Alevi kadınların arasına bu yıl yeni bir grup daha eklendi: 17+ Alevi Kadınlar. Alevi kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesini hedefleyen 17+ Alevi Kadınlar, tüm kurum ve kişilerden bağımsız bir hatta yürümeyi, Alevi kadınlarının sorunlarına ve çözümlerine odaklanmayı amaçlıyor. 17+ Alevi Kadınlar 8 Mart bildirisi de yayımladı.
Haklarında çok az şey duyduğumuz, sorunları var mı, varsa ne diye aklımıza takılmayan bir toplumsal grup oldu hep Alevi kadınlar. Her yerdeydiler, aynı zamanda hiçbir yerdeydiler. Erkeklerle eşittiler ama eşit de değillerdi. Yine de “diğer kadınlara göre ilerideydiler.”
“Bizde zaten kadın erkek eşit, kadın çalışması yaparak kadınla erkeği ayırmanın, eşitliği bozmanın ne gereği var?” sözleriyle önleri hep kesildi, örgütlenmelerine izin verilmedi. Alevi toplumunun yüzde 50’sini oluşturmalarına rağmen, alevi erkeklerce yönetilen kurumların gündemlerine giremeyen, oralarda kendilerine neredeyse hiç yer bulamayan, erkek egemen baskılar nedeniyle bu kurumlardan uzaklaşmak zorunda kalan Alevi kadınlar yine de vazgeçmeyerek ısrarla bildikleri yolda yürümeye devam ettiler.
İnatla mücadele eden Alevi kadınların arasına bu yıl yeni bir grup daha eklendi: 17+ Alevi Kadınlar Alevi kadınlarının özgürlük ve eşitlik mücadelesini hedefleyen 17+ Alevi Kadınlar çevresi tüm kurum ve kişilerden bağımsız bir hatta yürümeyi, teorik ve pratik alanda Alevi kadınlarının sorunlarına ve çözümlerine odaklanmayı amaçlıyor.
17+ Alevi Kadınlar, 8 Mart için bir bildiri yayımladı. Bildiri şöyle:
''Erkekleştirilmeye direneceğiz, sır içinde sır olmayacağız!
Bizler, inanç temellerinde kadın ve erkeği eşit gören kadim Alevi inancından kadınlarız.
Zalime ve zulme karşı direnişçi geçmişe sahip olan Alevi toplumunun yarısıyız. Diğer inançların, devletlerin, imparatorlukların gadrine rağmen kendisini koruyabilmiş Alevi toplumunda, sadece egemen inançlara değil, Yol içinde egemenlik kurmak isteyen erkekliğe de direnenleriz.
Kimi zaman sessizce olmuş direnişimiz, içeriden içeriden. Kimi zaman bilgi ile erkânla… Kimi zaman “gerçeğe hü” deyip silahtar olmuşuz, silah tutmuşuz.
İnsanlığın kadim coğrafyasının kadınlarının binlerce yıllık direnişçi geçmişlerinin takipçileriyiz, bu geleneğe sahip çıkan özneleriz, onu sürdürenlerin en önemli parçasıyız.
Bizler Selçukluların, Osmanlıların, Cumhuriyetin katliamcı ve cinsiyetçi tarihlerine karşı direnerek varlığını koruyan, Koçgiri’de, Dersim’de, Çorum’da, Maraş’ta, 12 Eylül darbesinde, Madımak’ta, Gazi’de Alevi düşmanlığının yanı sıra devletin cinsiyetçi şiddetine maruz kalmış, buna direnmiş, ser verip Sır’ını vermemiş direnişçi kadınlarız.
Biz Alevi kadınlarının tarihi sadece Aleviliği ve Alevi toplumunu yok etmek isteyen devletler ya da iktidarlara karşı başkaldırının tarihi değil. Ona olduğu gibi aynı zamanda, yaşadığı topraklarda erkek egemenliğine karşı direnişin de önemli bir tarihidir.
Bugün hala yolumuzun en önemli rehberlerinden olan “Kadın erkek eşittir” söylemi Alevi toplumu içindeki tarihimizin, duruşumuzun, direnişimizin, mücadelemizin kazanımıdır.
Biz Alevi kadınlar kadın erkek eşitlik mücadelesini Ayşe Bacılardan, Fatıma Analardan, Kadıncık Analardan, Zarife Hanımlardan öğrendik, bu yolda onlardan el aldık. Yolumuz, süreğimiz, yüreğimiz onlarla bir.
Kadınlardan aldığımız bu bilinç ve binlerce yıllık direngen geçmişimizin verdiği güçle kendimize 17+ Alevi Kadınlar dedik.
Aleviliğin temel metinleri arasında yer alan ve eşitliği savunan, iktidarı reddeden 40’lar Meclisi’ni oluşturan 40 kişiden 17’si kadın idi.
40’lar Meclisi’ndeki 17 kadının kendisinden önceki Alevi kadınları da temsil ettiğini biliyoruz.
Bizler adımızı bu 17 kadından aldık ve yanına artı işareti koyduk. Çünkü bu kadınlara ve süreklerine sahip çıkıyor, onların Sır’larının sırdaşları olarak Yol’larından yürüyoruz.
Biz Alevi kadınlar ‘Sır’rın kendisiyiz. O Sır’ı bizzat üretenler ve bugünlere getirenleriz.
Mücadelemiz, Aleviliği asimile etmek için her türlü yola başvuran devlete ve onun iktidarlarına karşıdır.
Mücadelemiz; Aleviliği ve Alevi toplumunu inkâr ederek imha etmeye çalışan asimilasyoncu, erkek egemen zihniyete ve onun resmi, sivil tüm araçlarına karşıdır.
Mücadelemiz; yolumuz içerisinde sözde “kadın erkek eşittir” anlayışını sahiplenen ama özde bunu uygulamayıp Alevi inancını, toplumunu erkekleştirenlere karşıdır. Aleviliğin en önemli direklerinden olan kadın erkek eşitliğini hiçe sayıp Alevi kadınları eve ve aileye mahkûm etmeye çalışan, başta eviçi olmak üzere kamusal alan dâhil, kadın bedenini, emeğini ve kimliğini sömüren Alevi erkeklere ve tüm erkeklere karşıdır. Bundan sonra kol kırılıp yen içinde kalmayacak, kolu kıranı biz de kıracağız!
17+ Alevi Kadınlar olarak her alanda olduğu gibi Alevi toplumu içinde erkek egemenliğine karşı örgütlü mücadelenin öneminin farkındayız.
Mücadelemiz; Alevilik inancının kadınlar lehine özünü yok sayan, böyle yaparak Aleviliğin erkekleştirilmesine destek çıkıp Alevi kadınların mücadelesini görmeyen, değersizleştiren ve tüm inançları cinsiyet politikaları açısından eşitleyerek Aleviliğin diğer inançlara örnek olacak eşitlikçi yanını görünmez kılan tekçi, Alevifobik kesimlere karşıdır.
Alevi kadınlar olarak yürüdüğümüz bu Yol’un erkek egemenliğine karşı açılmış önemli bir mevzi olduğunu, bugüne kadar başka isimler ve biçimler altında dâhil olduğumuz kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini bundan sonra Alevi kadınların örgütlenmesi alanında da sürdüreceğimizi kız kardeşlerimizle paylaşmak istiyoruz. Kadınlar birlikte güçlüyüz.
Alevi kadınlar vardık, varız, var olacağız!
Yaşasın 8 Mart, yaşasın kadın dayanışması
Aşk ile…''