2025

      David Adler: İsrail ablukasının normalleştirilmesine direnmeliyiz

      28 Eylül 2025

      Yıldız Tar: İktidarın bekası çözümsüzlükte, toplumun bekası barışta

      25 Eylül 2025
    • Dosyalar
      • “Süreç” ve Sol
      • 30 Mart Kızıldere Direnişi
      • 8 Mart Dünya Kadınlar Günü 2022
      • AKP-MHP iktidar blokunun Kürt politikası
      • Cumhurbaşkanlığı Seçimleri
      • Ekim Devrimi 103 yaşında!
      • Endüstri 4.0 üzerine yazılar
      • HDK-HDP Tartışmaları
      • Kaypakkaya’nın tarihsel mirası
      • Ölümünün 69. yılında Josef Stalin
      • Mustafa Kahya’nın anısına
    • Çeviriler
    • Arşiv
    Siyasi HaberSiyasi Haber
    Anasayfa » Haluk Ağabeyoğlu

    Haluk Ağabeyoğlu

    MAHMUT MUTMAN Bianet için yazdı: Dünyaya sürekli gülümsemeyle bakan bu bakışın ardında o bakıştan asla beklenmeyecek, kırılması neredeyse imkansız, sessiz ama olağanüstü güçlü bir irade, bir inat vardı: Adaletsizliğe karşı duyulan inanılmaz bir öfke, infial. Hepimizin içinde birer Haluk Ağabeyoğlu olsun.
    Mahmut Mutman19 Eylül 2024
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn WhatsApp Reddit Tumblr Email
    Share
    Facebook Twitter LinkedIn Pinterest Email

    Haluk Ağabeyoğlu’nu 12 Eylül döneminde, Cüneyt Köseler’in evinde kaldığı zaman tanımıştım. Karanlık, kapkaranlık bir Ankara kışıydı. Aranıyordu, pek çok insan gibi onun da başı dertteydi. Ama o umutsuz ve çıkışsız şehrin en kara günlerinde tanıdığım Haluk Ağabeyoğlu sürekli gülümseyen birisiydi. Onu ilk tanıdığımda “galiba” demiştim, “bu çocuk biraz saf.” Bir süre sonra hiç öyle olmadığını, tersine çok uyanık biri olduğunu, o gülümsemenin kendisinin engelleyemediği biçimde içinden yükseldiğini anladım.

    Etrafındaki hemen herkes ona okula gitmemesini, kapıda alacaklarını söylüyordu. Haluk ise öğrencisi olduğu ODTÜ’de derslere ısrarla devam etti ve tabii bir gün alındı. Şimdi düşündüğüm zaman, bu akıl dışı gibi görünen davranışın, tüm bağları kopmuş, yalnız kalmış Haluk için bir çıkış yolu olduğunu, bu işin bir an önce bitmesini istediğini anlıyorum. Bu insanı şiddetin ve baskının ne olduğu üzerine düşündürüyor, çünkü bu deneyim (aranmak, saklanmak, yakalanmak…) Haluk gibi binlerce insanın ortak deneyimiydi, binlerce yalnız insanın.

    Haluk içeriden de aynı gülümsemeyle çıktı. Sanki çevresinde tüm çiçekler açmış, hep neşeli bir bahar havası varmış, o da dostların arasında iyi vakit geçirmiş gibi. Dünyaya sürekli gülümsemeyle bakan bu bakışın ardında o bakıştan asla beklenmeyecek, kırılması neredeyse imkansız, sessiz ama olağanüstü güçlü bir irade, bir inat vardı: Adaletsizliğe karşı duyulan inanılmaz bir öfke, infial. Öyle ki, bu öfkeye ilk kez tanık olduğunuz zaman “aman allahım” derdiniz, “nasıl çıktı bu adamdan bu öfke?” Haluk hiçbir zaman “lider” olmadı. Onu lider yapamazdınız, böyle bir konum hiç ona göre değildi. Ama her yerdeydi, nasıl yapar nasıl eder, mutlaka olunması gereken yerde olurdu! Cumartesi Anneleri toplanır, Haluk oradaydı. Gezi Parkı’nda protesto var, Haluk oradaydı. ODTÜ direnişte, Haluk oradaydı. Soma’da işçiler greve gider, Haluk oradaydı.

    Kamuoyu, Haluk Ağabeyoğlu’nu sanırım ilk kez, İstanbul’da Tansu Çiller’in yolunu keserek ondan hayat pahalılığının hesabını sorduğu zaman tanıdı. Gazetelerde bunu okuduğumda kahkahayı patlatmıştım. “İşte” demiştim, “bizim Haluk!” Ortalama bir sosyalist örgütçü için böyle kendiliğinden ve bireysel bir hareket eleştiri konusudur. Çünkü eğer böyle bir eylem yapılmaya karar verildiyse, planlı bir biçimde bir hesap sorma sahnesi organize edilir, bireysel girişimler kabul edilmez vb. Halbuki Haluk için hayat pahalılığından dolayı başbakandan hesap sormak, yemek, içmek, öksürmek veya kızmak gibi gündelik bir şeydi. Hesap sorulmalıydı, bu hesap yanlıştı, hesap yeniden yapılmalıydı! Bu zorunluluk ve ivedilik duygusu Haluk’un damarlarında akıyordu. Ama yanlış anlaşılmak istemem: Haluk asla örgütsüz olmaya inanan biri değildi, o hep örgütlüydü, hatta kendiliğinden örgütlüydü. Tanıdığım kadarıyla Haluk asla saldırgan biri olmadı, o sadece konuşurdu. Bilgiç değildi, ama onun için söz sakınılmamalıydı, söylenmeliydi, adaletsizlik ve baskı karşısında sessizlik kabul edilemezdi, o kadar. Bir kez daha gazetelere başlık olduğunda, Ermeni sorunu üzerine bir konferansta gerçekleri çarpıttığını düşündüğü bir konuşmacının sözünü kesmişti, ama başka bir şey söylemek için.

    Haluk Ağabeyoğlu ile 12 Eylül döneminin o karanlık günlerinden sonra bir kaç kez daha değişik gösterilerde ve toplantılarda karşılaştık. Yıllar sonra ilk kez, ODTÜ ÖTK anma toplantısında karşılaşmıştık, ben başka bir arkadaşa birilerinden şikayet ederken her zamanki gülümsemesi yüzünde beni dinlemişti (şikayet ettiğini pek duymadım, o karşı çıkardı, eleştirirdi). Son kez de Beşiktaş Abbasağa Parkı’nda anti-kapitalist Müslümanlarla “Güneşin Sofrasında” hep birlikte oruç açılan bir gün gördüm onu. Sahneye davet edilmiş, kısa, güzel bir konuşma yapmıştı.

    Haluk Ağabeyoğlu hiçbir zaman samimi bir dostum olmadı; birbirimizi tanıdık, bildik, birbirimize saygı duyduk. Bu nedenle, yani görece uzaktan yazdığım, onu yakından tanımadığım için belki biraz idealize etmişimdir. Elbette kimse kusursuz değildir. Ama bu yazıyı yazmamın nedeni, Haluk Ağabeyoğlu’nun, tanıdığım kadarıyla, sosyalist öznelliği bilincin kendine aşırı güveninden kurtaran, yaşamı hep gülümsemeyle karşılayan ama adaletsizliğe duyulan öfkeyi, infiali bedeninde taşıyan özgün kişiliği oldu. Hepimizin içinde birer Haluk Ağabeyoğlu olsun.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Telegram Email

    İlgili İçerikler

    Ateşkes ne için?

    13 Ekim 2025

    SDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı?

    13 Ekim 2025

    İsrail’in spor turnuvalarından menedilmesi gerekliliği

    10 Ekim 2025
    Destek Ol
    Yazılar
    Cumur Ülker

    Egzotikleştirilen ayrımcılık ve rıza suistimali olarak: “Çingene pembesi”

    Mehmet Murat Yıldırım

    Dicle’nin kıyısında, bir kitabın sayfaları arasında

    Ömer Bölüm

    AİHM kararı: Hukuk mu, egemenlik mi?

    Tuncay Yılmaz

    Avrupa’da iki hayalet dolaşıyor: Faşizmin ruhu ve komünizmin hayaleti

    Bağlantıda Kalın
    • Facebook
    • Twitter
    Seçtiklerimiz
    Akdoğan Özkan

    Ateşkes ne için?

    Fehim Taştekin

    SDG düğümü çözülüyor mu? Fırat hattında buzlar kırıldı mı?

    Ahmet Talimciler

    İsrail’in spor turnuvalarından menedilmesi gerekliliği

    M. Ender Öndeş

    Ben Gvir’i sevebilir miyiz?

    Güncel Kalın

    E Bültene üye olun gündemden ilk siz haberdar olun.

    Siyasi Haber, “tarafsız” değil “nesnel” olmayı esas alır. Siyasi Haber, işçi ve emekçiler, kadınlar, LGBTİ+’lar, gençler, doğa ve yaşam savunucuları, ezilen etnik ve inançsal topluluklardan yanadır.

    Devletten ve sermayeden bağımsızdır.

    Facebook X (Twitter) YouTube
    EMEK

    MESEM, çocuk işçiliğine uydurulan yasal kılıftır

    10 Ekim 2025

    Van’da kayyımın işten çıkardığı 223 işçi 70 gündür direniyor

    8 Ekim 2025

    Demirören Medya’da toplu işten çıkarmalar: 50 çalışan daha istifaya zorlandı

    8 Ekim 2025
    KADIN

    Rojin Kabaiş soruşturmasında yeni gelişme: Cinsel saldırı ihtimali ortaya çıktı

    11 Ekim 2025

    Ev içi şiddet, çalışma yaşamının da konusudur!

    10 Ekim 2025

    Eskişehir’de kadınlardan Rojin Kabaiş için “adalet zinciri”

    28 Eylül 2025
    © 2025 Siyasi Haber. Designed by Fikir Meclisi.
    • Home
    • Buy Now

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.