Hindistan ve Türkiye… Siyasal ve toplumsal gelişmeler açısından birbirlerine fazlasıyla benzemeye başlıyorlar. İki ülkenin solcuları, ilericileri de benzer sorunları, açmazları tartışmak zorunda kalıyorlar.
Benzeşmelere, Türkiye gibi, Hindistan için de önemli bir seçim yılı olan 2014’e odaklanarak göz atalım. Hindistan seçimlerini kazanan lideri (Narendra Modi’yi) betimleyelim; partisine (BJP’ye) de ışık tutmuş oluruz.
Modi’nin dünya görüşü, radikal Hindu milliyetçiliğine (“Hindutva”ya) dayanır. Laik Hindistan Anayasası’nı açıkça hedef alan, ırkçılığa yaklaşan bir şovenizm ile karanlık bir köktendinciliğin bileşkesi söz konusudur. Bu hareketin ve doğrudan doğruya Modi’nin, azınlıktaki dinî ve etnik gruplara (öncelikle Müslümanlara) karşı lekeli, kanlı sicilleri vardır.
BJP’nin seçim kampanyasını, arka planda Hindutva akımının en fanatik kanadı, yarı-milis özellikler taşıyan RSS örgütü yürüttü. Kampanyanın dışa vuran görüntüsü ise, Hindistan burjuvazisinin özlemlerine uyarlandı ve ana mesaj basit tutuldu: Değişim… Bunun için de, 2001’den beri Modi’nin Eyalet Başkanı olarak yönettiği Gujarat’ın ekonomik başarımlarını Hindistan’a taşımak…
Bu mesaj, özünde, “ekonomik kalkınma” söylemi arkasında, sermayenin önündeki engellerin tamamen kaldırılmasını; kaynak kullanımında burjuvazinin kesin önceliğini içerir. Bu da sınırsız bir neoliberalizm programı anlamına gelir.
Kaybedenlere gelelim: Laik Hint Anayasası’nın mimarı olan iktidardaki Kongre Partisi (Hintliler bu partiye kısaca “Kongre” derler) tarihinin en ağır yenilgisine uğradı. Komünist/sosyalist partilerin liderliğindeki “Sol Cephe” de yenik düştü. Milletvekili sayısı 24’ten 12’ye, oy oranı yüzde 7,5’ten 4,8’e geriledi.
Seçimler sonunda Kongre’nin bir daha toparlanamayacağı; dolayısıyla BJP için uzun süreli iktidar öngörüsü yaygınlaştı. Bu öngörü, Hint siyasetinde daima önemli bir ağırlığı olan (genellikle tutucu) eyalet partilerinin öne çıkması ve iktidar ortaklıkları senaryosuna da dayanmaktadır.
İster 2003, ister 2014’le paralellik kuralım. Türkiye ile benzerlikler akla gelmiyor mu?
***
Hindistan’ın laik, sosyalist, ilerici çevreleri, şimdi bir durum muhasebesi yapıyorlar: Narendra Modi’nin seçim zaferi nasıl açıklanmalı? Benzer bir sorun Türkiye’de de gündemdedir.
Hindistan tartışmalarını burada kapsamamız mümkün değil. İki tema üzerinde durmakla yetineceğim.
Kongre niçin kaybetti?
E. Sridharan, C.P. Chandrasekhar ve J. Ghosh bu soruyu tartışıyorlar. Açıklıyorlar ki, Modi’nin tüm “kalkınma” söylemine rağmen, seçim konjonktüründe Hint kamuoyunda, ekonomiye ilişkin yaygın bir kötümserlik yoktur. On yıllık Kongre iktidarı altında ekonomik kriz yaşanmamış; ortalama büyüme hızı yüzde 7,7’ye çıkmış, BJP hükümetlerinin önceki (yüzde 6’lık) dönemini bir hayli aşmıştır.
Buna karşılık, Kongre’nin yoksullara dönük refah harcamaları eleştiri konusu olmuştur; ama, az değil, fazla yüksek olduğu için… Gerçekte ise, bu başlığa giren tüm harcamalar son beş yılda göreli olarak artmamış; tam tersine, 2010-2014 arasında milli gelirin yüzde 2,1’inden 1,4’üne inmiştir. Yoksulları gözeten politikaların bir iktidar eleştirisine yol açması ise, BJP’nin başarılı bir saptırması ile sağlanmıştır: Sosyal harcamalarda yolsuzluk iddiaları… Gerçekte ise yolsuzlukların kaynağında (Türkiye’de olduğu gibi) neoliberal uygulamalar yatmaktadır.
P. Patnaik’a göre bu saptırma, “yoksullara dönük tüm harcamalara karşı orta ve üst katmanlarda yaygın bir nefret oluşmasına katkı yapmıştır.” Kongre’nin asıl günahı ise, “hedeflenmiş (yoksun) gruplara dönük neoliberalizmin cevaz gördüğü refah harcamaları yerine, yurttaşlığa dayalı evrensel haklar anlayışına geçilmemiş olmasında yatmaktadır.”
Öte yandan, neoliberalizme artan teslimiyet, geleneksel olarak Kongre’yi destekleyen eğitimli katmanların bu partiden uzaklaşmasına katkı yapmıştır. Öyle anlaşılıyor ki, seçim arifesinde kamuoyunu etkileyebilecek kişilerde, çevrelerde Kongre’ye destek ortadan kalkmıştı.
Seçimlerde, Kongre büyük ölçüde bir azınlık partisi görüntüsü kazanmıştır: Oylarının yüzde 60’ı dinî veya etnik-kültürel azınlıklardan oluşmuştur.
Sermayenin programı seçmen desteğini nasıl sağladı?
Patnaik, P.Chhibber, R.Verma, E.Sridharan ve Economic and Political Weekly dergisi editörleri bu soruyu tartışıyorlar. Görüşler farklıdır; ama birkaç ortak öğe de ortaya çıkıyor.
Bir kere, büyük sermayenin medya üzerindeki denetiminin seçmen davranışlarını fazlasıyla etkilediği; hatta belirlediği ortaya çıkıyor. Hindu seçmenin orta-üst katmanlarında BJP hiç fire vermemiştir. Bu katmanları, orta/küçük kent burjuvazisi ve orta/zengin köylülük ile birleştiren “yeni bir toplumsal blok”un oluştuğu belirtiliyor. Bu blok, en yoksullar ile orta halli gruplar arasındaki politik karşıtlıkları derinleştirmiştir. Emekçilerin Kongre’ye ve Sol’a daha fazla destek veren grupları bu kez oylarını esirgemişler; seçime katılma oranları, orta/üst burjuvazinin çok gerisinde kalmıştır.
Yazarlar, Hint toplumunun ideolojik merkezinin belirgin biçimde sağa kaydığını vurgulamaktadır. Anlaşıldığına göre, Hint toplumunun kalabalık emekçi kitleleri saflarında sahte bir “orta sınıflar” bilincinin yaygınlaşması etkili olmuştur. Bu sayede, Modi’nin temsil ettiği köktendinci, şoven milliyetçi, laiklik-karşıtı çizgi, “yolsuzluklarla mücadele, kalkınma, ekonomik açılma” söylemleri içinde önemini yitirmiştir.
Neoliberalizme sınırsız teslimiyet programının gerici bir siyasal-ideolojik çizgiyle bütünleşmesi Modi’yi iktidara getirmiştir. Solcu yazarlara göre, Kongre’de Modi çizgisine ayak uydurma eğilimi yaygınlaşmaktadır ve bu, sadece o parti için değil; Hindistan’ın geleceği açısından da çok tehlikelidir.
Hindistan sosyalizmi, düşünsel ve tarihsel birikimi sayesinde bu sapkınlığın dışında kalacaktır. Ancak, ülkenin gericiliğe, vahşi kapitalizme sürüklenmesini frenleyebilecek güçlerin ağırlık merkezi, sosyalist harekette değil, (ne yazık ki) hâlâ Kongre’dedir.
(Not: Hindistan solunun katkılarını İngilizce’den izlemek isteyenler, Economic and Political Weekly, Frontline dergilerinin internet sayılarına ve networkideas.org ve (bazen) triplecrisis.com sitelerine bakabilirler.)
Bu yazı: Sendika.Org sitesinden alınmıştır